Türkiye’de bir AKP’li belediye klasiği: Nikahlanan çiftlere kutlamak için verilen hediye paketi.
Daha önce de yazanlar ortalığı karıştırmıştı. Ancak bu kez okuyanlara “pes” dedirtiyor.
Gaziantep’in AKP’li Şahinbey Belediyesi’nin dağıttığı kitaptan söz ediyoruz.
İsmi: Aile Saadeti.
Yazarı: Muhammed Saki Erol.
İsmi size pek bir şey ifade etmeyebilir.
Kendisi Fethullahçıların yerine yükselen Cemaatlerden, Menzilciler’in liderlerinden.
Haliyle tablo, siyaset ve tarikat ilişkisinde daha ilgi çekici hale geliyor.
KADIN NASIL DÖVÜLÜR
Kitap, yeni evlenen çiftlere dağıtılan çantadan; Kuran, seccade, tespih ve takkeyle birlikte çıkıyor.
Eşlere, daha doğrusu erkeklere, “hanım”larına nasıl davranılacağını anlatıyor.
İşte dananın kuyruğu da burada kopuyor.
Çünkü kitap, artık İslamcılardan duymaya alıştığımız haliyle kadının eve kapatılmasının ötesine geçiyor. Kadına dayağı savunurken, kadınların nasıl dövüleceğini de ayrıntılarıyla anlatıyor.
Kitaba göre “haddini aşmış” kadın, “ıslah edilmek” için önce öğüt verilir, ardından yatakta yalnız bırakmak gibi fiili tavırlarla yola getirmeye çalışılır. Artık bunlarla uslanmayan kadın ise dövülür.
Kitapta şu ifadeler yer alıyor:
“Bu da fayda sağlamaz ise demek ki kadın yuvasının değil keyfinin derdindedir. Ona başka bir ilaç gerekmektedir. Bu azgın kadını boşayıp yuvayı dağıtmadan önce evin içinde ıslah etmek için kocaya tavsiye edilen bu ilaç onu korkutmak ve usulüne uygun dövmektir. Bu safhada kadını döverek cezalandırma, çok hassas bir iştir. Bu, ağır bir hastaya yan tesiri çok olan bir ilacı vermeye benzer.”
Kitap buradan sonra dövme usullerine geçiyor:
“-Sopa, demir gibi tahlikeli bir alet kullanılmayacak.
-Dövme halkın içinde değil, gizli ve kendi evinde olacak.
-Kadın dövülüp, kapı dışarı atılmayacak.
-Kadını dövdüğünü kimseye söylemeyecek.
-Dövme ve kavga sürekli olmayacak.”
Liste devam ediyor…
KADIN ERKEĞİ DÖVEBİLİR Mİ
Peki kitaba göre dayağın ölçüsü nedir?
Onu da yazar şöyle anlatıyor:
“-Yüze, göze, kafaya, karın boşluğuna, edep yerine vurulmayacak.
-Hiçbir organ zedelenmeyecek, saç baş yolunmayacak.
-Kadına lanet okunup küfürlü sözler söylenmeyecek.”
Peki, İslam dayağa izin veriyor mu?
Yazar şöyle cevap veriyor:
“Dinimiz yoldan çıkmış, çevresine zararlı hale gelmiş nefislerin ıslahı için ilaç ve tedavi hükmünde dayakla cezalandırmayı meşru görmektedir. Tabii ki usulüne göre ve hukukuna riayet etmek şartıyla. İşin aslı: Dayak iki türlüdür. Biri zulüm, diğeri lazımdır. Lazım olan dayak ilaçtır…”
Kitapta gerektiğinde dayakla ıslah olan kadınların yaşam alanı “tedavi, eğitim, hizmet ve zaruri ihtiyaç durumları hariç, kadın evinin dışında olmamalıdır” ifadeleriyle özetleniyor.
Peki, bir erkek yoldan çıkarsa, ıslah etmek için dövülebilir mi?
Kitap şöyle yanıt veriyor: “Kadının, elinden ekmek yediği kimseye el kaldırması doğru değildir. Bunun için dinimizde, dayağı hak eden kocayı dövme işi kadına verilmemiştir.”
Yazara inanırsanız din, kadının kafasına vurmak için indirilmiş bir sopa.
MENZİLCİLER DEVLETİ ELE GEÇİRİYOR
Bu sapık anlayış Türkiye’de milyonlarca insana ulaşan bir tarikat oluyor, kitaplarını devlet dağıtıyor, daha acısı devleti bir başka adla ele geçiriyor.
Cumhurbaşkanı’na yakınlığıyla bilinen Hüseyin Besli, Menzilciler’in yönettiği bakanlıklardan şikayet eder hale gelmişti.
Odatv olarak, konuştuğumuz Şahinbey Belediye Meclis Üyesi Uğur Kalkan, kitabı görünce yaşadığı şaşkınlığı anlattıktan sonra “Belediye dağıttığı bu kitapla aile saadeti sağlayamaz ama Allah korusun bu kitabı okuyan çiftlerin yuvası dağılabilir. Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu kadınlarımız başta olmak üzere kamuoyundan özür dilemelidir” dedi, belediye başkanını istifaya davet etti.
Ama çağrısı boşa…
Zira Türkiye’de tarikatların, cemaatlerin insafına terkedilen kamunun görevi belki de bu zorbalığı normalleştirmek, meşrulaştırmak…
Barış Terkoğlu