GENÇAĞA KARAFAZLI – ALİ OSMAN ERTAŞ – EMRE KOÇ
Fındıklı Dereleri Koruma Platformu’nun (FDKP) kurucuları Hüseyin Acar, Avni Ertaş ve Behçet Ertaş hakkında ‘görevi yaptırmamak ve görevli memura hakaret’ suçlamalarıyla açılan davanın ilk duruşması bugün Rize Pazar Bölge Adliyesi 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. 3 isim savunmalarında; anayasanın kendilerine yaşam alanlarını koruma ve savunma hakkı verdiğini belirterek, jandarmanın görevini yapmasını engellemediklerini, köylerine HES çalışması yapmak isteyen 2 görevliyi bölgeden uzaklaştırdıklarını belirtti. Dava, 12 Ekim’e ertelendi.
FDKP kurucuları arasında yer alan Hüseyin Acar, Avni Ertaş ve Behçet Ertaş, haklarında ‘görevi yaptırmamak ve görevli memura hakaret’ iddiasıyla açılan Rize Pazar Bölge Adliyesi 1. Ceza Mahkemesi’ndeki davada hakim karşısına çıktı. Acar ve Ertaşlara CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz ile CHP ilçe örgütleri, SOL Parti Meclis Üyesi Alper Taş, EMEP Rize İl Başkanı Hasan Zorlucan, ESP Fındıklı İlçe Başkanı Turgay Köse, Hopa Halkevi temsilcisi Dursun Ali Koyuncu, CHP Artvin Kemalpaşa İl Meclis Üyesi Şenol Çelik, Çağdaş Gazeteciler Derneği Rize Şube yöneticileri, İHD Rize temsilciliği, Fındıklı Belediye Meclisi üyeleri destek verdi.
“DOĞAYA SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Davada Hüseyin Acar, Avni Ertaş ile Behçet Ertaş, savunmalarında; bir yurttaş olarak anayasanın kendilerine yaşam alanlarını koruma ve savunma hakkı verdiğini, jandarmanın görevini yapmasını hiçbir şekilde engellemediklerin, yalnızca köylerine HES çalışması yapmak isteyen 2 görevliyi bölgeden uzaklaştırdıklarını, bundan sonra da yaşam alanlarını her türlü baskıya karşı savunmaya devam edeceklerini ifade etti. Davacı jandarma personeli ve tanıkların ifadesinin alınmasının ardından dava 12 Ekim 2022 tarihine ertelendi.
Daha sonra adliye önünde açıklama yapıldı. Yaşam savunucusu Behçet Ertaş, şunları söyledi:
“ŞİKÂYETÇİ JANDARMA ERİ YALNIZ DEĞİL ARKASINDA GÜÇLER VAR”
“Göründüğü gibi son birkaç yılda çok da rahat değiliz savunma anlamında. Üzülerek söylüyorum, bariz açıktan bir saldırıyla karşı karşıyayız. Buna yönelik özellikle Fındıklı’daki arkadaşlar bu sorumluluğu ille burada iki üç kişi değil, biz çıksak da mesele bitmeyecek tabi. Biraz daha kenetlenerek, el ele tutuşmayı biraz daha önemseyerek, eğer varsa kuşkular, şüpheler, zaaflar kime ne görev düşüyorsa, temsiliyeti olan kimseleri düzgün bir şekilde uyarmak durumundayız. Bu dava ertelendi, ama bitmiyor. O jandarma görevlisi vatandaş yalnız değil. Onun arkasındaki güçler de çok bilinmez değil, sermaye yapısıyla yönetim şekliyle ne ise onları sürdüreceklerini gösteriyor.”
Hüseyin Acar ise “15 seneden beri Fındıklı halkıyla yaşam alanımızı savunmak, korumak için yaptığımız mücadele aynen devam ediyor. Alanımızda yine devam edecek. Mahkemelerde devam edecek. Hiç susmuyoruz, yaşamımıza, geleceğimize sahip çıkacağız” dedi.
“15 YILDAN BERİ FINDIKLIYA ÇİVİ ÇAKTIRMADIK”
Mahkemenin ertelendiğini ancak mücadelenin ertelenmeyeceğini vurgulayan Avni Ertaş ise şunları söyledi:
“Bizim davamız kurdun, kuşun davasıdır. Bizim davamız; bir tane ağacın, bir tane böceğin davasıdır. Bizim davamız insanların değil, insanlığın davasıdır. Bizim davamız Avni’nin, Behçet’in, Hüseyin’in, Ayşe’nin, Fatma’nın davası değildir. Bizim davamız, doğamızın, geleceğimizin yani yaşamın olması ya da olmaması davasıdır. Düşeceğiz, kalkacağız yeniden düşeceğiz ama başaracağız. Ta ki bu ülkenin bütün yaşam alanları özgür, güzel ve yaşanabilir olana kadar bu devam edecek. Bir kişi olsak bile, yüz kişi olsak bile Fındıklı olarak tek başımıza kalsak bile hiç sorun değil. Burada bulunan herkes mutlaka biliyor ki Erzincan İliç’te bir arkadaşımız, bir dostumuz, bir yaşam savunucusu tek başına uluslararası şirketleri dize getirdi. Projeyi durdurdu iptal ettirdi. Tonlarca siyanür zehri nehirlere, göllere aktı. Hiç kimse yoktu sağında solunda. O arkadaş tek başına uğraştı, tek başına direndi ve kazandı diyebiliyorum. Dolayısıyla biz Fındıklı’da daha güçlüyüz. Bütün siyasi partilerimizle, bütün muhtarlarımızla, bütün sivil toplum kuruluşlarıyla, bütün halkımızla beraber 15 yıldan beri çivi çaktırmadık. Bundan sonra da bir kazma bir çivi vurdurmaya niyetimiz yok. Bu daha başlangıç mücadeleye devam.”
“BURADA YARGILANMASI GEREKENLER SUYUMUZA GÖZ KOYANLARDIR”
SOL Parti Meclis Üyesi Alper Taş konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Bütün dünyada büyük bir ekolojik yıkım, iklim krizi ve pandemi var. Bütün bunların nedeni belli. Nedeni doğal yaşam alanlarımıza arsızca, hayasızca dizginsiz sermaye saldırısı. Ya yaşam alanlarımızı koruyacağız ya da yok olup gideceğiz. Ya kıyameti yaşayacağız ya da bu dünyada doğayla beraber barışık yaşamaya devam edeceğiz. Tercih bizim. Arkadaşlarımızın tercihi son derece net. ‘Kıyameti yaşamak istemiyoruz’ diyorlar. Ve yaşam alanlarında nöbete durmuş vaziyetteler; derelerini koruyorlar, sularını koruyorlar. Şimdi burada yargılanması gereken arkadaşlarımız değil. Yargılanması gereken derelerimize, suyumuza göz koyanlar ısrarla, inatla sürekli olarak bunu başımıza bir tehdit olarak yansıtmaya çalışanlardır. Arkadaşlarımızın huzurunu bozdular. Bizim huzurumuzu bozuyorlar. Doğanın ve aynı zamanda köylerinin huzurunu, barışı bozdular.”
“DERLERİNİ SAVUNANLA BERABER OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz, şunları söyledi:
“Nasıl ki yaşam alanlarını savunan herkes Türkiye’nin neresinde olursa olsun mahkemelerde bu işlerle karşılaşıyorlarsa bugün de aynı uygulamayı görüyoruz. Bu uygulamalar aynen devam edecektir fakat ne olursa olsun mücadele devam edecektir. Bu sadece bir çevre mücadelesiyle sınırlı kalmayıp aynı zamanda yaşam alanlarının korunması yaşam alanlarının yağma edilmesine karşı da yapılan bir tercihtir. Bu arkadaşlarımız bu tercihlerini burada bulunan herkesle beraber göstermiştir, derelerin kardeşliği olarak tüm bileşenlerle beraber arkadaşlarımızın her zaman yanındayız. Dün de yanındaydık, bugün de yanındayız, yarın da yanında olacağız. Çünkü bu mücadele sadece onların verdiği bir mücadele değil hepimizin vermiş olduğu mücadele. İnanıyorum ki onlar bu saldırılarına devam edecekler bizler de savunmaya devam edeceğiz. Yaşam alanlarımızı korumaya devam edeceğiz. Eninde sonunda kazanan bizler olacağız.”
“4 MAAŞ ALAN SUYMUZU ALANLARA ALLAH KAN KUSTURSUN”
‘Derelerin annesi’ lakabıyla bilinen bir yurttaş, yaşam savunucularına destek vermek için geldiğini belirterek, “Artık ne söyleyeyim bitti benim laflarım. Açlıktan millet yerinde titriyor. Bir su içiyorduk derelerimizin suyunu, onu da bizden uzaklaştırdılar. Ben daha ne diyeyim, üç tane dört tane maaş alanlara açık açık diyorum, onlara kan kustursun. Kim olursa olsun kan kustursun” dedi.
“DERELERDEN VAZGEÇEMEYİZ”
Bir diğer kadın yurttaş ise, “Çocuklarımızı derelere götürüyoruz, yüzüyorlar biz de yüzüyoruz. Eskiden yıkamak yoktu derelere götürüyorduk halıları yıkıyorduk. İnekleri çözüyoruz, derelere getirip yüzdürüyoruz. Dereleri çok seviyoruz ondan vazgeçemeyiz. Çok merak ediyoruz, inşallah kazanırız” ifadelerini kullandı.