Boğaziçi öğrencileriyle dayanışma eyleminde polisin gazetecilere saldırısını kınayan basın meslek örgütleri, gazeteciliğin suç olmadığının altını bir kez daha çizdi.
Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin AKP’li Melih Bulu’nun rektör olarak atanması sonrası 4 Ocak’ta başlattığı protesto eylemleri devam ediyor. 2 Şubat’ta Kadıköy’de gerçekleştirilen eylemde yüzlerce öğrenci gözaltına alınırken, birçok basın emekçisi ise polisler tarafından şiddete uğradı. Eylemde gazetecilere uygulanan polis şiddeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), DİSK Basın-İş ve Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) tarafından kınandı.
IPI: GAZETECİLERİN GÜVENLİĞİNİ SAĞLAYIN
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), İstanbul Kadıköy’de 2 Şubat’ta düzenlenen gösterileri takip eden gazetecilerin polis tarafından kasıtlı olarak hedef alınmasını ve saldırılmasını kınadı.
Polisin kötü muamelesine uğrayan serbest gazeteci Elif Akgül, gözaltına alınmaya çalışıldı. Halk TV muhabirleri Erdinç Yılmaz ve Murat Erkmen’in de polisin göstericilere müdahalesi sırasında yaralandığı bildirildi. Erkmen, polisin sıktığı plastik mermi nedeniyle bacağından yaralandı. Serbest gazeteci ve belgeselci, yönetmen Kazım Kızıl da polis tarafından atılan plastik mermi ile yüzünden vurulduğunu sosyal medya hesabından bildirdi. Sendika.org muhabiri Murat Bay ise yaralanan göstericileri kayda almaya çalışırken polisin yumruklu saldırısına uğradığını kaydetti. Olay günü haber takibi yapan bir grup basın mensubu da polisin doğrudan göz yaşartıcı gazla müdahalesine maruz kaldı.
Gösteriler sırasında polisin doğrudan hedef aldığı gazetecilerden Elif Akgül, IPI’ya konuşarak olayı anlattı: “Polis, bir göstericiye ensesini sertçe yere bastırarak kötü muamelede bulunuyordu, bunu çekmeye çalışıyordum ve polis çekmemem için uyardı. Direnince, beni de gözaltına almaya çalıştılar.”
Polisin müdahalesinden meslektaşlarının yardımı ile kurtulduğunu anlatan Akgül, “Genel olarak polisin tavrı gösterici olsun gazeteci olsun aynıydı. Gazeteci olup olmadığına bakılmaksızın müdahale edildi” dedi.
Protestolar devam ederken, polisin artan aşırı güç kullanımı nedeniyle, gazetecilerin fiziki güvenlikleri de ciddi tehdit altında.
IPI Türkiye Program Koordinatörü Renan Akyavaş, gazetecilere yönelik saldırıları kınadı ve yetkilileri protestoları takip eden gazetecilerin güvenliğini sağlamaya çağırdı. Akyavaş, “Kamuoyuna doğru ve objektif haberi aktarmakla sorumlu gazetecilerin bu tür saldırılara maruz kalmasını meşrulaştırabilecek hiçbir gerekçe yok. Polisin nihai sorumluluğu basın mensuplarını hedef almak değil, tam aksine halkın bilgiye erişimini sağlayan gazetecilerin güvenliğini sağlamaktır,” dedi.
Akyavaş, “Polisin bu endişe verici tavrı, Türkiye’nin basın özgürlüğü ve halkın bilgiye erişimini bilinçli olarak ihlal ettiğini kanıtlıyor. Türkiye, gazetecilere ve temel bir hak olan barışçıl gösteri hakkını kullanan protestoculara yönelik polis şiddetini derhal sona erdirmelidir” ifadelerini kullandı.
IPI ve Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Avrupa Konseyi’nin gazeteciliği korumaya teşvik ve gazetecilerin güvenliğini sağlamak için kurulan platforma olay hakkında bir uyarı yükledi. Avrupa Konseyi üye devleti olan Türkiye’den, platform tarafından uyarı metni hakkında bilgilendirilerek resmi bir cevap vermesi talep ediliyor.
DİSK BASIN-İŞ: DEVLETİN GÜCÜ SINANDI
DİSK Basın-İş yaptığı açıklamayla saldırıları kınayarak, “Gazeteciler hedef tahtanız değildir. Dün Kadıköy’deki Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine destek amaçlı yapılan eylemde devletin gücü basın üzerinde sınandı” dedi.
TGS: İNADINA GAZETECİLİK
Türkiye Gazeteciler Sendikasının yazılı olarak yaptığı açıklamada, “Kadıköy’deki Boğaziçi Üniversitesi eylemini haberleştirmek için çalışan meslektaşlarımız polis tarafından kasten hedef alındı. Plastik mermilerle, kamera kırarak, darbederek uygulanan bu engelleme politikası bizi yıldırmaz. İnadına gazetecilik” denildi.
TGC: GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ise gazetecilerin uğradığı şiddeti, polisin sert müdahalesinde yaralanan Halk TV muhabirlerine dikkat çekerek kınadı. TGC’nin açıklamasında, “Kamuoyunu etkileyen her olayın ardından gazetecilere yönelik yapılan saldırı, halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkına yönelik bir saldırıdır. Meslektaşlarımıza yönelik saldırının faillerinin en kısa sürede bulunmasını ve cezalandırılmasını istiyoruz. Meslektaşlarımıza ve Halk TV çalışanlarına geçmiş olsun diyoruz. Gazeteciliğin suç olmadığını bir kez daha hatırlatıyoruz” ifadeleri kullanıldı. (HABER MERKEZİ)