Onlarca yıldır mücadele yürüten Kürtler, aynı zamanda zengin mücadele yöntemleri ve yaratıcı taktikleriyle de dikkat çekiyor. Seçim sürecinde Mardin’de başlayıp, Iğdır’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üslup seviyesini ortaya çıkaran sırt dönme eylemleri, 2012 yılında KCK sanıklarının mahkemelere sırtlarını dönerek, sivil itaatsizlik örneği sergilemeleriyle başladı.

Yaklaşık 40 yıldır her alanda mücadele veren Kürtler, zengin ve yaratıcı yöntemlerle her gün yaptıkları eylemlerine bir yenisini ekliyor. Sömürgeciliğe karşı Hindistan’da Mahatma Gandi, Amerika’da Martin Luther King tarafından geliştirilen sivil itaatsizlik eylemlerini 21. yüzyılda bir adım ileriye taşıyan Kürtler, aynı zamanda yeni mücadele yöntemleriyle de ilham kaynağı oluyor.

Açlık grevleri, sivil cuma namazları, canlı kalkan eylemleri, barajlara karşı çadırlı eylemler, anadilde savunma, kendini ihbar etme eylemleri, anadilde eğitim talepli dilekçeler, fiili olarak Kürtçe okul açma girişimleri, havai fişekleri birer savunma aracına dönüştürme yöntemleriyle dikkat çeken Kürtler, son yıllarda geliştirdikleri, “haksızlığa karşı sırt dönme” eylemleriyle de hem seçim sürecine damgalarını vurdular, hem de yeni itaatsizlik eylemlerindeki yaratıcılıklarını göstermiş oldular.

‘SIRT DÖNME’ EYLEMLERİ YENİ DEĞİL
Kürtlerin sırtını dönme eylemleri seçim süreci ile değil yargı eliyle Kürt halkına yönelik geliştirilen en şiddetli siyasi saldırıların olduğu KCK davalarının görüldüğü dönemlerde başladı. 10 Eylül 2012 tarihinde KCK basın davasının Çağlayan’da görülen ilk duruşmasında tutuklu ve tutuksuz Kürt gazeteciler, avukatlarının salona alınmaması, kendilerine yönelik geliştirilen haksız yargılamayı protesto etmek ve yargılamayı tanımadıklarını göstermek amacıyla mahkeme heyetine sırtlarını döndü. 3 Temmuz 2012 tarihinde Silivri’de görülen KCK davasının duruşmalarında mahkemenin keyfi yaklaşımlarına, siyasi soykırım operasyonlarına karşı yargılanan Kürt siyasetçiler ve avukatlar, mahkemeye sırtlarını dönerek, yargılamayı tanımadıklarını göstermişti. 2 Ekim 2012 tarihinde Silivri’de görülen KCK davasında avukat Selçuk Kozağaçlı’nın mahkeme başkanı tarafından söz verilmemesi üzerine, sanıklar mahkemeyi bir kez daha sırtlarına dönerek protesto etmelerinin ardından yeni bir eylem tarzını Türkiye’ye girmiş oldu. Bu tarihten itibaren de sırt dönme eylemi etkili olarak değişik alanlarda kullanılmaya başlandı.

Ayrıca bu eylem Meclis’e de taşındı ve hatta AKP ve CHP de bu yöntemi kullandı. 18 Nisan 2014 tarihinde Meclis kürsünde CHP’li vekil Kamer Genç’in konuştuğu sırada AKP’li vekillerin Genç’e sırtını dönerek, oturmaları fotoğraf karelerine yansımıştı. Yine AKP’liler, “İç Güvenlik Paketi”ne karşı puşi takarak Meclis’e gelen HDP’li vekillere de geçtiğimiz Şubat ayında sırtını dönmüştü. CHP’li vekiller de 10 Temmuz 2014 yılında Meclis’te konuşan AKP Adıyaman vekili Salih Fırat’ı aynı yöntemle protesto etmişti.

Ancak sırt dönme eylemleri esas olarak seçim sürecinde yaygın kazanmaya ve kitleselleşmeye başladı. Erdoğan’ın seçim mitingleri yaptığı alanlarda Kur’an-ı Kerim’i göstererek, Kürt hareketini hedef alması üzerine 4 Mayıs’ta Mardin’e yaptığı mitinge giderken, Kürtler Erdoğan’a sırtını dönmüştü. Sırtını dönme eylemi daha sonra Kürdistan’ın diğer şehirlerine de yansımıştı. En son Erdoğan’a yönelik aynı eylem Iğdır’da kadınlar tarafından tekrarlandı ve Erdoğan’ın kadınlara hakaret etmesini de beraberinde getirdi.

Erdoğan’ın eylem üzerinden kadınları hedef almasıyla birlikte sırt dönme eylemi bir anda Türkiye gündemine girdi. Erdoğan’a tepki göstermek ve Iğdırlı kadınlara destek vermek amacıyla Twitter’da #sırtımızıDönüyoruz hashtag’i en fazla paylaşılan ve destek verilen başlık oldu. (DİHA)