Bu Okyanus ötesi demek.
Ya Türkiye nire, Venezüella nire.!
Kendi topraklarında buğday, arpa, mısır vb tahıllar fazlasıyla üretilebilirken, başkasının toprağında ekin ekmek de ne oluyor..?
Önce Sudan’da toprak kiraladılar, şirket kurdular. Bu konuda şimdiye kadar bir arpa boyu yol alamadılar.
Başka Afrika ülkelerinde de denediler. Tutmadı. Tutmaz da.
Bizim çok güzel bir özdeyişimiz var; ‘kendi başına yaramayan başkasına hiç yaramaz’ diye.
Kendi topraklarını işlemeyen, çiftçisine faydalı olamayan, onları topraklarında geçinecek, tutacak politikalar üretmeyen siyasi iradenin başkasına faydalı olabileceğini hiç düşünmüyorum.
Bunlar, hep tribünlere oynuyorlar. Libya’ya, Somali’ye, Afganistan’a, Suriye’ye vb birçok ülkeye, kaynaklarımızdan milyarlarca lira akıttılar, transfer ettiler.
Peki bu transferlerden ülkeye bir fayda çıkar mı? Kesinlikle hayır.
Bu ülkelerin kendine hayrı yok ki. Yarınlarıyla ilgili de iyi bir gelecek vaat etmiyorlar zaten..
Şimdi, içeride ürettiği ürünle geçinemediği için üretmekten vaz geçen çiftçisi için politika üretmeyen siyasi irade, dünya çiftçisine çare olmaya çalışmaktadır.
Bu mümkün mü..?
Türkiye, adeta tahıl deposu ve kendi kendine yeterli bir ülke iken, bugün net ithalcı bir ülke durumuna düşürülmesi, bu güne kadar uygulanan yanlış politikanın sonucudur.
Hala yanlışlara, ‘inat ve ısrarla’ devam edilmektedir.
Bu anlayış ve duruş, ülke yararına değil, kim ne derse desin hayınlık ve ihanettir.
Bu yanlışlardan dönülmediği sürece, ülke yıkıma ve kaosa doğru gidecektir. Gidiyor da zaten..
Onun için yapılacak olan, sadece bu iktidardan kurtulmak değildir.
Bu siyasal iktidardan kurtulurken, yerine neyi ikame edeceğimizi de açıkça halka anlatabilmeliyiz, anlatmalıyız..
Yoksa, bu halk celladına aşık olmaya devam edecektir. Biz de, ‘bu iş niye böyle oluyor’ diye ah vay etmeye devam edeceğiz..!