AKP hükümetinin siyasetin ve toplumsal yaşamın odağına yerleştirdiği Diyanet İşleri Başkanlığı, İdlib’de hayatını kaybeden askelere ilişkin 81 ilin camilerinde okutulmak üzere cuma hutbesi yayınladı.
Hükükümetin politik olarak sıkışıklık yaşadığı her süreçte manevi desteğiyle devreye giren Diyanet İşleri Başkanlığı, İdlib’de düzenlenen saldırıda 33 askerin hayatını kaybetmesinin ardından, her cuma günü 81 ildeki tüm camilere gönderilen cuma hutbesini yaşamını yitren askerlere ve hükümetin Suriye’deki operasyonlarına ayırması dikkat çekti.
Hutbede, hükümetin savaş politikalarını desteklediği görülen Diyanet, Türkiye’den kilometrelerce uzakta, Suriye’de yaşamını yitiren askerler için “Vatanımızı çiğnetmeyeceğiz” şeklinde ifadeler kullanması dikkat çekti.
“Bizi tarih sahnesinden silmek isteyenlere karşı amansız bir mücadele veriyoruz. Yine dün olduğu gibi bugün de kadını erkeği, genci yaşlısı, hâsılı milletimizin her bir ferdiyle bayrağımızı indirtmeyecek, ezanlarımızı dindirtmeyecek, vatanımızı çiğnetmeyeceğiz” denilen hutbede, cihadist söylemlerde bulunuldu.
“Mehmetçiğimiz Peygamber Efendimizin, ‘Ellerinizle, dillerinizle ve mallarınızla cihad edin’ nebevi çağrısına uyarak düşmanın hayasızca akınına dur demektedir” ifadelerinin kullanıldığı hutbenin tamamı şöyle:
“Muhterem Müslümanlar! Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Müminlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiş, şehit olmuştur. Bir kısmı da şehit olmayı beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.” Okuduğum hadis-i şerifte ise Allah Resûlü (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Kim Allah’ın sözü yücelip hâkim olsun diye savaşırsa o, Allah yolundadır.”[2]
Kıymetli Müminler!
Millet olarak dün olduğu gibi bugün de büyük badirelerden geçiyoruz, ağır imtihanlar veriyoruz. Çanakkale ve Kurtuluş Savaşında olduğu gibi bugün de vicdanı körelmiş, insafını ve insanlığını kaybetmiş güçlere, bizi tarih sahnesinden silmek isteyenlere karşı amansız bir mücadele veriyoruz. Yine dün olduğu gibi bugün de kadını erkeği, genci yaşlısı, hâsılı milletimizin her bir ferdiyle bayrağımızı indirtmeyecek, ezanlarımızı dindirtmeyecek, vatanımızı çiğnetmeyeceğiz.
Bizleri başarılı kılacak olan, Allah’a karşı sarsılmaz imanımızdır. Vatana, ezana, bayrağa ve bağımsızlığa sevdamızdır. Yüreğimizdeki şehitlik ve gazilik arzusudur. Bu öyle bir iman ve vatan aşkıdır ki, Cenâb-ı Hak, bu aşkla toprağa düşenleri şöyle müjdelemektedir: “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilâkis onlar diridirler; Allah’ın lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir hâlde Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar.”
Değerli Müminler!
Mehmetçiğimiz, daima mazlumun yanında zalimin karşısındadır. Dünyanın iyiliği için cephede, insanlık adına siperdedir. Hakları ellerinden alınanların imdadına koşmak için seferdedir.
Mehmetçiğimiz, “De ki: Hak geldi bâtıl yıkılıp gitti! Zaten bâtıl yıkılmaya mahkûmdur.”[4] ayetine iman ederek, hakkın yanında batılın karşısında dimdik ayaktadır.
Mehmetçiğimiz, “Gevşemeyin, üzülmeyin. Eğer iman etmişseniz üstün olan sizlersiniz.” ayetine gönülden bağlanarak zaferden zafere koşmaktadır.
Mehmetçiğimiz Peygamber Efendimizin, “Ellerinizle, dillerinizle ve mallarınızla cihad edin.”nebevi çağrısına uyarak düşmanın hayasızca akınına dur demektedir.
Aziz Müminler!
Terörden bunalan coğrafyalara barış, umudu tüketilmek istenen masumlara umut, huzuru kaçırılan mahzunlara huzur dağıtmak üzere sefere çıkan Mehmetçiğimiz, dün hain bir saldırıya uğradı. Acımız büyük, yüreğimiz buruktur. Şehitlerimizin ruhu şâd olsun. Milletimizin başı sağ olsun. Yüce Rabbim yaralılarımıza şifalar ihsan etsin. Bizlere bir daha böyle acılar yaşatmasın.
Şu hususu unutmayalım ki bizi biz yapan, bizi millet yapan değerlerimizin etrafında kenetlendikçe kazanamayacağımız hiçbir mücadele yoktur. Birlik, beraberlik ve kardeşlik şuurunu diri tuttukça, karşı koyamayacağımız hiçbir hain saldırı, elde edemeyeceğimiz hiçbir zafer yoktur. Hiç şüphemiz yok ki Cenâb-ı Hakk’ın yardımıyla hainlerin oyunları bozulacak, zalimlerin tuzakları ayaklarına, hileleri başlarına dolanacaktır. Dün olduğu gibi bugün de zafer, hakkın ve hakikatin yanında yer alan aziz milletimizin olacaktır. Kur’an’ın ifadesiyle “Yakında o topluluk da yenilecek ve arkalarını dönüp kaçacaklar.”
Muhterem Müslümanlar!
Geliniz, şu icabet vaktinde ellerimizi semaya gönüllerimizi Rabbimize açalım. Hep birlikte Yüce Mevla’mıza niyaz edelim.
Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi.
Senin uğrunda ölen ordu, budur yâ Rabbi.
Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın,
Galib et, çünkü bu son ordusudur İslâm’ın.
Allah’ım! Kahraman ordumuza nusretini ve zaferini, cennet yurdumuza lütuf ve bereketini ikram eyle!
Allah’ım! Şehitlerimize merhametini, gazilerimize inayetini, milletimize şefkatini esirgeme!
Ya Rabbi! Ezanımızı dindirtme! Vatanımızı böldürtme! Bayrağımızı indirtme! Başımızı eğdirtme! Mehmetçiğimizin ayağına taş değdirtme!
Ya Rabbi! Birlik ve beraberliğimizi, sabır ve metanetimizi artır! Acılarımızı dindir, umudumuzu zafere eriştir! Âmin!”