KESK Samsun Şubeler Platformu, bütün yurtta eş zamanlı olarak yapılan gözaltılar, KHK’larla İstanbul Sözleşmesinin feshine ve işten atılmaları protesto etti.
“FAŞİST BASKILAR SON BULUNCAYA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ”
Gençağa KARAFAZLI –
SAMSUN –
KESK Samsun Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü BES Samsun Şube Başkanı Yılmaz Tuluk gerçekleştirdikleri eylemle ilgili şunları söyledi.
“24 SAAT GEÇMEDEN PEŞ PEŞE OPERASYONLAR YAPILDI”
“Geçen hafta içerisinde yargı eliyle Sayın Gergerlioğlu’nun dokunulmazlığı kaldırıldı. Askeri darbe planlarında görmeye alıştığımız bir zamanlama ile aynı saatlere denk getirilerek HDP’ye yönelik kapatma davası açıldı. Üzerinden 24 saat geçmeden aralarında İHD Eş Genel Başkanı’nın da olduğu onlarca siyasetçi, emek ve demokrasi güçlerinin temsilcileri gözaltına alındı. Daha ne oluyor demeye kalmadan bu kez İBB mülkiyetindeki Gezi Parkı, düşman bir gücün elinden kurtarılırcasına Vakıflara devredildi. Daha dört ay önce büyük bir gürültü ile Merkez Bankası başkanlığına getirdikleri kişiyi yandaş medya üzerinden hain ilan ettikten 24 saat sonra değiştirdiler.
“ADI KONULMAMIŞ BİR SALTANAT DÖNEMİ BAŞLAMIŞTIR”
Keyfiliklerinin faturasını fırlayan döviz kurundan dolayı emekçiler öderken aynı sırada birilerinin cebi doldu ya da dolduruldu. Anayasa ve Meclis hiçe sayılarak, yetki gaspı yapılarak AKP Genel Başkanının imzası ile İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararnamesi ile bir sonraki güne uyandık.
Sözleşmeden çekilme kadınlara yönelik cinayetlerin ve şiddetin politik olduğunu kanıtlamış, bu yöndeki tartışmalara son noktayı koymuştur. Uluslararası sözleşmelerden çekilmenin usul ve yolu anayasada açıkça tarif edilmesine rağmen bir kararname ile Meclisin iradesi yerle bir edilmiş, adeta adı konmamış bir saltanat dönemi başlatılmıştır” diye konuştu.
“KENDİLERİ DIŞINDA HERKESİ TEHDİT U NSURU GÖRÜYORLAR”
Hakları için itiraz eden, sesini yükselten, mücadele eden tek bir birey bile görmek istemiyorlar. Kendileri dışındaki tüm kesimleri iktidarlarının bekası için tehdit görüyorlar. Bu yüzden her tür yol ve yöntemle ortadan kaldırmak, etkisizleştirmek istiyorlar. Ülkenin yarısından fazlasını özde değil sözde vatandaş görüyorlar.
“HUKUK DEVLETİ DEĞİL POLİS DEVLETİ ANLAYIŞIYLA ÜLKEYİ YÖNETİYORLAR”
“sakıncalılar” listesi oluşturdular. Bu listeleri esas alarak işe alıyorlar ya da işten çıkarıyorlar, atama yapıyorlar ya da yapmıyorlar, ihaleler veriyorlar ya da vermiyorlar. Hukuk devleti değil polis devleti uygulamalarıyla ülkeyi yönetiyor, kararlar veriyorlar. AKP, iktidarını devam ettirmek için sürekli düşman, hain, “terörist” imal ediyor, halklarımızı, emekçileri kutuplaştırıyor. Asıl gündemleri konuşamaz, tartışamaz hale getirmek istiyor. İktidarın ekonomik ve siyasi krizi, ülkeyi yönetememe halini perdelemeye yönelik baskılarına, sermaye yanlısı politikalarına karşı kamu emekçilerinin gerçek sorunlarına ve taleplerine dikkat çekmek için KESK ve bağlı sendikalarının merkez yöneticileri iki gündür karda, kışta İstanbul’dan Ankara’ya bir yürüyüş eylemi gerçekleştirdi. Yürüyüşümüz bugün Çalışma Bakanlığı önünde bu saat itibariyle sonlanıyor” dedi.
“BU VAHŞİ, AHLAKSIZ, VİCDANSIZ SÖMÜRÜ DÜZENİNE KARŞI YÜRÜDÜK”
Yürüyüşümüzün temel amacı, barışa dair umudu gerçeğe dönüştürmek, eşitlik ve özgürlüğü sağlamak içindir. Gerici kuşatmaya karşı laiklik ve aydınlık bir gelecek içindir.
Yürüyüşümüz çalışma hakkımız içindir. İstanbul Sözleşmesi tek adamın kararıyla feshedilemez, hala yürürlüktedir. İstanbul sözleşmesinden vaz geçmiyoruz demek içindir.
Satış sözleşmelerine karşı gerçek toplu sözleşme ve grev hakkı içindir.
OHAL komisyonun lağvedilmesi içindir.
Tüm üyelerimiz, haksızlığa uğrayan, hukuksuzca ihraç edilen arkadaşlarımız, yokluğa, sefalete mahkûm edilen tüm kamu emekçileri için yürüdük. Çocuklarına bir ekmek götürmek için inşaatlarda, tehlikeli işlerde çalışırken işçi cinayetine kurban verdiğimiz ihraç arkadaşlarımızı hatırlatmak için yürüdük. Bu vahşi, ahlaksız, vicdansız sömürü düzenine daha fazla dayanamayarak intihar eden emekçilerin vasiyetlerini yerine getirmek için yürüdük. Yaşamlarını yitirdikten sonra AKP’ye bağlı OHAL komisyonu tarafından işlerine iade edilen BES Diyarbakır Eski Şube Başkanı Ahmet ÇOBAN, BES üyesi Necdet KALKAN, SES Malatya eski şube eş başkanı Bülent Uçar, Mücahit Karataş ve diğer KESK’li arkadaşlarımızın anılarına bağlılığımızın ifadesi olarak yürüdük. Anayasa Mahkemesinde haklarında beraat kararı verilmesine rağmen hala bilinçli şekilde komisyonda dosyaları bekletilen yüz akımız Barış Akademisyenlerimiz için yürüdük.
“BİZLER ‘HAK VERİLMEZ ALINIR’ DİYENELRDEN BAYRAĞI DEVRALANLARIZ”
Biz KESK’liyiz, kamu emekçilerinin gerçek temsilcisiyiz. Biz, onurlu bir insan olarak yaşamanın yolunun emek, demokrasi ve barış mücadelesinden geçtiğinin farkında olanlarız. Biz, “hak verilmez alınır” diyenlerden mücadele bayrağını devir alanlarız.
“FAŞİST BASKILAR SON BULUNCAYA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ”
“Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” şiarını yaşam felsefesi yapanlarız… Diz çökmedik, çökmeyeceğiz. Biat etmedik, etmeyeceğiz! Haklarımızdan, yaşamlarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Haksız, hukuksuz şekilde elimizden alınan işimiz iade edilinceye, faşist baskılar son buluncaya kadar sömürüye ve her tür şiddete karşı mücadelemiz devam edecektir” dedi.