GENÇAĞA KARAFAZLI – EMRE KOÇ
AKP tarafından hazırlanan ve TBMM başkanlığına sunulan çay kanunu teklifi, çay üreticileri ve siyasi partiler tarafından protesto edildi. Rize, Cumhuriyet Meydanında bir araya gelen çay üreticileri AKP’nin TBMM’ye getirdiği çay kanunu teklifi ile ÇAYKUR’un tamamen devre dışı bırakacağını, çay üreticilerinin ise özel sektöre mahkûm edileceğini öne sürerek teklifi protesto etti.
AKP’nin TBMM sunduğu çay kanunu teklifini protesto etmek için Cumhuriyet Meydanında toplanan çay üreticilerine Cumhuriyet Halk Partisi, Saadet Partisi, Sol Parti, İYİ Parti temsilcileri ile KESK’e bağlı sendika temsilcileri, çay üreticisi meclisleri ile bazı ÇAYKUR çalışanı işçiler destek verdi.
“ÜRETİCİYİ KORUYACAK ÇAY KANUNU ÇIKARTALIM”
Cumhuriyet Meydanında toplanan üreticiler adına açıklama yapan CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz şunları söyledi:
“AKP hükümeti giderayak çay tarımının ipini çekmeye çalışmaktadır. İki ay önce CHP’nin TBMM’ye getirdiği AKP ve MHP’nin reddettiği çay kanunu taslağı şimdi AKP tarafından TBMM’ye getirildi. Yaklaşık 2 yıldır çay kanunun çıkması için mücadele ediyoruz. Çay kanunun çıkması için mücadele ederken hep bir sözcüğü kullandık, çay üreticisini koruyacak, çay kanunu ÇAYKUR’u yok saymayacak, çay kanunu çay tarımını sürekli kılacak. Bugün yapmış olduğumuz tanımın ne kadar doğru olduğunu ve ısrarla bastırarak yani çay üreticisini koruyacak çay kanunu dememizin ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gördük. Açıklamalarımızda çayda taban fiyat uygulamasını getirmeyen, çay üreticisini korumayan, üreticiyi özel sektöre mahkum eden, ÇAYKUR’u varlık fonundan çıkarmayan, ÇAYKUR’u yok sayan bir çay kanununa asla destek vermeyeceğimizi sürekli olarak bildirdik. Bugün AKP tarafından konuyla ilgili tarafların tüm görüşlerini alınarak Meclis’e sunulduğunu söylediği çay kanunu ile ilgili görüşlerimizi açıklamak ve bunun bir kanun değil ÇAYKUR’un ve çay üreticisinin ölüm fermanı olduğunu açıklamak için bir araya geldik.
“ÇAY KONSEYİ NEREDEYDİ?”
AKP tarafından Meclis’e sunulan çay kanun teklifi yaş çayda taban fiyat uygulamasını zorunlu kılmayan, üreticiyi özel sektöre mahkûm eden, ÇAYKUR’u ve çay tarımını yok edecek olan bir kanun teklifidir. Oysaki vatandaşın beklentisi yaş çayda taban fiyat uygulamasını yasalaştıran yani açıklanan yaş çay alım fiyatının altında alım yapılmasını yasaklayan bir çay kanunu bekliyordu vatandaşlarımız. Oysaki ne oldu çay fiyatının açıklanması Ulusal Çay Konseyi’ne bırakıldı. Ulusal Çay Konseyi 14 yıldır var. Bu süre içinde varlığını hissettiniz mi? Özel sektör açıklanan yaş fiyatının yarısına çay alırken bu Ulusal Çay Konseyi neredeydi? Ulusal Çay Konseyi’ni oluşturan yönetim kurulu üyelerinden bir açıklama gördünüz, duydunuz mu? Bugün Ulusal Çay Konseyi’nin Başkanı aynı zamanda Rize Ticaret Borsası’nın da Başkanı. Aynı zamanda çay fabrikası sahibi olan Mehmet Erdoğan’dır. Bu süreç zarfında Ulusal Çay Konseyi’nin çay üreticileri lehine bir şey yaptığını duyan bilen var mı? Bu Ulusal Çay Konseyi 12 yıl önceki çay kanunu gündeme getiren vatandaşın tepkileri üzerine geri alınan çay kanununu hazırlayan kurum değil mi? 12 yıl önce Ulusal Çay Konseyi’nin hazırlamış olduğu çay kanununa karşı çıkan bunu kabul etmeyen ve kanunu geri aldırtan çay üreticileri şimdi bu kanunu niye kabul etsinler. Ne değişti?
“AKP’NİN ÇAY TARIMINA ATACAĞI SON KAZIKTIR”
Çay ithalatı kanunda yüzde 10 oranında çay ithalatını yasal hale getiriyor. Bugün yüzde 10 olan yarın bir kararnameyle yüzde 20’ye çıkar. Bizler çay ithalatını zorlaştırmayı ve hatta sıfırlamayı düşünürken yasa çay ithalatını şimdilik yüzde 10 oranında serbest hale getiriyor. Çay ödeme bedeli 6 ay; ÇAYKUR ödemesini 1 ay içinde yapacakken özel sektöre 6 ay içinde ödemesini yapabilecek. Şimdi de var bu tür uygulama denebilir. Sorun zaten bunun olmaması özel sektöründe aynen ÇAYKUR gibi ödemesini 1 ay içinde yapmasını sağlamak. Yasa bunu yasal bir hak haline getiriyor. Sözleşme imzalayacaksınız çayınızı başkasına satamayacaksınız. Çayınızı satarken firmanın eksperi gelecek çayınızı seçecek. Arz talep dengesine göre yaş çay alımı yapılacak ve buna göre kuru çay üretimi yapılacak. Hangi firmanın ne kadar kuru çay üreteceğini de şimdilik bakanlık sonrasında bu konsey karar verecek. Yani tarlada yetişen yaş çay yaprağına göre değil piyasanın talebine ve özel sektörün stok durumuna göre yaş çay alımı yapılacak. Bakanlık denetleme vb. görevlerini yaparken ÇAYKUR çalışanlarını kullanmak zorunda değil. Bu durumda ÇAYKUR’da bu alanda çalışan yüzlerce çalışan işsiz kalmış olacak. Destekleme primleri yasal zorunluluk haline getirilmemiştir. Sonuç olarak bu yasa, yaş çayda taban fiyat uygulamasını getirmeyen, çay üreticisini 3-5 sermaye sahibine mahkûm edecek, üreticiyi korumayacak, sözleşmeli tarım ile üreticiyi daha çok sömürecek ve yeni tür reji sistemini getirecek, ÇAYKUR’u tasfiye edecek, çay sektörünün, çay üreticisinin hiçbir sorununu çözmeyecek ve aksine süreç içinde çay tarımını yok edecek bir kanun teklifidir. Bu kanun teklifi iktidardan gidecek olan AKP’nin giderayak Türk tarımına attığı kazığı çay tarımına atacağı son kazıktır.”
“ÇAY ÜRETİCİSİ KENDİ TOPRAĞINDAN OLACAK AÇ KALACAK”
Bu kanun yasalaştığı zaman ÇAYKUR’un nasıl yok olacağını, binlerce insanın nasıl işsiz kalacağını, üreticinin bir zamanlar kendine ait olan tarlasında nasıl maraba olacağını, Rize bölgesinin demografik yapısının nasıl değişeceğini, sözleşmeli tarım adı altında emperyalist sömürünün en temel göstergesi olan rejimin nasıl yeniden oluşacağını, çay üreticilerinin nasıl 3-5 sermaye sahibinin oyuncağı hale geleceğini, bölgenin nasıl hızlı bir şekilde yoksullaşacağını göreceğiz. Bu gelişme 3-5 sermaye sahibinde yaramayacak onlarda şirketlerini yabancı şirketlere nasıl kaptıracaklarını ve sonuçta Türk çayının nasıl yok olacağını göreceğiz. Buradan ÇAYKUR’da çalışan herkese sesleniyorum. ÇAYKUR’dan maaş alan herkese sesleniyorum. ÇAYKUR’a sahip çıkın. Yoksa işsiz kalacaksınız. İtirazlarınızı yükseltin. Sayın Genel Müdür sizin bir önemli göreviniz de ÇAYKUR’a sahip çıkmak, ÇAYKUR’un tasfiyesini engellemektir. Bizler ÇAYKUR’a ihanet eden bu anlayışın sonuna kadar karşısında olacağız.”
“ŞU ANDA AĞLAYAMAYIZ, SURİYE GİBİ OLURUZ”
Eylem sonrasında açıklamalarda bulunan çay üreticisi yurttaş, “Çayı eskiden alırdık dereye dökerdiler. Kartı basardılar fabrikalarda çalışmazdılar. Olmaz, Allah için vatan için çalışacağız. Bir insan vatanını tutacak. Çayı açıp bohça ile tartıyorlar alıyorlar gene iyilik olmuyor. Şu anda ağlayamayız, Suriye gibi oluruz” sözleri alanda bulunan diğer çay üreticilerinin tepkisine neden oldu. Trabzonlu bir yurttaş, “Geçen sene dört liraya devlete verdiğin çayı iki buçuk liraya özel sektöre verdiğin zaman neden sesin çıkmıyordu o zaman. Niye itiraz etmiyordun o zaman” diyerek tepki gösterdi.
“ÇOCUKLAR TECAVÜZE UĞRARKEN NEREDEYDİNİZ?”
Bir diğer yurttaş ise şunları söyledi:
“Hepimiz Müslümanız değil mi? Bugün Erzurum’da Diyanetin kursunda çocuklara tecavüz edildi. Senin diyanet işleri başkanın ne dedi, ‘Sakın bunun üzerini kapatın, Diyanet leke almasın’ . Peki o çocuklar leke almadı mı? O çocukların vebali yok mu? Siz neredeydiniz? Biz rızkımıza sahip çıkmazsak gelir vatandaş senin rızkını ekmeğini alır. Biz Rize vatandaşı olarak üç sene önce çaya verilen kilo başına destekleme parası neydi 12 kuruştu, onu alan vatandaş 10 ton çay satıyorsa iki ton gübre alıyordu. 12 kuruş destekleme parasıyla. Geçen sene bir ton aldı. Bu sene aldı 200 kilo” dedi.
“BENİM 500 DOLARIMI KİM ÇALDI”
Diyorlar ki ekonomi çok iyi, tamam rakam arttı ben 2010 da emekli oldum 700 dolar alıyordum şimdi alıyorum 200 dolar. Benim 500 dolarımı kim çaldı? Bu iktidarın elemanları, oğlu, karısı, çocuğu geldiği zaman nasıl yaşıyordu, ben nasıl yaşıyorum. Şimdi onlar nasıl yaşıyor, ben nasıl. Parayı nereden buldunuz kardeşim? Ben kaybettim. Benim param cebimden kayboldu. Bana ekonomi iyi demeyin. Cengiz büyüdü, yandaş büyüdü ama ben küçüldüm. Benim ekonomim küçüldü.
“SEN BENİM BACIMA KARIMA KIZIMA NASIL SÜRTÜK DERSİN?”
Çok özür dileyerek söylüyorum bir Cumhurbaşkanı halkına ‘Sürtük’ der mi? Ben doksan yaşında adam sana oy vermedi diye ‘sürtük’ mü oldu? Benim bacım sana ‘sürtük’ mü oldu? Nerden biliyorsun öyle olduğunu. Sen benim bacıma, aileme, kız kardeşime, karıma nasıl ‘sürtük’ dersin sayın cumhurbaşkanı? Ben de Rizeliyim sen de Rizelisin. Bana çürük diyorsun, çürüğün manası ne? Ben bildiğim kadarıyla askere gitmeyene çürük denir. Ben askere gittim, ama senin evlatların gitmedi.”
“ÜRETİCİ LEHİNE BİR KANUN İSTİYORUZ”
Bir başka yurttaş ise, “Devletin kanun çıkarması lazım buna, eşit olması lazım. Alım yerine gidildiği zaman ikisine de eşit çay verilmesi lazım. Bu uygulama kesinlikle böyle olmaz. 12 ton çay veriyorum bunun iki tonu devlete gerisi özele. İki sene sonra bana para veriyor bende liste yapıyorum, hangi ayda para alacağım hangi günde para alacağım onu bile karıştırıyorum. Ne olursa olsun kanun çıkması lazım, tabi üreticinin lehine kanun çıkması lazım” dedi.
Özel sektör çok başıboş bırakıldı diyen bir diğer yurttaş ise, “İstediği gibi taş atıyor bize. Bu özel sektöre bir kanun gelmesi lazım” diye konuştu.
“KİM TEMSİLCİ BELLİ DEĞİL”
Çay üretici meclisleri temsilcisi Recep Memişoğlu ise şunları söyledi:
AKP’nin daha önceden siz de biliyorsunuz 2009 yılında çıkarmak istediği bir yasa vardı. Biz o yasanın hazırlanışında da taraftık. O yasanın üreticiden yana olmadığını, üretici zaten tepki gösterdiği için o yasayı geri çekmişlerdi mecliste bekletiyorlardı. Ben o bekletilen yasanın revize edilerek bugün gündeme getirildiğini düşünüyorum. Bu yeni bir yasa değil. Üreticinin yararına olan bir yasa değil bu. O yasanın en önemli özelliklerinde bir tanesi şunu söylüyordu, zaten Ulusal Çay Konseyi o zaman kurulmuştu. Rize Ticaret Borsası Başkanı onun da başkanıydı. 13 sene boyunca Ulusal Çay Konseyi çay adına ne yaptı? Hiçbir şey yapmadı. Bugün tekrar gündeme getirildi ve milletin önüne konulmaya çalışılıyor. Başkanı, Rize Ticaret Borsası Başkanı. ÇAYKUR’dan iki kişi var Ziraat Odaları temsilcileri var, üretici adına temsilcilerin kim olduğu belli değil. Nasıl belirlendiği belli değil. Bugün Ziraat Odalarının yarı resmi kuruluş olduğunu, ÇAYKUR’un da bugün devletin arka bahçesi olduğunu çok iyi biliyoruz. Ve genel müdürün de bunun bir parçası olduğunu biliyoruz. Ulusal Çay Konseyinde oluşacak olan yönetim kurulunda çay üreticileri orada temsil edilmediği gibi bir iki kişi ile temsil edilmesinin de bana göre rakamsal olarak hiçbir anlamı yoktur.
“BU YASA ÇAY ÜRETİCLERİNİN İDAM FERMANIDIR”
İlk hazırlanan yasada kuru çayın uluslararası piyasada, borsada belirlenen fiyat üzerinden bizim kuru çayımıza fiyat verileceği söyleniyordu. Bu yeni yasayı ben dün oturdum saatlerce inceledim. Bu yasanın içerisinde şu gizli, aynen geçmişteki yasanın bir benzeri bu yasa yani uluslararası piyasada kuru çayda belirlenen fiyat üzerinden bizim yaş çayımıza fiyat verecekler. Bu ne demek bugün bize verilen 7 liralık yaş çay alım fiyatının en az yarı yarıya, yarıdan da daha aşağıya fiyat verileceğinin adıdır bu. Bu yasa çay üreticilerinin idam fermanıdır.”
“AKP İL BAŞKANININ KARDEŞİ NEDEN ÇAYKUR GENEL MÜDÜRÜ?”
Bir diğer yurttaş, “Bu yasanın bize hiçbir faydası olmaz, hükümette yükünü attı üzerinden. Biz karışmıyoruz diyor, biz bu şekilde batarız. Yani fabrika sahibi çayın fiyatını belirleyecek. Bir de AKP il başkanının kardeşi niye ÇAYKUR’da Genel Müdür? Ona kafayı takmışım ben. Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce niye ÇAYKUR’dan maaş alır? Nereye gidiyoruz bilmiyorum” diyerek tepki gösterdi.