Geçtiğimiz hafta yapılan AKP kongrelerini dile getirmeyen Vali Çeber, ‘Karadeniz’e özgü sosyal hareketliliği kısmamız lazım, şehirle köyler arası gidip gelenler virüsü taşıyor’ dedi.
Rize’de yüksek orandaki vakalar üzerine İl Hıfzıssıhha Kurulu daha önce alınan kararlara ilave yeni tedbirler getirdi, denetimleri sıklaştırdı. Kentte vaka artışlarının özelikle son dönemlerde kısıtlama günlerinde köylere çıkanların evlerde aile içi buluşmalarından kaynaklandığı belirlendi.
Kurulun aldığı kararların AKP kongrelerinden sonra olması ve gerekçe olarak orada yaşanan hareketliliği görmezden gelmesi dikkat çekti.
‘2 AY ÖNCE OLSAYDI AYNI TABLOYU ORTA ANADOLU’DA GÖRECEKTİK’
Rize Valisi Kemal Çeber de kongreleri dile getirmezken,yüksek vaka oranları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Karadeniz Bölgesi’nde 3 ay öncesine göre vaka sayılarının artmadığını ifade eden Vali Çeber, “Rize’de 1 ay önce 100 vaka varken veya 50 vaka varken, bugün 60 veya 30’a düştü. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Türkiye’de vakalar epeyce bir toparlandı ama Karadeniz Bölgesi’nde aynı oranda toparlanamadı. Nüfusa oranla verilen rakamlar, yapılan test sayısında ortaya çıkan vaka sayısının yüzdelik oranı Karadeniz Bölgesi’nde yoğun. Bu zaten bizim bildiğimiz takip ettiğimiz bir konu. Bizim elimizdeki veriler, analizler bu durumun tamamen sosyal hareketlilik, sosyal kültürel yapı ile ilgili olduğunu gösteriyor. Mesela bu açıklamalar 2 ay önce olsaydı aynı tabloyu Orta Anadolu’da görecektik. Bugün bu tablo bizim yöremizin sosyal yaşam özelliklerinden dolayı Karadeniz’de böyle. Bizi tedirgin eden rakamlar. Ama vaka sayılarındaki artış değil bu” dedi.
‘KÖYDEN ŞEHRE, ŞEHİRDEN KÖYE VİRÜS TAŞINIYOR’
Filyasyon çalışmalarındaki vakalarda yapılan analizlerde sosyo-kültürel hayatın öne çıktığını vurgulayan Vali Çeber, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Örneğin tüm Karadeniz’de hemen hemen herkesin 2 evi vardır, biri şehirdedir birisi de köyündedir. Hafta sonları bir de bu kısıtlamaların olması nedeniyle insanlar perşembeden cumadan köylerine gider. Rize’de köyler aile köyü gibidir, köyüne gittiği zaman evinde insanlar o çekirdek aile olarak durmaz, halası, teyzesi, dayısı veya komşusu hep bir araya gelirler, evlerin içerisinde toplanırlar. Şehirden köye giderken köye, köyden şehre dönerken de şehre bu virüsü taşıyabiliyoruz. Karadeniz illeri çok dar alandadır. Diğer bölgelerde 10 bin insan 20 kilometrekare içerisinde sosyal hayatını devam ettirirken Karadeniz’de ise sıkışık yapısından dolayı 10 bin insan 3-5 bin kilometrekare içerisinde yaşamını devam ettirir. Örneğin Rize’de bütün sosyal hayatımız Atatürk ve Cumhuriyet Caddesi üzerinde, Deniz Caddesi civarında, bütün ekonomi ve sosyal hayat buralarda olur. Biz de tedbirlerimizi buna göre geliştiriyoruz.”
‘KARADENİZ’E ÖZGÜ SOSYAL HAREKETLİLİĞİ KISMAMIZ LAZIM’
Tedbirlerin alındığını kaydeden Vali Çeber, “Ama şunu iyi hesap etmek lazım Trabzon’daki vaka durumu çok riskli iken Gümüşhane’nin rahat olma şansı yok, Rize’de bu kadar risk varken Artvin’in rahat olma şansı yok. Çünkü devam eden bir hayat var. Örneğin Trabzon’la Rize arasında günlük 20-25 bin kişi değişik amaçlarla gidiyor, geliyor. Ama bizim buradaki sosyal hayat bu günlerde bizi en çok zorlayan mesele, çok sıcak kanlıdır Karadeniz insanı. Yani cenaze olduğu zaman herkes hep birlikte koşup sahip çıkmaya çalışır, bir sorun olduğu zaman herkes o sorunu yaşayana yardım etmek için elinden geleni yapmaya çalışır. Bu da çok canlı bir sosyal hayat ortaya çıkartır, yani sürekli ortalıkta cıvıl cıvıl gezen insanları görürsünüz. Karadeniz insanına özgü dediğimiz sosyal hareketliliği biraz kısmamız lazım. Doğu ve Güneydoğu’da bu kritikliğin olmamasının nedeni sosyal hayatı zayıflamış olması. Yaz boyunca oraya giden yöre insanının artık oradan çekilmesi ve insanların evlerinde iş yerlerinde biraz da havanın etkisiyle sabit bir hayata geçmiş olmasıdır. Karadeniz’de bu yok, her zaman cıvıl cıvıldır. Biz de tedbirlerimizi buna göre alıyoruz. Denetimlerimize sıkılaştırıyoruz, yeni kararlar alıyoruz, bilim kurulumuz hem de bizler süreci takip ediyoruz. Daha sert kararlar almamak için elimizden geleni yapıyoruz. Çünkü önümüzde devam eden bir sosyal, kültürel, ekonomik hayat var ama bir taraftan da mevcut kuralları çok daha uyumayı gerektiren bir durum var” diye konuştu.