Emekli öğretmenlerden Kenan Öncüler her gün sosyal medya sayfasından geçmiş anılarına dönük ve Rize’nin yöresel kültürü ile ilgili bizleri geçmiş tarihlere doğru adeta yolculuğa çıkartıyor.
Gençağa KARAFAZLI
Kenan Öncüler hocanın yaptığı bu paylaşımların bazıları gerçekten çok anlamlı ve değerli. İşte Her yıl Mayıs ayı öncesi tartışıp durduğumuzu ancak bir türlü çözüme kavuşturamadığımız Çayımızla ilgili geçmişte büyük emekler veren bu alanda isim yapmış ve çayın bugünlere kadar gelmesine büyük katkıları olmuş benimde bir dönem beraber çalıştığım ve rahmetli babam Yılmaz Karafazlı’nın da çok yakın dostları olan isimlerin Rize için verdikleri emeği ve onları hatırlaması beni de oldukça duygulandırdı.
Bugüne kadar sözde bazı yazar çizerler ve belgeselciler Rize’de sadece gerici yobaz nerede mal mülk edinmiş kişiler varsa hiç bir şey üretmeyen bu tipleri Rize’nin değerleri diye pazarladığı bir süreçte, bu önemli değerleri saygı ile anarak okurlarımızla Kenan Öncülerin kaleminden bir sorumluluk olarak görerek sizlerle paylaşıyorum..
Bir Rize dervişi…
Mamuşoğun Hüseyin(Memişoğlu) abiyimiz…
Çaykur’a kimlik kazandıran, Çaykur’da rol model olmuş Nevzat Bilen, İrfan Akaslan, İbrahim Mumcu, Aynur Çolak, Rıfkı Kutlu, İsmail Fırtına, Azmi Kasapoğlu gibi çay üretimi ve işletmesi alanında uzman çekirdek ekibin bir üyesi..Bu ekip bana göre kendilerini çaya ve dolayısıyla Rize’ye adamış ustalar ekibi.. Hepsini takdirle ve sevgiyle anıyoruz..
Hüseyin abiyim akşamları gelir Turist’e, bazen aynı masada oluruz. İçer iki kadeh rakısını, yapar sohbetini…
Şeker gibi bir insan… Ben hiç onu asık yüzle görmedim.. Hep pozitiv…
Çok yavaş konuşur, hatta Mesut Yılmaz’dan(rahmetle) bile yavaş.. Ancak bir espri yeteneği var ki müthiş.. Az konuşur, yavaş konuşur ama bir laf eder kırılırsınız gülmekten…
Ben Hüseyin abinin gülüşüne de hastayım.. Güldüğü zaman o yüz aynen tombiş bir bebek suratına döner..
Çok güzel sohbetlerimiz oldu…
Geçen gün sevgili Ayhan Bursalı onun bir anısını anlattı.. Çok hoşuma gitti..Ben de sizlerle paylaşmak istedim…
Bir akşam yine Turist’te arkadaşlaroyla yemekteler.. Turist Mahmut dayım(cennette) da masada..
Bir ara mevzu ne ise artık, Mahmut dayım sorar Hüseyin abiyime..
– Ula Hüseyin.. Şimdi olsan 18 yaşina ister misun..
– Ya pırak beni.. İstemem…
– Ağan şindi.. Niye istemezsun..
– Bi dağa baştan başlicağuk..O kodum a.. na.. Kim içecek o kadar rakiyi..
Kenan ÖNCÜLER..