YURTTAŞLAR TKP’ Lİ KARTAL’A DESTEK VERDİ
EMO GMYK üyesi Mehmet Özdağ yaptığı açıklamada “SAMÇEP ve ÇARÇED olarak bir arkadaşımızın daha Çarşamba BES şirketinin ve bu şirketi savunan yerel siyasetçilerin asılsız suçlamalarıyla arkadaşımızın yargılandığı bir dava nedeniyle buradayız. Bu dava bir ceza davası değildir, bir çevre davasıdır. Bu davanın tarafları kimlerdir? Bir tarafta Çarşamba Ovası’nı zehirlemeye çalışan, para ve rant uğruna Çarşamba Ovası’nı tarımsal niteliğinden uzaklaştırarak şirketlerin çıkarlarına açan yerel siyaset ve onların emrindeki bürokrasi vardır, bir tarafta da bu güçlü sacayağına karşı her ne pahasına olursa olsun Çarşamba Ovası’nı savunmaya çalışan Çarşamba ve Samsun halkı vardır. diye konuştu.
“BİRLİKTE DAYANIŞMA İÇERİSİNDE MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Çarşamba Ovasının tarımsal niteliğinin korunarak gelecek nesillere aktarılmasını engelleme girişimlerine göz yummayacağız. Bu nedenle biz bu davada dün olduğu gibi, bugün de hiçbir arkadaşımızı yalnız bırakmayacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz. Biz ne olduğunu biliyoruz, olan biteni de usanmadan anlatmaya, karşı durmaya, birlikte mücadele etmeye, dayanışarak ayakta durmaya devam edeceğiz.” dedi.
“BİZ HAKLIYIZ DAYANIŞMAMIZ DEVAM EDECEK ”
ÇARÇED sözcüsü Murat Şenel yaptığı açıklamada şunları söyledi “Biz de üyemiz olan arkadaşımızın asılsız suçlamalarla karşı karşıya bırakıldığı bir davanın eşiğindeyiz. Belediye Meclisine gelen yalan dolanla dolu şirket dosyasıyla Çevre İl Müdürlüğüne şirketin verdiği dosya arasında çok büyük farklar olduğunu gördük. Seçtiğimizin insanların bizim adımıza kararlar aldığı Belediye Meclisi’ndeki o toplantıda ben de oradaydım. Sesimizi duyurmak istediğimiz toplantıdan yöre halkının şikayetlerini dahi dile getiremeden çıkarıldık. Bir şirket gelip Çarşamba Ovasına girecek, Ova’daki insanlar görüşlerini bile ifade edemeyecek; böyle bir dünya yok! ÇARÇED adına biz de üyemize ve bu konuda yargılanacak herkese sonuna dek destek vereceğiz. Biz haklıyız. Çarşamba Ovası nitelikli tarım arazidir. Cumhurbaşkanının 2016 sonunda ilan ettiği Büyük Ova’ya karşı çıkanların yargılanması gerekirken, Ova’ya sahip çıkılmasını isteyenler bugün yargılanıyorsa herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekir.” dedi.
“BİZİ KAÇA SATTINIZ ALÇAKLAR”
Yargılandığı davanın duruşmasında kendisini yalnız bırakmayan ve kendisine destek veren yurttaşlara, çevre örgütleri, yaşam savunucuları ile kitle örgütlerinin temsilcilerine teşekkür eden Belma Kartal , bu dava “bizi kaça sattınız alçaklar! ” diye iki yıldır her gün haykıran yöre halkına, ovasına ve geleceğine sahip çıkan tüm yurttaşlara açılmış bir davadır. Bu dava hakaret değil hakikat davasıdır. Halkın oylarıyla seçilenlerin halkın yaşam hakkıyla nasıl oynayabileceklerinin, halk itiraz hakkını kullandığında ise neler yapabileceklerinin kanıtı olan bu davada siyaseten bu halkın nasıl satıldığının da bir kanıtıdır.
“YÜZLERİNE GERÇEĞİ HAYKIRAN YURTSEVER BİR GAZETECİYİ CEZZALANDRIMANIN DERDİNE DÜŞTÜLER”
“Bu satış; belgelerle, raporlarla, bilirkişilerle kanıtlıdır. Seçilmişleri ve atanmışlarıyla Çarşamba Ovası’nı siyaseten kimler, nasıl satmıştır; uzman bilirkişilerin, çevre ve meslek odalarının onlarca raporuyla belgelidir. Açılan ve kazanılan onlarca dava ile gerçektir. ‘Şirket taahhütlerine uymazsa şalteri indiririz’ diyen, sonra dönüp yöre halkına ‘vandal’ diyen vekilin kendi arazisinden geçen şirket borularından Abdal Deresi’ne deşarj edilen atık su ile belgeli ve gerçektir. Proje dosyasını okumadan, uzman görüşü almadan şirkete ‘evet’ diyen Samsun BB Meclisi üyeleriyle belgeli ve gerçektir. Bu gerçeğin utancıyla vicdan azabı çekmenin değil, yüzlerine gerçeği haykıran yurtsever bir gazeteciyi aylar sonra cezalandırmanın derdine düşenlerle belgelidir.
‘PATRONLAR VE SÖZCÜLERİ KAYBEDEK HALK KAZANACAK ”
Suçlu ben değil, benden şikayetçi olan Meclis üyeleri de dahil halkın yaşam hakkına saldıranlardır. Asıl suçlular; devletin yüksek alım garantisine güvenerek ovanın ortasına santral diken Oltan ve Köleoğlu adlı patronlardır. Asıl suçlular; halkın yaşamıyla ilgili bu kadar sorumsuzca kararlar alabilme yetkisini kendinde gören seçilmişlerdir. Asıl suçlular; tek geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olan yöre halkının değil şirket patronlarının sözcülüğünü yapanlardır. ‘Halka yalan söylemek suçtur’ mottosuyla habercilik yapan bir gazetenin, santrale karşı halkın sesi olan muhabirine, yurtseverine, komünistine gözdağı verenler kaybedecek. Oltan Köleoğlu’nun patronları ve onların sözcüleri kaybedecek, halk kazanacak!”