İHD İzmir ve Çanakkale şubelerinden bir heyet, Bandırma T Tipi Hapishanesi’nde yaşanan hak ihlallerine dair hazırladığı raporda mahpusların giriş ve çıkışlarında ağız içi arama dayatıldığını belirtti.
Seçkin Sağlam
ÇANAKKALE – İnsan Hakları Derneği Çanakkale ve İzmir şubelerinden bir heyet, Bandırma T1 ve T2 Numaralı Hapishanesi’nde yaşanan hak ihlallerine ilişkin bir rapor hazırladı.
Raporda hapishanelerin hijyenik olmadığı vurgulanırken mahpuslara tamamen keyfi ve onur kırıcı bir şekilde ağız içi araması uygulaması dayatıldığı kaydedildi.
‘HAPİSHANELER HİJYENİK DEĞİL’
Bandırma T Tipi Hapishanesi’nin şehir merkezinin dışında olduğu, yakınında market olmamasından ve kantinin açık olmamasından kaynaklı basit bir su ihtiyacının bile giderilemediği dile getirilen raporun izlenimler kısmında, “Hijyen ve temizlik konusunda hapishanenin hem dışarısı hem de içerisi temiz olmadığı, avukat görüş odalarının pandemi nedeniyle tedbirler doğrultusunda naylon branda ile ayrıldığı, görüş odasında sigara izmaritleri ve küllerinin olduğu, kirli olduğu gözlemlenmiştir. Avukat görüş odalarında havalandırma olmadığı, havanın sıcak olmasından kaynaklı da sağlıklı görüşme ortamının mevcut olmadığı gözlemlenmiştir. Mahpusların avukat görüşme odasına getirilmesi yaklaşık 30 dakika sürmüş olup bu sürenin uzunluğuna anlam verilememiştir” denildi.
‘AĞIZ İÇİ ARAMAYI KABUL ETMEYENLER SAĞLIK DESTEĞİ ALAMIYOR’
Heyet, T-1 Hapishanesi’nde bulunan hükümlü F.Y. ve T-2 Hapishanesi’nde bulunan hükümlü S.A.’nın ağır akıl sağlığı sorunları yaşadığını ve hiçbir şekilde hapishanede kalmalarının mümkün olmadığının vurguladığı raporda; “Bu mahpusların acilen bir sağlık kurumunda yatılı şekilde tedavi görmeleri zorunludur” ifadeleri yer aldı. Salgın nedeniyle tamamen durma noktasına gelen sağlık hizmeti, çok ağır ve acil hastalar için kısmen yeniden işlemeye başlasa da kurum dış güvenliğini sağlayan jandarma tarafından, mevzuatta yeri olmayan, tamamen keyfi ve onur kırıcı bir şekilde ağız içi araması uygulaması dayatıldığı da heyetçe tespit edildi. Mahpuslar her hastaneye gidiş ve dönüşte, hiçbir dayanağı olmayan bu ağız içi aratma dayatması ile karşı karşıya kaldıklarını dile getirildi. Hapishanedeki çok sayıdaki hasta mahpusun, bu uygulamayı kabul etmediği için aramaya direndiği bu kişilerin işlem yapılarak koğuşuna geri gönderildiği ve gerekli sağlık desteğini alamadıkları bildirildi. Heyet raporunda, “Yine jandarma personelinden bazılarının, mahpuslar hastaneye getirildiğinde muayene edecek olan doktora ‘bunlar terörist’ diyerek önyargı oluşturmaya çalıştığı belirtilmiştir. Sıcak su sınırlıdır. Yemekler yeterli, hijyenik ve besleyici değildir. Hasta mahpuslara diyet yemek verilmemektedir. Odalarda havalandırma yetersizdir, yeterli temizlik ve hijyen malzemesi verilmemektedir” denildi.
KÜRTÇE YAZIŞMA VAR TERCÜMAN YOK
Tüm koğuşların fiziki olarak yetersiz ve kapasitesinin üzerinde dolulukta olduğu, 10-12 kişilik odalardaki mahpus ortalamasının 15-17 olduğu, bu sayının adli tarafta 20-22 kişiye çıktığı ifade edildi. Raporda ayrıca Kürtçe yazışma-mektuplaşmanın başladığı ancak tercüman yokluğu nedeniyle mektupların çok geç gidip geldiği dile getirildi. Aynı şekilde Türkçe mektupların da geç ulaştığı belirtildi. Mahpusların tek aktivitesinin havalandırma olduğu, mahpuslar açısından zaten hiç yapılmayan sosyal etkinliklerin salgın gerekçesiyle tamamen sıfırlandığı, tecridin çok sıkıntılı boyutlara ulaştığı da vurgulandı.