Biz hekimler başka acılar yaşamak istemiyoruz

Gençağa karafazlı-Artvin-

Hopa Devlet hastanesinde sağlık çalışanlarına yönelik 2 kez üst üste saldırı gerçekleşmesine yönelik Rize-Artvin Tabip Odası Başkanlığı tepki gösterdi.

Sağlık çalışanlarına yönelik Uzun uğraşlara ve mücadelelere rağmen bir türlü yürürlüğe sokulmayan Sağlıkta Şiddet yasasının öneminin her geçen gün artmakta olduğunun altı çizilen açıklamada “Geçtiğimiz haftasonu Hopa Devlet Hastanesi’nde iki doktor, bir hemşire ve bir güvenlik görevlisi olmak üzere dört sağlık çalışanı, Covid-19 tanısı almış bir hasta tarafından şiddete maruz bırakılması bir kez daha bizlerin ne derece zorlu şartlarda çalıştığımızın göstergesi olmuştur. Bu yetmezmiş gibi dün öğlen saatlerinde acil serviste darp edilen meslektaşımız, hasta yakınları tarafından şehir merkezinde de ikinci kez şiddete maruz bırakılmıştır.

Artan iş yükü ve çalışma şartlarının zorluğu, sağlık çalışanlarını hızlıca tükenmişliğe sürüklemektedir. Yüksek risk altında büyük bir özveriyle çalışan bir grup olmak yetmezmiş gibi, bir de bu çalışma şartlarında şiddete maruz kalmak bizler için artık eşiğin aşıldığı nokta olmuştur. Mevcut çalışma şartlarındaki ağırlık, sağlık çalışanlarında artan Covid-19 tanıları ve bulaş riski çalışanları mesleklerinden vazgeçmeye kadar götürmektedir. Bu durumlara ek olarak uzun süredir artarak devam eden Sağlıkta Şiddet sorunu sürdükçe hekimlerin mesleklerine ve çalışma ortamlarına olan inanç ve motivasyonunu olumsuz yönde etkilemektedir.

Biz hekimler başka acılar yaşamak istemiyoruz

‘’Biz aile olarak Ersin’in yokluğuna alışamadık. Çünkü çevremizde ailemizde Ersin’den başka doktor yok. Onun acısı ve eksikliği hiç geçmeyecek. Düşünün bir anne var, daha önce dert yandığı doktor oğlu vardı, ancak şimdi yok.’’

Bu sözler doktor olan kardeşi Ersin Arslan’ı 2012 yılında hunharca bir cinayette kaybeden Erkan Arslan’a ait. Biz hekimler başka Ersin Arslan, başka Kamil Furtun, başka Aynur Dağdemir acısı yaşamak istemiyoruz. Bu nedenle sorumluların yeterli caydırıcıkta ceza almaları gerektiğini bir kez daha yüksek sesle hatırlatıyoruz.

Bakanlık, birimlerinde çalıştırdığı personelinin güvenliğini sağlamak zorundadır.

Sağlık sisteminde yaşanan aksaklık ne doktorun, ne hemşirenin, ne de güvenlik görevlisinin suçudur. “Sağlıklı” bir sağlık hizmeti ancak çalışanının güvende hissettiği bir ortamda verilebilir. Bakanlık, birimlerinde çalıştırdığı personelinin güvenliğini sağlamak zorundadır. Hala yürümekte olduğumuz bu acı yol bize göstermiştir ki hekimler mesleklerini icra ettikleri ortamda kendilerini güvende hissetmemektedir.

Bizler, pandemi şartlarında olağan dışı hizmet verip, sevdiklerinden, ailelerinden uzak kalma pahasına özveri ile çalışmaya devam ederken, hastalık tanısı almış bir birey tarafından şiddete maruz kalmak bizlere göstermiştir ki:

Sağlıkta Şiddet, en az Covid-19 hastalığı kadar çözülmesi gereken önemli bir sorundur.

Buradan Sağlık Bakanlığı’na sesleniyoruz. Bu şartlar devam ettikçe sağlık çalışanlarında tükenmişlik sorunu daha görünür hale gelecek ve sağlık hizmetlerinde aksamalar yaşanacaktır. Nitelikli sağlık hizmeti ancak çalışanların kendilerini güvende hissettiği bir ortamda verilebilir. Doktor, hemşire ve güvenlik görevlisi arkadaşlarımıza geçmiş olsun diliyor, bu sorunun çözümü konusunda mücadele vermeye, sorunun takipçisi olmaya devam edeceğimizi bir kez daha belirtiyoruz.” ifadelerine yer verildi.