“Bu malum örgütün mensuplarına samimiyetle sesleniyorum. Bu örgütün yönetimi ve mensupları arasında farklılık olduğu ortaya çıkmıştır. Örgütün tabanındaki mensuplar samimi iken örgütün üst yönetimi farklı gaye ve gayret içine girmiştir. Hizmet aşkı hareket eden kıtalar aşan nice samimi kardeşimize rağmen bu örgüt gitmiş Türkiye düşmanlarının maşası olmayı tercih etmiştir” dedi.
Erdoğan, İran’a yapacağı gezi öncesi partisinin Meclis’teki grup toplantısında konuştu ve sözlerine geçen hafta Kayseri’de 21 kişinin hayatını kaybettiği trafik kazasıyla ilgili üzüntülerini dile getirerek başladı.
MHP’YE BAŞSAĞLIĞI
Başbakan önceki gün, İstanbul’da bir kişinin ölümü 7 kişinin ise yaralanmasıyla sonuçlanan MHP seçim bürosuna yapılan saldırıya değindi. Erdoğan, MHP camiasına başsağlığı diledi, seçim öncesi yapılan bu saldırının “düşündürücü” olduğunu vurguladı. Başbakan, “Şişli Belediyesine provokasyon amaçlı saldırı düzenlendi. Emniyet güçlerimiz bunu da takip ediyorlar. AK Parti bürolarına da saldırı düzenlendi. Seçim bürolarına yapılan saldırı sebebi ne olursa olsun; milli iradeye yönelik saldırıdır. Saldırıları şiddetle kınıyoruz. Hayatını kaybeden kardeşimize Allah’tan rahmet diliyorum ve MHP camiasına başsağlığı dileklerimizi iletiyorum” diye konuştu.
BRÜKSEL’DE ANLATTIK
Başbakan Erdoğan, 17 Aralık Operasyonu ile ilgili Avrupa Birliği’nin tek taraflı bilgilendirildiği eleştirisini getirerek, AB’yi uyardıklarını vurguladı. Erdoğan şöyle dedi: “Buradaki AB ile yaptığımız görüşmeler oldukça verimli geçti. AB, tek kaynaklı ve yanlı olarak bilgilendirildiğini tespit ettik. Yapılan lobi ve bilgilendirmeleri, Türkiye’deki gelişmeleri bağımsız değerlendirmelerini istedik. Türkiye aleyhine yanlış bilgilendirme ve kampanyalara alıştık. Ülkemizle ilgili farklı ve haksız resimler çiziliyor, asıl ekonomimizi yıpratmak ve yatırımcı ülkeleri belirsizliğe sürüklüyor. Bilgilendirmelere karşı temkinli olmalarını, Türkiye’deki olayları tarafsız değerlendirmeleri konusunda sağlıklı neticeler alabileceklerini hatırlattık. Türkiye aleyhine yanlış bilgilendirmelerin bizler yabancısı değiliz. Türkiye dışarıya karşı, olduğundan farklı lanse edilmek istendi. Kampanyalarla Türkiye ekonomisi yıpratılmak yatırımcılar etki altına alınmak istendi. Türkiye aleyhine kampanyalar içeriden bazı odakların eliyle yürütülmüştür.”
CHP KENDİ ÜLKESİNİ KÖTÜLÜYOR
Erdoğan, başta CHP olmak üzere; bazı siyasi partilerin yurt dışında kendi ülkelerini kötüleme vazifesi üstlendiklerini öne sürerek, ”Hükümet değil, hükümet politikaları değil, topyekün Türkiye ekonomisi hedef alınarak geminin tabanına delik açılmak istenmişti. Maalesef bunu yapanlar bir kısım medya ve CHP’dir” dedi. Başbakan, Gezi olaylarına atıfta bulunarak konuşmasını şöyle sürdürdü; “Gezi olayları sırasında ibretlik örneğini yaşadık. Sosyal mecralardan ekonomiyi durdurma çağrısı yaptılar. Uluslararası medyayı kullanarak zihinlerde soru işareti oluşturma girişimleri oldu. Tüm bunlara rağmen ekonomimiz büyümeye devam ediyor. Şunu içerideki ve dışarıdaki hazımsızların bilmesini istiyorum Türkiye 11 yılda ekonomi sağlam zemine oturtuldu. Türkiye ekonomisi içeriden ya da dışarıdan yapılan sabotajlar karşısında savrulmuyor.”
TÜSİAD TEPKİSİ
Başbakan Erdoğan, geçen hafta TÜSİAD’ın yaptığı açıklamalara yönelik tepkisini grup toplantısında da sürdürdü. “Dünyanın hiçbir ülkesinde kendi ülkesini yurt dışında kötüleyen bir işveren örgütü bulamazsanız” diyen Erdoğan, “TÜSİAD gibi kuruluşlar kendi ülkelerine yabancı kalacaklar. Eski Türkiye’nin aktörleri kabul etsinler. Türkiye’de kazanan elitler belli sermaye çevreleri değil, Türkiye’de kazanan 76 milyon olacak” şeklinde konuştu.
‘SURİYE POLİTİKAMIZDAN TAVİZ VERMEYECEĞİZ’
Erdoğan, Suriye ile ilgili ortaya çıkan işkence fotoğraflarını hatırlattı. Cenevre görüşmelerine vurgu yaptı. Türkiye’nin, Suriye politikasından dolayı eleştirenlerin bir gün mahcup olacağını söyledi. “Birileri çıkıp alçakça, MİT’e karşı sabotaj düzenlese de biz komşularımıza kardeşlerimize yardım taşımaya devam edeceğiz” diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Cenevre görüşmeleri devam ederken işkenceyi gösteren fotoğraflar sarsıcı etki yaptı. Nazilerin Musevilere yaptığı soykırımları, Filistin’deki işkenceleri anımsatan fotoğraflar Suriye’deki vahşeti ortaya koydu. Cenevre’de Suriye’nin Dışişleri Bakanı Türkiye ve körfez ülkelerinden bazılarını suçlayarak çirkinleşiyor ve densizleşebiliyor. İnanıyorum ki herkes mahcup olacak. Zerre kadar vicdanı olanlar mahcup olacak. En başından bugüne vicdanlı ve insan odaklı bir dış politikayla Suriye’ye yaklaştık. Onlara topraklarımızı açtık. Eli kanlı Esed rejimini kınayamayan ve hatta gidip onunla hatıra fotoğrafları çekilen CHP’lilere rağmen, ilkeli duruşumuzdan vazgeçmedik. Suriye politikamızdan taviz vermedik.”
‘CEMAAT TABANINA MESAJ, LİDERİNE İSE SUÇLAMA’
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından, Başbakan ile Fethullah Gülen arasındaki gerilimin tansiyonu düşmüyor.
Erdoğan, Gülen’e yönelik eleştiri ve suçlamalarını yine sürdürdü. Erdoğan, cemaatin tabanına mesaj verdi; “Siz farklısınız” dedi. Gülen’i ise, “uluslararası Türk düşmanlarına destek çıkmakla” suçladı. Erdoğan, “Bir hareketin bir örgütün kendi ülkesine karşı bu kadar haince tavır sergilemesi karşısında vakıflarımız sendikalarımız ciddi rahatsızlık duruyorlar. İslam kimsenin tekelinde değildir. Hizmet etmek yardımlaşmak paylaşmak eğitim bilim gibi kavramlar insani kavramlar” dedi.
Başbakan, Fethullah Gülen’e yönelik eleştirilerini ise şöyle sürdürdü; “işi gücü bırakarak siyasi parti gibi davranarak bir takım ses kayıtları ile anılmaları kabullenemez. Hizmet aşkıyla kıtalar aşan samimi niyet taşıyanlara rağmen bu örgütün yöneticileri uluslararası çetelerle işbirliği yapmaktadırlar. Hiçbir kardeşim siyasi parti olmadığı halde siyaset yapan örgütlerin aldatmasına gelmesin. Biz yargıyla değil, yargı içine sızmış yargı mensuplarını da baskı altına alan, onlara da şantaj yapan yargının tarafsızlığına gölge düşüren bir örgütle mücadele ediyoruz. Bunu özellikle bilmenizi istiyorum. Bu malum örgütün mensuplarına samimiyetle sesleniyorum. Bu örgütün yönetimi ve mensupları arasında farklılık olduğu ortaya çıkmıştır. Örgütün tabanındaki mensuplar samimi iken örgütün üst yönetimi farklı gaye ve gayret içine girmiştir. Hizmet aşkı hareket eden kıtalar aşan nice samimi kardeşimize rağmen bu örgüt gitmiş Türkiye düşmanlarının maşası olmayı tercih etmiştir. Bu örgüt mensubu tüm arkadaşlarımızı durmaya düşünmeye ve muhasebeye davet ediyorum.”
‘MİLLİ İRADEYİ ÇALDILAR’
Yapılan en büyük hırsızlığın, “ne yolsuzluk ne de rüşvet olduğunu” öne süren Erdoğan en büyük hırsızlığın, “milli iradeyi çalmak olduğunu” vurguladı. Başbakan şöyle dedi:
“Şebekelerin, çetelerin milli iradeyi gasp etmesine izin vermeyeceğiz. Dershaneler meselesinde, Suriye meselesinde, terör meselesinin nasıl halledileceğine siyaset değil de, yargı mı karar verecek. Biz yargının bağımsızlık mücadelesini referandumda sağladık. Yargı sadece bağımsız değil tarafsız olacak dedik. Bağımsızlığı iste ama tarafsızlığa gelince, orada ‘tarafım’ de. Onu kimse yutmaz. Biz yargı ile değil yargı içine sızmış yargı mensuplarına baskı yapan örgütle mücadele ediyoruz. Kimse siyasi iradenin yargıya müdahale ettiğini iddia etmesin. Siyasi kararları verecek olan siyasi iradedir. Siyasi iradenin milli iradenin çalınmasına izin vermeyeceğiz.”
Erdoğan, bir gazetenin kendisiyle ilgili haberi üzerinden, CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Mustafa Sarıgül’e yüklendi. “Bugün bir gazete en çok satan gazete. Bugün bir başlık atıyor. Güya ben ana muhalefetin İstanbul adayından çekinmeye başlamışım o yüzden dosyayı açıklamışım. O gazetenin patronu İstanbul Hilton Oteli’nin yanındaki bahçeye inşaat yapabileceği düşüncesi ile özelleştirmeye girmişti. Ama büyükşehir başkanımız izin vermedi. Şişli Belediyesi’ne gittiler. CHP’den ihraç edilirken de bu tür dosyalarla ihraç edilmediler mi? Ana muhalefet müdürü onun önünde pozlar vermedi mi? Hesap şu; Acaba İstanbul’u alabilir miyiz? Bir yerlerde bir araya geldiler. Alamayacaksınız. İstanbul sizin ne olduğunuzu biliyor.”