Kuzey Teve

betnis giriş
betnis
yakabet giriş

Çadır kentte özerk bir alan oluşturuyorlar diyen kaymakama Karafazlı’dan tepki (Videohaber)

Çadır kentte özerk bir alan oluşturuyorlar diyen kaymakama Karafazlı’dan tepki (Videohaber)
353 views
18 Mart 2023 - 14:54
Spread the love

İskenderun Mustafa Kemal Mahallesi’nde gönüllüleri, Gıda-İş, İletişim-İş, Birtek-Sen, Ekmek ve Gül, ODTÜ Mezunları Derneği ve Rotary Kulüp’ün kurduğu ve depremin dördüncü gününden itibaren, depremzedelerin barınma, beslenme, hijyen, sağlık ihtiyaçlarının karşıladığı çadırların 38. günde Kaymakamlık kararıyla kaldırılmasına karşı bir araya gelen emek ve demokrasi güçlerinin dün yaptığı açıklamanın ardından bu kez,  çadır kentte haftalardır depremzedelere gönüllü yardım ve organizatörlük eden, polis tarafından kısa süreli gözaltına alınan gazeteci Selda Karafazlı , çadır kentte yaşanan olaylarla ilgili bir açıklama yaptı.

GENÇAĞA KARAFAZLI

“Hiç kimsenin sivil toplum gönüllüsü maskesiyle kamusal alanda kamu görevlilerini vazifelerini yapamaz hale getirmesine müsamaha etmeyeceğiz” diye açıklamalarda bulunan ilçe kaymakamı Murat Sefa Demiryürek’in kendisini sosyal medya üzerinden hedef gösterdiğini ifade eden Karafazlı. “Tutanak tutturamadığımız hırsızlıklara, tacizlere, haksızlıklara ses çıkarttığımız için mi kamu görevlileri vazifelerini yapamaz hale geldi?” sözleriyle ilçe kaymakamı Murat Sefa Demiryürek’in Twitter paylaşımlarına tepki göstererek çadır kentte yaşanan olaylarla ilgili şunları söyledi.

“AL MAKİNELERİNİ ÇIK BOŞALT BURAYI PAYLAŞIMLARINIZDA YAZDINIZ MI?”

Depremin 36. Günü çadır kent alanına gelip çamaşır makineleri kurduk diye fotoğraf paylaştınız. Peki bunu yapmadan bir gün önce gelip hali hazırda kurulmuş çamaşır ve kurutma makinelerinin olduğunu ve bu makineleri resmen azarlayan tavırla Rotary kulübüne” al makineleri çık, boşalt burayı” dediğinizi paylaşımlarınızda yazdınız mı? Çünkü depremin 3.gününden itibaren alanda olan Rotary kulübü zaten su, tuvalet ve çamaşır yıkama ihtiyacını çözümlemişti. Peki siz neden hala ihtiyaç olan yerlere sizin desteğinizi ulaştırmaktansa kurulu bir yeri bozdunuz?

“ÇOCUK EĞİTİM ÇADIRMIZI ZİYARET EDİP FOTOĞRAF ÇEKTİRDİNİZ”

Rotary ve gönüllüler ekibi ortada Afad çadırı bile yokken hizmet verirken alanı ziyaret ettiniz. Kendileriyle tanıştınız, kurmuş oldukları çocuk oyun çadırı, çocuk temel eğitim çadırını ziyaret edip, fotoğraf çektirdiniz, teşekkür ettiniz. Peki şimdi nasıl oldu da bu teşekkür ettiğiniz kişiler sivil toplum gönüllüsü maskesi takıyor oldular? Aramızda Gıda-iş, iletişim-iş, ekmek ve gül, ODTÜ mezunları derneği, Emek partisinden arkadaşlar, depremzede gönüllüler vardı. Sizin için afet bölgesinde yardıma gelenlerin ideolojileri insaniyet adına yapılan yardımlardan daha fazla mı önemli mi?

“FAŞİST BİR YAKLAŞIMLA BİR KADINI LİNÇ GİRİŞİMİNE MARUZ BIRAKMAK”

“Hiç kimsenin sivil toplum gönüllüsü maskesiyle kamusal alanda kamu görevlilerini vazifelerini yapamaz hale getirmesine müsamaha etmeyeceğiz” dediniz. Peki bu kamu görevlilerinin vazifesi şunlar mıdır;

2 saat alanda görünüp, gitmek, İnsanlara çadır tahsis etmemek, Yerleştirdikleri çadırdan istediğinde, hiçbir çözüm üretmeden polis baskısıyla ve tehditle onları sokağa atmak mı? Kendilerine özel kavurma yaptırmak (erzak desteği getirmemelerine rağmen) Özel araçları için yakıt desteğinde bulunmak mı?

İşkur dan işe aldığı kişileri kullanarak, alan içerisinde sırf geçmişinde yasal bir partiden mv adayı olduğu için faşist bir yaklaşımla bir kadını linç girişimine maruz bırakma yaklaşımıyla kirli propagandalar yapmak ve yaptırmak mı?

34 gün sonra Rotary ve gönüllülerin desteği dışında ilk kez devlet kurumlarından gelen ve hep birlikte yemekhane alanına boşattığımız, içerisinde kıyafet ve hijyen ürünleri olan malzemelerin muhafaza edilmediğini ve ortadan yok olduğunu gördükten sonra, bu ürünlerin nereye gittiğini, neden halka dağıtılmadığını sorduğumuz ve ardından çok daha çirkin propagandalara maruz kaldığımız bir çalışma yapmak mı?

13 yaşında bir kız çocuğunun tuvalet içerisinde tacize uğramasını umursamamak mı? 35 gündür çadır kent alanına gönüllüler ve rotary nin görüşmeleri sonrası yemek çıkaran özel bir firmanın yemekhaneye masa ve sandalyeler kurmasını engellemek mi?

Gönüllüler, Rotary ve bazı depremzedelerin her sabah kendi aracıyla yelken kulübünden alınan kahvaltılıklar arasındaki üçgen peynirleri kendisine stok yapmak mı?

Atanan müdürlerin yanında il dışından gelen gönüllü öğretmenlerimizin, kendilerinin getirdiği 2 adet çadırın İşkur dan işe alınan Ahmet s tarafından nereye götürüldüğünün söylenmemesi mi?

Rotary çamaşır makinelerini kurduktan sonra ilk iş olarak sorumlunun kendi ayakkabısını yıkatmak mı?

Askeriyeden gelen 16 çadırın 10 unu teslim alıp 6 tanesini geri yollayıp hala çadırı olmayan insanları çadırsız bırakmak mı?

Bu liste daha kötü detaylarla ve daha uzun cümlelerle uzayıp gidebilir ama bence konumuza devam edelim.

“ÇOCUKLARIN HAYATINA BİZLER DOKUNDUK, KIZ KARDEŞLİK KÖPRÜSÜNÜ KURDUK”

Çadır kentte Gönüllüler ve Rotary varken atanan bütün müdürlere elimizden gelen bütün destekleri verdik. Afad çadırları kurulduğunda içlerinin zeminini battaniyeleri ve ısıtıcıları dağıttık. Ancak müdürlerimizden elektrik bağlantılarının çadır içlerine geçilmesi gerektiğini günlerce tekrarlamamıza rağmen hala elektrik hattı olmayan çadırlar oldu ve bu şikâyetleri biz gönüllüler dinledik. Kadınların ve özellikle çocukların hayatına bizler dokunduk, kız kardeşlik köprüsünü kurduk. Geceleri, akşamları, sabahları sofralarına bizler konuk olduk. Tavla da bizler zar attık.  Ve sizin siyasetinize hiç dahil olmadık sayın kaymakam.

Afad çadırlarının kurulumunda hiçbir vatandaşın sokakta kalmadığını söylediniz. Aksini kimse iddia etmedi ancak bir gün öncesi gelip kapalı spor salonuna konulan sular ve kıyafetler için bize azar çektikten sonra neden gittiniz? Yağan yağmur size yağmadı mı?” Devlet burada, siz bir su dahi dağıtamazsınız” dediniz ve gittiniz ama çadır halkıyla yine gönüllüler ve rotary su yolları açmaya çalıştı. Ki üzgünüm siz bize su göndermediniz, takdir edersiniz ki 36 gün susuz kalmak zor. Neyse konumuza dönelim.

“ÇOCUKLAR YAĞMURDA SOĞUKTA TİTRERKEN SİZ ORADAMIYDINIZ?”

Çocuklar bile elleriyle küçük pet şişeleriyle çadırlarının içine giren suyu tahliye etmek için anne babalarına yardım ederken-üstlerindeki kıyafetler vücutlarına yapıştığında soğuktan titrerlerken siz orda mıydınız ve biz sizi görmedik mi? Çocukları kapalı spor salonuna almak istediğimizde de maalesef içme sularının olduğu salonu kilitletmiş ve anahtarını almış olduğunuzu gördük. Peki hiç sordunuz mu neden bu sular ve kıyafetler burada diye. Biz hiçbir şekilde devletin yerine el koymadık koymayız da. Biz yetkili birimlerce atanan okul müdürümüzle istişare ederek ve ortak kararla görev paylaşımı yaparak suların her gün akşam 8-10 arası dağıtılması ve ortadan kaybolmaması için tek kilitli yer olan kapalı spor salonuna koyduk. Neden akşam 8 ve 10 arası onu da bilmezsiniz. Anlatayım.

“SİZ SALONU KİLİTLEDİNİZ BİZ CAMDAN GİRDİK ÇOCUKLARI SALONA TOPLADIK GİYDİRDİK”

Çünkü bazı depremzedeler çadırda yaşarken işlerine gidip gelmeye başladılar ve su dağıtımını kaçırmalarını istemedik. Peki kıyafetler neden oradaydı. Ana çadıra sığmadığı için, geçici   olarak yine müdürümüzün izniyle oraya koyduk ve il dışından gelen gönüllü sorumlu hocalarımızla gece geç saate kadar o kıyafetleri kadın erkek çocuk bebek hijyen olarak ayrıştırdık. Siz ise onları çöpe atma pahasına, yerimiz olmadığını söylememize rağmen apar topar dışarı atmak istediniz. Yağmur o kadar artmıştı ki biz kıyafetleri çıkartamadık, iyi ki de böyle olmuş çünkü sizin kilitletip, anahtarını aldığınız salona gönüllü bir hocamız camdan girerek acil çıkış kapısını açtı ve yağmurdan su ve çamur olan bütün depremzede çocukları salona topladık, üstleri değiştirildi ve ısıtıcılar sayesinde ısındılar. Gece geç saatlere kadar çadırlarını temizleyen ıslanan eşyalarına çözüm arayan hali hazırda 100 rotary çadırında huzur içinde yaşayan, artık küçük de olsa sarma, kısır yapmaya, kahve demleyen insanlara ellerinde ıslak yatak battaniye ve tüm kıyafetleriyle briketlerin üzerinde çamurun içinde beklemeyi hak gördünüz kendinizde.

“SİZİN İÇİN ÇOCUKLAR BU ÜLKENİN GELECEĞİ DEĞİL Mİ?”

Peki soruyorum;100 adet kurulmuş, düzeni oturmuş çadırı dağıtmaktaki amaç neydi?

Hala çadır ihtiyacı olan bölgelere çadır götürmektense neden rotary çadırları Samandağ da hala 300 öğrenci için eğitim çadırı ihtiyacı varken neden rotary nin 100 çadırı çöp edildi.

Biz buradayız demek için biraz geç kalmadınız mı sizce de?

Duşlar kurulduğunda havlu hijyen ihtiyaçlarını siz mi karşıladınız yoksa 40 günden bir şey olmaz mı dediniz?

Kadınların özel ihtiyaçları ve dayanışma için siz mi adım attınız yoksa Ekmek ve Gül ün emeklerini mi yıktınız?

Sağlık çadırınız bile yokken ben kendim özel olarak üniversiteye gidip Muğla eczacılar grubundan adresimizi verip sağlık ekibi talep ettiğimde gelen sağlık ekibine siz mi çadır verdiniz yoksa ODTÜ mezunlar derneğinden gelen çadırı mı kurduk?

Özellikle ilk 2 hafta çocukların bozulan psikolojisi için neredeydiniz? yoksa sizin için çocuklar bu ülkenin geleceği değil mi? Siz yoktunuz ama Uygur Orhan hocamız gönüllü olarak buradaydı ve hastalanıp gitmek zorunda kalana kadar çocuklarla kilden heykeller, resimler yaptı. Çocuklar çok sevdi Uygur dedeyi. Aa pardon siz gelmiş ve sizi Uygur hocamızla tanıştırmıştım. O zaman aramızda hiçbir sorun yoktu çünkü galiba sizin açıkları kapatıyorduk.

“BİZİM MASKEMİZ SEÇİM YAKLAŞINCA MI DÜŞTÜ?”

  1. depremde atadığınız sorumlu müdür bile alanda yokken kendisinin beni arayıp “Selda Hanım orada durum ne” diye sorduğunu biliyor musunuz? Ve sorumlu müdürümüzü tedirgin etmemek için sadece insanlar korktu, biz yanlarındayız siz dinlenin hocam” dediğimde aramızda sorun olmadığını. Bizim maskemiz seçimler yaklaşınca mı düştü acaba?

Küçücük bir çocuğun 2. Depremde bırakın evi çadırdan bile korktuğunu biliyor musunuz? Konteyner istiyordu. Videosunu da isterseniz paylaşabilirim. Keşke 100 çadırı ve sonrasında gönüllülerin kadın çocuk çadırlarını da sökmenizdeki amaç insanlara konteyner vermek olsaydı, biz de yine bu ülkenin birer vatandaşı olarak size elimizden gelen desteği sunsaydık. Sonrasında da ateşi yakıp çevresinde hep beraber sohbet edip Rize çayımızı içseydik. Evet Rize çayı. Rize’den istedik sağ olsunlar gönderdiler.

“EKMEK VE GÜL ÜN EMEĞİNDE SİZ NEREDEYDİNİZ SAYIN KAYMAKAM BEY”

Kadın dayanışmasında, küs komşuların barışmasında, çocuk oyunlarında festivallerinde ekmek ve gül ün emeğinde siz neredeydiniz sayın kaymakam bey.

Çadırlarda kısırlar yapıldığında bu kısırlardan size hiç geldi mi yoksa her şeye rağmen oradaki insanların normalleşmek için tüpte de olsa yemek yaptığından bihaber misiniz?

Psikoloji garip bir şey sayın kaymakam, örneğin hiç ayakkabı numarası uyduramadığınız için size kimse küstü mü ve siz hala nasıl sarılabileceğinizi, o yarayı nasıl saracağınızı düşündünüz mü?

Bu konuşma böyle uzar gider, belki yüz yüze, bizleri suçlamadan, hedef göstermeden önce dinlemek istersiniz de biz de size seve seve bu süreci anlatırız.

Ama sayın kaymakamım size bazı soruları sormak zorundayım;

Tutanak tutturamadığımız hırsızlıklara, tacizlere, haksızlıklara ses çıkarttığımız için mi kamu görevlileri vazifelerini yapamaz hale geldi?

2015 sürecinde memleketim Rize’den mv adayı olan ben (yasal bir partiden) deprem bölgesinde gönüllü olmaya hak sahibi değil miyim? Gönlün, insanlığın, yardımlaşmanın, dayanışmanın sizce partisi rengi, sesi tek mi olmalı?

Size fazıl say dan insan insan’ ı armağan ediyorum. Güzel ve güneşli günlerde görüşmek üzere.”

PİYASALARDA SON DURUM
  • DOLAR
    -
    -
    -
  • EURO
    -
    -
    -
  • ALTIN
    -
    -
    -
  • BIST 100
    -
    -
    -