AKP ‘nin TBMM getirdiği çay kanunu teklifine yönelik çay üreticileri, STK, siyasi partiler ve meslek örgütleri ile halkın her kesiminden gelen tepkiler üzerine 28.06.2022 tarihinde komisyonda yapılacak olan görüşmeler temmuz ayının ilk haftasına ertelendi.
AKP’nin TBMM getirdiği çay kanunu teklifinde yer alan ve ulusal çay konseyini yaş çay taban fiyatını belirleme konusunda yetkili kılınmasını sağlayan ilgili maddenin RTB başkanı Mehmet Erdoğan tarafından önerildiği iddiaları sonrası bir açıklama yapan RTB başkanı Erdoğan, böyle bir önerilerinin olmadığını ve çay fiyatının ilgili bakanlık tarafından belirlenmesi gerektiğine vurgu yaparak AKP nin teklifine karşı çıktı.
Erdoğan’ın açıklaması sonrası RTEÜ Rektörlüğünden de gelen açıklamalarda, Üniversite olarak çay taslağı hazırlık çalışmalarının yürütüldüğü ve taraflarında içinde olduğu çay kanunu taslağında ulusal çay konseyinin çay taban fiyatı belirleme yetkisi ile ilgili hiçbir maddenin taslakta yer almadığını açıkladı.
Hiç kimsenin sahip çıkmadığı AKP’nin çay kanunu teklifiyle ilgili tartışmalar devam ederken CHP Rize il başkanı Saltuk Deniz bir açıklama yaparak, bu kanun teklifinin sahibi AKP’dir ve eline yüzüne bulaştırmıştır bu teklifte imzası olan milletvekilleri derhal istifa etmelidir çağrısında bulunmuştu.
Yaşanan bu gelişmelerin ardından Rize’nin Pazar ilçesinde Çay üreticileri AKP’nin hazırlayıp TBMM getirdiği çay kanunu teklifini protesto etti.
Protesto eyleminde çay üreticileri adına konuşma yapan Halil Üst şunları söyledi;
AKP’NİN HAZIRLADIĞI TASLAĞI TEPKİ ALDIĞI İÇİN GERİ ÇEKTİ
“AKP’nin çay kanunu, yaş çay üreticisi için idam fermanıdır. AKP ve tek adam iktidarı her zaman olduğu gibi halkın talep ve ihtiyaçları doğrultusunda karar almıyor. Sermaye ve bir avuç yandaşın taleplerini onların mutluluğunu tahsis ediyor. Hazırladıkları çay kanunu yasası da aynen böyle olmuştur.
AKP 2008’de hazırladığı çay kanunu taslağını çay üreticilerinin tepkisi üzerine geri çekmek zorunda kaldı. Ulusal Çay Konseyi tam da bu tarihte oluşturulmuştur. O yasada açıkça kuru çayın dünya borsasında oluşacak fiyat üzerinden yaş çaya da fiyat verileceği belirtilmiştir. Bugün bu yasanın satır aralarında açıkça söylenmekte olan bunun yine böyle olacağının işaretlerini görmekteyiz.
Bugün önümüze çay kanunu diye getirilen metin AKP’nin kendi karanlık dehlizlerinde, gizlice hazırlanmış, pişirilmiş, kamuoyu ile paylaşılmamış meclise indirilene kadar kendileri dışında başka kimsenin haberi olmamıştır. Kamuoyu öğrenmesin diye özel bir çaba sarf ettiklerini biliyoruz.
Kanunun giriş gerekçe bölümünde bitki kalitesini arttırmak için yaş çay işleyen fabrikaların sözleşmeli tarım ile üretim sürecine dahil olmasına ihtiyaç duyulmaktadır diye bir metin var. Biz sözleşmeli tarımın ne olduğunu ve neler getirdiğini şeker pancarında, buğdayda, hayvancılıkta ve diğer tarım ürünlerinden çok iyi biliyoruz.
SÖZLEŞMELİ TARIM BUGÜN SAHİP OLDUĞUMUZ TOPRAKLARDA YARIN KİRACI, İŞÇİ OLACAĞIZ DEMEKTİR
Tarım ürünlerinin alıcısı olan devlet bu alandan elini çektiğinde ve özelleştirildiğinde, bugün tarım ürünlerinde yaşadığımız dar boğazı ve dışarıya bağımlılığı yaşayacağız. Bu yasa bölgemizde yapılan çay tarımını özel şirketlere teslim etmektedir. Sözleşmeli tarım demek bugün sahip olduğumuz topraklarda yarın kiracı, işçi ve gündelikçi olarak çalışacağız demektir. Yarın biz farkında olmadan şirketler topraklarımıza el koyacak, bunun örneklerini dünyada gördük ve ülkemizde de ne yazık ki yaşayacağız.
Çayda sözleşmeli üreticilik demek yaş çay üreticisi olarak özel şirket ya da ÇAYKUR ile her yıl çayının tümünü vereceğine hatta ne kadar çay vereceğine taahhüt etmesi demektir. Sözleşme dışında çayınızı başkasına satamazsınız. Üretici satarsa cezai karşılığı vardır. Taahhüt ettiğiniz kadar çay satmazsanız da kanun üreticiye ceza vermekle yükümlüdür.
Kanun toplam 15 maddeden oluşmaktadır. Ve tek bir maddesi üreticiyi korumamaktadır.
Çayı ıslah etme, kaliteyi arttırma ve geliştirme adı altında üçüncü maddede, yaş çay üreticisi için tuzaklarla dolu bir metin vardır. Böylesine engebeli zor ve dik bir coğrafyada toprağın kazılması, çayın tekrar sökümünün ve dikiminin yapılması herhangi bir şeye bağlanmamıştır.
Dördüncü madde yaş çay işleyen paketleyen ve pazarlayan şirketleri A,B,C şeklinde bölümlere ayırmıştır. Ülkemizde üretilen çayın yüzde onu kadar ithalat serbest hale getirilmiş, bu madde de ithal edilecek çayın ileride arttırılmasına engel bir durum yoktur.
HAZIRLANAN KANUNDA ÇAYKUR’UN ÇAY PİYASASINDAKİ DÜZENLEYİCİ VE DENETLEYİCİ YAPISI ORTADAN KALDIRILMIŞTIR
ÇAYKUR’u çay işletmeleri yapan sıradan şirketler statüsüne koyan A kategorisinde değerlendirilmiş yani ÇAYKUR’un bugüne kadar bölgemizdeki çay tarımına ait sorumlulukları ve belirleyiciliği elinden alınmaktadır.
ÇAYKUR’u çay işletmeleri yapan sıradan şirketler statüsüne koyan A kategorisinde değerlendirilmiş yani ÇAYKUR’un bugüne kadar bölgemizdeki çay tarımına ait sorumlulukları ve belirleyiciliği elinden alınmaktadır. ÇAYKUR’un çay piyasasındaki düzenleyici ve denetleyici yapısı ortadan kaldırılmıştır.
Beşinci madde ise kanun içerisindeki en çok tartışmaya açık olan maddedir. Kanunda yaş çay alım fiyatı arz ve talep durumuyla üretim maliyetleri dikkate alınarak her yıl hasat dönemi başlamadan önce belirlenir denmektedir. Arz ve talep durumuna göre yaş çayın fiyatının belirlenmesi çok sakıncalı bir maddedir. Kanunun devamında yaş çay bedelini 2008 yılında kurulan Ulusal Çay Konseyi belirler diyor. AKP’lilerin sadece bu maddeye muhalefet ettiklerini biliyoruz. Ama bu yeterli değil. Kanun tümüyle sakıncalı ve yaş çay üreticisinin aleyhinedir. Çay fiyatının belirlenememesi durumunda da vergi usul kanununun mükerrer 298. maddesi hükümleri uygulanır diyor. Maddenin bu bendi çok sakıncalı, tartışılır ve ucu açık bir maddedir. Çayın fiyatı belirlenememesi ne demektir? Bir bölgenin geçim kaynağı olan ürüne değer biçilememesi olamaz.”