O manzara ve kaybolan sen..
Harzuyanlı yani Şişkalı Fezo’nun oğlu ne bilirdi böyle bir manzarayı seninle birlikte izleyip, parasından korkup geçemeyenlerin uzaktan bile olsa izlemeyi bırak görmeyenlerin olduğu o köprüyü izlemeyi..
Ve nereden bilecektim ki O çıktığı tepenin yanı başında dünyanın en uzun insanlardan biri olduğu rivayet edildiğine inanmayıp, gelip araştırıp, onun şu an yürekler gibi hep ağlayan Ortadoğu’da yeni bir savaş açan Şiî İran gibi Müslüman değil, İsrail gibi bir Yahudi olduğunu öğrenip, bunu yazdıktan sonra seni kaybedeceğimi..
Belki de Müslüman olmadığını ama Müslümanların mezarı olduğu söylenen o tepeye gelip, dua ettiği mezarıyla ilgili yorum yazdım diye bedduasını aldığımdan dolayı ve hatta seni Yuşa’nın kızını olduğunu anlamadığımdan dolayı beklenmedik bir anda, rüyada uyanmışçasına bir anda kayıp ettim seni..
Kim bilir?..
Ama olsun bu resimdeki gibi bir manzaraydı kısa da olsa seninle oturup, o manzarayı izlerken epey uzun olmasa da kesintisiz bir aşkı yaşamanın tadıyla kalmak da çok güzeldi..
Hem de ölümün adını değiştirip, pandemi ismiyle kapı kapı gezdiği bir sırada bana açtığın o kalp kapısından içeri girer girmez sana sarıldığım ilk günümü her gün mana anımsatan iki yılımı seninle bilirlikte dolu dolu yaşadığım anlar yaşamım en güzellerinden biriydi ya..
Ve her kazandığı seçim ardından yaşanan tartışmalara, ‘Atı alan geçti..’ dediği sahiliyle ve ‘ölürsem yanı başına gömün” vasiyetini ettiği caminin olduğu O tepe de bana teselli olsun, bu fotoğrafta ki manzara da köprü olmazsa da bu ve buna benzer manzaralı resimler görüp, seni hüzünle anarken, ararken yüreğin olmasa da bari kulakların çınlasın Yuşa’nın kızı..