Sol derken elbette ki bahse konu olan ve bizi ilgilendiren Sosyalist soldur.
Daha önce de yazmıştım, Sosyalist sol, çoculuk hastalığından hala kurtulamamıştır. Aynılıklar daha çokken, ayrılıklar özellikle öne çıkartılıp sorun yapılması anlaşılmaz bir durumdur.
Bugün, gerek Türkiye’nin somut koşulları gerekse Sosyalist solun içerisinde bulunduğu açmazları, bölünmüşlüğü/atomize durumu, birlikte, yanyana, omuz omuza görüntü vermesi gerekirken, hala anlaşılmaz/anlatılamaz gerekçelerle ayrı resimlerin verilmesi, kendi varlıklarını zayıflatırken, kitlelere de güven vermemektedir.
‘Emek ve Özgürlük’ ittifakı ile ‘Sosyalist Güç Birliği’ çabalarından söz ediyoruz.
Ana damarını CHP ‘nin oluşturduğu ittifak kendi mecrasında, bana göre olması gereken bir oluşumdur. Bu ittifakın zamkını, K. Kılıçdaroğlu oluşturuyor. Bırakalım bu ittifak kendi suyunda aksın, ilerlesin.
Ama bana göre sosyalist sol bugün, kaşına, gözüne, duruşuna, fiziğine bakmadan yan yana durabilmeliydi, ortak hareket edebilmeliydi..
Ayrılıkları her kim körüklüyorsa yanlış yapıyor, haksızlık ediyor. Yukarıda söyledim; bugün ayrılıkların öne çıkartılmasının günü değil, aynılıkların öne çıkartılacağı gündür. Bu tarihsel sorumluluk, bu ayrılık kararını alanların omuzunda olacaktır.
Yalnız burada bir şeyin hakkını teslim edelim. Her iki tarafta da adeta kılıçlar çekilmiş gibi bir durum söz konusu. Oysa, bana göre bugün olmasa da yarın birlikte olabilecekmişiz gibi, bir birimizi iten, öteleyen kem sözlerden uzak durmalıyız.
Özellikle tabanda gereksiz karşı hamlelerin yapıldığını gözlüyorum, ki bu kesinlikle yanlıştır.
Yarın bir birimizin yüzüne bakamayacağımız, söyleyemeyeceğimiz sözlerden lütfen uzak duralım. Bunun kimseye yararı yoktur.
Bir kez daha tekrar edelim;
Ayrılıkları değil, Aynılıkları öne çıkarmanın zamanıdır.
Dünya ve Türkiye sınıflar mücadelesinde hala dersler çıkartamıyorsak vay halimize…
Kervanı dağıtmak kolay, toplaması zor. Biz de zoru başaralım artık..
Türkiye sınıflar mücadelesi bunu hak ediyor..
Lütfen engel olanlar aradan çekilsinler…