İnternet sistemi ve yasasının yeniden tartışıldığı ülke iktidarının bu düzenleme ve yasayla basın özgürlüğü başta olmak üzere insan haklarına düşünceye sansür getirmek istediği tartışıladursun teknoloji tüm bu yasa ve engellemeleri takmayıp deliyor.
Çünkü yeni internet yasasının yanı sıra geniş kapsamlı bir genel affında şart olduğu ve tartışıldığı ülkemizde, ‘tıka basa dolu cezaevlerine radyoda düştü!..’ desek yalan olmaz.
Evet, Kuzey Kore gibi diktatörlerin yanı sıra İran mollalarının, sözde sosyalist olan Çin’in ardından, Afganistan’dan sonra Ukrayna bataklığına düşen komünist kültürlü Rusya’nın cezaevi kapılarına, pencerelerine taktıkları demir parmaklıklar gibi teknolojinin son ürünü olan internete getirmeye çalıştıkları yasakları örnek alanların, radyonun cezaevine düştüğünden bile haberleri yok.
Birilerine göre Kürt sorunu denen sorunun başladığı günlerde Erivan radyosu aracılığıyla yasakları delenleri örnek alanlar, bugün cezaevlerine kadar koydukları radyolar aracılığıyla insanların umutlarını sömürmeyi ve rant kazanmayı ihmal etmiyorlar. Çünkü başta siyasileri olmak üzere insanları cezaevine atanların yasak ve engellemelerini takmadıkları gibi umut tacirliği üzerinden mahkum ve tutuklu yakınlarını sömürmenin keyfini çıkarıyorlar.
Ve yasa adı altında yeni yasaklar getirmeye çalışanlar teknolojinin yardımıyla cezaevlerine kadar girip asıl hedefleri olan rantlarına rant kattıklarından bihaberler sanırım. Cezaevi yönetimi ile gardiyanların işin içinde olup olmadığını da merak ettiğimiz teknolojik imkanlarla radyoyu cezaevine kadar sokup mahkum ve tutukluları aileleriyle görüştürmek imkanı bile yakalıyanların yakalanamadığı bu dünyada kimse demesin ki yeni yasa ve yasaklarla teknolojinin ve o teknolojiyi yapan insanların düşüncelerini engelliyeceklerini sanmasınlar.
İnanmayan 30 bin insanın yattığı cezaevine ve diğerlerine kadar giren cezaevlerine ve A Haberin bile giremediği radyolara bakarak görür, anlar..