Sadece geçtiğimiz hafta Akdeniz, iki göçmen faciasına sahne oldu. Aydın’ın farklı ilçelerinden yola çıkan ve göçmen taşıyan iki tekne battı, birinde Suriyeliler vardı, 1 kişi öldü. Kayıp 7 çocuk bulunamadı. Diğeri Eritrelileri taşıyordu, 5 kişinin cesedi çıkarıldı. Sağ kalanların ne olduğuyla ise pek ilgilenmedi haber ajansları. Son 20 yılda, 20 bin göçmenin ölü bedeni kaybolmuş Akdeniz toplu mezarlığına gömüldü ya da Türkiye kıyılarına vurdu. 2013 yılında Akdeniz üzerinden Avrupa’ya geçmeyi sağ olarak başarabilen göçmenlerin sayısı ise 31 bin.
KANUN TASARISI MECLİS KOMİSYONLARINDA
Tüm bu rakamlar arasında “T.C. vatandaşlarına vizesiz AB müjdesi” olarak duyurulan kanun tasarısı Meclis gündemine geliyor.
Yarın toplanacak olan AB Uyum komisyonu ve perşembe günü de İçişleri Komisyonu, Başbakanın imzasıyla gönderilen tasarıyı görüşecek. Tasarının ismi: “Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Birliği Arasında İzinsiz İkamet Eden Kişilerin Geri Kabulüne İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı”
Ne bu uzun isimde ne de tasarının içinde “T.C. vatandaşlarına AB vizesi müjdesi”ne dair bir bilgi bulunmaması dikkat çekiyor. Tasarının sadece gerekçe bölümünde “16 Aralık 2013 tarihinde Vize Serbestisi Diyaloğu” başlatıldığı belirtiliyor.
KOMİSYONDAN SONRA KURULA
Aralık ayı içerisinde Avrupa Birliği ile yapılan Geri Kabul Anlaşmasını içeren tasarı, Türkiye hükümeti ve AB arasında yapılan görüşmelerde Avrupa’ya Türkiye üzerinden giden “kaçak” mültecilerin Türkiye’ye geri iadesi ile ilgili kuralları düzenliyor. Yani Türkiye’nin sınır bekçiliği yasalaşıyor, ama vize müjdesi henüz “diyalog” aşamasında. Tasarı komisyonlarda son şeklini aldıktan sonra ise Meclis Genel Kuruluna gelecek.
TASARI NE ANLAMA GELİYOR?
Yasa tasarısının ne anlama geldiğini iyi özetleyen metinlerden biri İrlanda Savaş Karşıtları Derneği adına Türkiye Parlamentosu milletvekillerine “yasayı reddedin” çağrısı yapan Memet Uludağ’ın mektubu.
Milletvekillerine, “Sizden, koca çınar Nelson Mandela’nın ruhu ve mücadelesi aşkına, yanı başımızda yaşanan ölümleri, Irak ve Afganistan’da yerinden yurdundan edilmiş insanları; öksüz-yetim kalmış çocukları; Afrika’da açlık kaderleri olmuş fakirleri düşünerek, insanlık namına bu yasaya ret oyu vermenizi diliyorum” sözleriyle çağrı yapan Uludağ’ın uyarılarından özetleyelim:
‘VİZESİZ GEÇİŞ BELLİ DEĞİL’
*Anlaşmaya göre, Avrupa’ya vizesiz seyahat imkanı gündeme gelse de, bu uygulamanın uzun yıllar tam olarak devreye girmeyeceği şimdiden bellidir. Öte yandan anlaşmanın hemen ardından mültecilerin sınır dışı edilmesi işlemi başlayacaktır.
*Bu anlaşma ile Avrupa, insani, siyasi ve uluslararası hukuka göre sığınma, güvenlik ve korunma hakkı sağlaması gereken mültecileri Türkiye’ye havale etmektedir.
‘MÜLTECİLER HAKLI, AVRUPA BİRLİĞİ HAKSIZ’
*Bugüne kadar Avrupa’nın uyguladığı pek çok sistem, pek çoğu savaşlardan, açlık, fakirlik ve baskılardan kaçan mültecileri caydırmamıştır. Zira mültecilerin pek çoğu çok haklı ve yaşamsal gerekçelerle Avrupa’ya sığınmak zorunda kalmıştır.
*Pek çok Avrupa ülkesine resmi, yasal ve güvenli yollardan sığınma hakkı için başvurmak mümkün değildir. Mülteciler için, uluslararası bir hak olan bu başvuruyu yapabilmenin tek yolu öncelikle herhangi bir şekilde bir AB ülkesine ulaşmaktır.
‘DAHA FAZLA İNSAN ÖLECEK’
*Geri Kabul Anlaşması ile Avrupa’ya geçiş yapan insan sayısı azalmayacaktır ama yakalanmamak için insan tacirleri aracılığı ile yapılan bu geçişler daha riskli ve tehlikeli bir şekle dönüşecektir. İnsan tacirleri daha çok para kazanacak ve belki de daha çok insan ölecektir.
*Sığınma ve sığınma için başvuru hakkı insan haklarının bir parçasıdır. Bu anlaşma ile bırakınız sığınma hakkını, başvuru hakkı dahi ortadan kaldırılmaktadır.
‘İNSANCIL KOŞULLAR YARATILMALI’
*Türkiye’nin Avrupa’ya dayatması gereken; eşit ve onurlu koşullarda vize uygulamaları ve mülteciler konusunda insancıl ve hukuki koşulların yaratılmasıdır. Oysa ki Geri Kabul Anlaşması bir “vize-mülteci” pazarlığıdır.
*Bu anlaşma mültecileri yardıma ihtiyacı olan insanlar olarak değil, güç ve yasa zoruyla kaderlerine terk edilecek insanlar olarak görmektedir.
*Mektubun tamamı “multeci.net” sitesinden okunabilir.
METİN ÇORABATIR: AB’YE ADAY TÜM ÜLKELER İMZALAR
İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi Başkan Yardımcısı Metin Çorabatır ise bu anlaşmayı “düzensiz göç”ü kontrol altına almak amacıyla yapıldığını belirterek, AB üyeliğine aday ülkelerle bu anlaşmanın yapıldığını ifade ediyor.
Türkiye’nin uzun zamandır, iş adamları, öğrenciler, gazeteciler ve benzeri meslek grupları için AB ülkelerine vizesiz geçiş pazarlığı yaptığını hatırlatan Çorabatır, görüşmelerin bir düzeye geldiğini ve böylece Geri Kabul Anlaşması’nın geçtiğimiz ay imzalandığını kaydetti. “Uluslararası anlaşma olduğu için Meclisten geçmesi gerekiyor. Tabi anlaşmada Geri Kabul Anlaşması, buna paralel olarak da vize için diyalog başlatıldığını belirtiyor. Bunu belirtmesi de önemli. Bu anlaşma AB’nin önem verdiği bir anlaşma, bunun uygulamasına bakılacak” diyen Çorabatır, öte yandan mültecilerin korunmasının da devletlerin sorumluluğu altında olduğunun da altını çiziyor: “Bir boyutu da şu; Türkiye’nin kendi iltica sistemini AB standartlarına çekme durumu var. Geri Kabul Anlaşması’nın iltica hakkını zedelemeyeceğini ümit ediyoruz, çünkü iltica evrensel bir insan hakkı”