EMRE KOÇ

Kamuoyunda “Sansür Yasası” olarak bilinen, internet medyası ve sosyal medyaya yeni yaptırımlar getiren kanun teklifi, dün TBMM Genel Kurulu’nda AKP ve MHP’nin oyları ile kabul edildi. Ülkenin dört bir yanından bu yasaya karşı tepkiler gelmeye başladı.

Kamuoyunda sansür ve oto sansür olarak bilinen Dezenformasyon Yasası Çağdaş gazeteciler derneği (ÇGD) Rize şube başkanı Gençağa Karafazlı’da “susarsak suç işleriz” sözleriyle yasaya tepki gösterdi.

“Bugün, Türkiye’de ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü adına yine bir kara gündür. AKP ve MHP ortak Hükümetinin son yıllarda ülkemizde özgür medya üzerindeki artan baskıları sonrası aldığı yeni tedbirler, gelecek yıl yapılacak olan seçim öncesinde ve sonrasında devletin dezenformasyonla mücadele adı altında kendisine karşı olan tüm sesleri tamamen susturmak, zor koşullarda ayakta kalma mücadelesi veren yerel basını tamamen dizayn etmek ve ortadan kaldırmak için dezenformasyonla mücadele bahanesiyle halkın haber alma ve yayma hakkı tamamen yok ediliyor” açıklamasını yaptı.

Karafazlı ,“Kamuoyunda “sansür yasası” olarak bilinen dezenformasyon Yasası, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Bir gazeteci olarak bu sansür yasasına karşı sessiz kalmak suçtur. Siyasal iktidarın oylarıyla Kabul edilen 40 maddelik bu yasa teklifiyle, başta düşünce ve ifade özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin, gazeteciliğin ve basın özgürlüğünün altına son bir dinamit daha koymak istendiği açıktır.

“SADECE BİR RETWEET NEDENİYLE İNSANLAR ÜÇ YILA KADAR HAPİS CEZASIYLA KARŞILAŞABİLECEK”
Yasanın muğlak biçimde tanımlanmış maddeleri bilginin güvenilirliğini sağlamak yerine, kamuoyunda ‘gerçeğe aykırı bilgi’ yaydığı iddia edilen kişilerin yargılanmasını daha da kolaylaştırıyor ve sadece bir retweet nedeniyle insanlar üç yıla kadar hapis cezasıyla karşılaşabilecek.

“SOSYAL MEDYADA YAPILACAK ELEŞTİRİLER SUÇ SAYILACAK”
Tartışmalara neden olan 29. madde ile halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak. Madde ile yeni bir suç da tanımlanıyor. Türk Ceza Kanunu’na dezenformasyonla ilgili “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçu eklenmiş olacak.

Öyle ki, teklifin 29. maddesiyle, “Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu” diyerek sınırlarının ve içeriğinin ne olduğu belirsiz yeni bir suç tanımı yapılmaktadır. Bununla beraber sosyal medyada yapılan eleştiriler, “dezenformasyon” olarak yaftalayabilecektir.
Hangi haber halkta korku ve endişe yaratır, hangi paylaşım kamu düzenini tehdit eder” sorusunun yanıtı ise yasa teklifinde yoktur. 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası getirilen bu muğlak suç tanımının kapsamı açık bir şekilde halkın temel hak ve özgürlüklerine yönelik ve halkın haber alma yayma hakkına yönelik bir saldırıdır.

“YEREL MEDYA BÜYÜK DARBE ALACAK”
Bu yasa, sınırlı kaynaklarıyla gazeteciliği dinamik bir şekilde yaşatma mücadelesi veren yerel yayın organlarının büyük darbe almasına neden olacaktır. Yerel medya bir anlamda tamamen bitecektir. Bu yasa baştan aşağı sansür ve oto sansür yasasıdır. İstiyorlar ki hiçbir bürokratın, hiçbir partilinin hırsızlığı duyulmasın. İstiyorlar ki doğayı talan eden çeteleri halk görmesin duymasın. İstiyorlar ki adaletsizlikler ortaya çıkmasın, zamlar, zulümler, katliamlar duyulmasın.

“ÜLKEMİZİN GERÇEKLERİNİ YAZMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Biz özgür basın mensupları olarak AKP iktidarının korku iklimini ülkede hâkim kılınmasına asla boyun eğmeyeceğiz! Düşünce, ifade ve basın özgürlüğü, halkın haber alma yayma özgürlüğü başta olmak üzere, tüm temel hak ve özgürlükleri Ülkemizin gerçeklerini, halkımızın sorunlarını ve hakikati her yerde haykırmaktan, yazmaktan seslendirmekten asla vazgeçmeyeceğiz.” Dedi.