Sevgili Mustafa Koç’tan…
Çayın olmadığı yıllarda bilirsiniz bütün tarlalarda mısır ekilirdi…
Eylül’de mısırlar olgunlaşınca harman edilir, genellikle evin MABEYİN dediğimiz çok amaçlı kullanılan odasına yığılır..
Bu mısırlar komşularla birlikte imece usulüyle türküler söylenerek, komik hikayeler anlatılarak filan neşe içinde ayıklanır…
Ayıklama işinde ŞOKALİ’lerin tamamı çıkarılmaz, 2-3 şokali yaprağı bırakılır, bunlar, kadın saçı örgüsü yani ÇAMİ şeklinde birbirine örülerek muz salkımı gibi mısır salkımı yapılır, bu mısır çamileri varsa NAYLA’ nın duvarlarına, yoksa evin duvarlarına asılarak kurutulur…
Kuruyan mısırlar, yine ayıklanarak KUTUNİ’lerinden ayrılır, çuvallara doldurulur, ZARE dediğimiz bu mısırlar değirmende öğütülür, mısır unu yapılır…
Bazen mısırların bir kısmı hafif kavrularak öğütülür, bu kavrulmuş mısırların ununa FURNESİ denir…
Ondan sonra gelsin MUHLAMA, gelsin ÇUMUR, gelsin MAMALİKA anasini satayim, ye babam ye…
İşte mısırın Rize yaşamında çok önemli olduğu yıllarda İsmayil’in dedesi Kazim emicem de tabii ki tarlasına mısır ekmiştir..
Mısırlarını, en büyük mısır düşmanı tarla faresi ve domuzlara karşı korumak adına, geceleri pencerede elinde tüfek bekler..
Ancak tehlike bazen beklenenin dışında da gelişebiliyor..
Kazim emicemin özenle yetiştirdiği mısırlar tam olgunlaşmaya yakın bir gece, bir şiddetli sağanak yağmur, bir fırtına, gök gürültüsü, şimşekler, kıyamet kopuyor…
Dersin tufan mübarek, gök yere iniyor…
Kazim emicem, pencereden çaresizce tarlayı seyretmekte..
Bir şimşek çakıp ortalık aydınlandığında bir bakıyor, tarlanın yarısında mısırlar yerlerde…
Biraz sonra bir şimşek daha, bir bakıyor tarlanın sağ tarafı da yerlerde…
Biraz sonra bir şimşek aydınlığında gördüğü, tarlanın sol tarafı da yerlerde..
Dolayısıyla ayakta bir tane mısır kalmamış…
Az sonra yine bir şimşek çaktığınde, kaldırır kollarını, bakar yukarıya…
Huke dolu ağlamaklı bir sesle bağırır..
– Dağa ne arayisun… Bitti bittiii…
Çumur : Mısır ekmeği, tereyağı ve minci’nin karışımı şeklinde yiyecek…
Mamalika: Mısır unu tencerede suyla kaynatılır..
Suyunu çekip kıvamlı hale gelince, ortasına bir çukur açılır, bu çukura tereyağı yada ayran doldurulur, kaşıkla alınan lokma buna batırılarak yenir..
Huke : Öfke