2 Ocak’ta kaleme aldığım Rize merkezde denize sıfır konumda yapımı süren Çay Çarşısı ile ilgili eleştirel notumu Rizeli ağır abilerimizin yer aldığı sohbet grubunda (WhatsApp) paylaştım. Paylaşırken de eski valilik binasının önünde ki Rize ve komşu illerde Çay Tarımını ve Çay Endüstrisini simgeleyen 2,5 yaprak çay filizi ve filizi çevreleyen çarkın yer aldığı anıtın önünde 1977’de lise sonra iken çekilmiş fotoğrafımı ekledim.
Fotoğrafımı bu paylaşımıma ek yapacağım fotoğraf kolajına koyacağım. Fotoğrafta İslampaşa Mahallesinden 3 arkadaşım daha var. En sağda uzun boylu olan benim, diğerleri Hızır Şehirli, merhum Recep Başar ve Ahmet Paktan.
Mesaj grubunda bu fotoğraf ve yeni yapılmakta olan Çay Çarşısında simge olarak sunulan maket görselini paylaştığımda değerli büyüğüm, entelektüel kimliğine her zaman saygı duyduğum Asım Beşikçi Bey dönüş yaptı bana. Meğersem bugün belli bir yaşın üstündekilerin sitayişle bahsettiği çay filizli çark anıtının yapımını Çaykur adına üstlene kendisi imiş.
YENİ MEZUN MÜHENDİS ASIM BEŞİKÇİ ANITI YAPTIRMAK İÇİN GÖREVLENDİRİLİR
Hikayesini de bizzat onun kaleminden aktarayım.
“1973 yılı cumhuriyetin 50. yılıydı ve Çaykur yeni kurulmuştu. İlk kurucu genel müdür Şeref Özgül, 50. yılda çay tarımını ve sanayisini temsil edecek bir çay anıtı yapılması için bir proje yaptırmamı istedi, anıt hükümet meydanında yapılacaktı. Ben de KTÜ mimarlıktan arkadaşım ki henüz mezun da olmamıştı Necip Ünal’a hem çay tarımını hem de çay sanayisini temsil edecek bir anıt olacağını, çay tarımı için 2,5 yaprak çay filizini, çay sanayisi için bir dişli çark yapabileceğimizi ve bu ikisinin uygun bir kombinasyonunu oluşturması gerektiğini söyledim. Necip, daha sonra bir kaç maketle geldi ve daha sonra imalatını yaptığımız maketi beğendik ve şimdi rakamını anımsayamadığım bir ücret de kendisine ödendi.
İmalatın kalıpları Zihni Derin Çay Fabrikası marangozhanesinde rendeli keresteden mobilya gibi brüt kalıp olarak yapıldı, beton için granülometrik agrega (kum-çakıl) Tirebolu Çay Fabrikası elemanlarınca Tirebolu sahillerinden temin edilip getirildi. Anıt 50. yıla yetiştirilerek açıldı. Daha sonra kimler tarafından niçin yerinden sökülüp çöpe atıldı bilmiyorum.
O anıt çay tarım ve sanayisini sembolize ediyordu. Çağdaş ve anlamlı yapıtlar; çağdaş bir kültüre sahip ve o eserden anlayan toplumlarda olur. Yalnız Rize değil bütün ülkede varoş kültürünün ilerisine geçemeyenler çağdaş kültür ve sanatı, elitler diye küçümsüyor!”
DÜNYA GÖRÜŞÜM FARKLIYDI AMA 6 AYDA ASALETEN DAİRE BAŞKANI OLDUM
Dikkatimi çektiği için sordum, eseri yapan KTÜ’den arkadaşınız henüz mezun bile değil, siz henüz yeni mezunsunuz. Kurumda o yaşta göreviniz ne idi, size bu sorumluluğu nasıl tevdi ettiler?
“Kurum yeniydi, kadrolar yeni oluşturuluyordu. Hizmet yılım yeterli olmadığından Proje ve İnşaat Dairesi Başkanlığını yönetim kurulu kararıyla tedviren yani fiili olarak daire başkanı olarak yürütüyordum.
Adalet Partisi hükümetteydi, farklı görüşteydim ama Proje ve İnşaat Dairesinin kuruluşunu ben gerçekleştirdim. Bütün teknik ve idari şartnamelerini, ihale şartnamesi ve sözleşme taslaklarını o yaşta tek başıma ben yazdım ve benden sonra da hep onlar geçerli oldu ve uygulandı. Hiç bir torpilim yoktu, sıradan bir mühendis olmak için girdim, asaletim onanmadan bana bu görevi verdiler, minimum süre 6 ay dolunca da asaletim onaylandı.
Beni en çok onurlandıran da genel müdür bana “senin okulundan mezun kim varsa onlara da kapımız açık” sözüdür.”
Sayın Asım Beşikçi’nın tarafıma paylaştığı orijinali daha soluk olan fotoğraf için notunu da ekleyeyim, “Anıtın inşaatı bitmiş gibi, ben de alt yaprağın üzerinde ortada filiz yaprağa tutunmuşum”
rize nabzı’ın motu: Şimdi siz karar verin .İnce belli bardak mı,yoksa 2,5 yaprak çay filizi mi?
RAA.