Hikayelerin her zaman gerçek tarafları vardır.
İnanın, kafadan uydurulmuş olsalar bile, yaşanmışlardan esinlenerek kaleme alındıklarında inanırım..
Hasan Sabah’ın ‘Alamut Kalesi’ de böyle yaşanmış bir hikayenin özetidir. Ve gerçektir…
Hasan Sabah, İsmali Devleti ve Haşhaşi’lerin ilk kurucusu ve lideridir.
H. Sabah’ın kafasında kurguladığı İslam anlayışı, derinliği olan, akıllı ve kurnazca düşünülmüş üzerinde durulacak önemli bir tarikat örgütlenmesidir..
Dağın tepesinde, Alamut’ta sahte bir cennet ve kendine iktidar, mükemmel düzen, sistem ve gizli bir örgüt kurmuştur..
Amaç, İslam devletlerini içten çökertmek için üst düzey yöneticilerine suikastlar düzenleyerek zayıflatarak ele geçirmektir..
Bunun için, suikast timleri vardır..
Bir de, bu suikast timlerine, öldüklerinde cennete gideceklerine inandırnak için, içinde huri gibi güzel kadınların yaşadığı sünni bir cennet bahçesi vardır…
Bu bahçede gerçektende, cennette, erkeklere vaat edilen tüm ritüeller vardır..
İşte, suikaste gönderilecek hazır erkek, eyleme gitmeden önce bu cennet! bahçesinde bir kaç gün geçirtilir. Ki ölünce cennete gideceğine gerçekten inansın diye..
Şimdi gelelim günümüze..
Adnan Oktar’ın yaratmaya çalıştığı örgüte…
Bu da İslami bir örgüt, tüm yaptıkları faaliyetler, eylemler İslam adına yapılmaktadır…
Erkeklerden, örgütün parasal sorunlarını çözmek için, şirketlere çöken, tehditle ve şantajla korkutulan şahıslar, hücre timi aracılığı ile örgüte finans sağlanmaktaydı…
Örgüt evinde ise, erkek militanlar rahat etsinler diye küçük yaşta devşirdikleri güzel kızları, yetiştirip, büyütüp, erkeklere sunulmaktaydı.
Yani erkekler için sünni bir cennet oluşturulmuştu..
Ki bu kadınların dışarısı ile hiçbir bağlantıları yoktu yanı kelimenin tam anlamıyla tutsaktılar..
Erkek tarikat militanları, bir taraftan yaptıkları tüm yasadışı ve insanlık dışı işleri İslam adına yaptıklarına inandırılmış robot haline sokulmuşlardı..
Para, lüks hayat ve geceyi birlikte geçirdikleri huri! hayatı başlarını döndürecektir..
Ayrıca bu kişiler hücre tipi örgütlendiklerinden, başkalarını tanımıyorlar bile. Yani tam bir gizli örgüt örneği sergilemektedirler..
Bu yazıda anlatmak istediğim şu;
Adnan Oktar örgütü, ne yaptığı iktidar tarafından bilinen, takip edilen bir örgüttür.
Ancak örgüt, Erdoğan’ı ve AKP ‘yi desteklediği için tehdit oluşturmuyordu…
Ne zaman ki, iktidarı da hedefliyor, tehdit ediyor o zaman örgüte operasyon düzenlenip tutuklamalar başlatılıyor..
Örgütün faaliyetlerini gizlilik içinde yapma, hedefe ulaşmak için İslami kullanma biçimi/şekli, teknolojiyi kullanmadaki maharetleri, entellektüel birikimleri bakımından, Hasan Sabah’ın günümüzdeki yeni versiyonunu andırıyor..
IŞİD İslam örgütlenmesinde bir ucu temsil ederken, Adnan Oktar ve Fetö gibi örgütler de başka bir ucu temsil etmektedirler..
Ya diğerleri…
Ya bunların herbirinin iktidar ortağı olduğunu düşünürsek..!