Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) ile devletin vardığı barış anlaşması çerçevesinde sekiz eski gerilla kongrede yemin ederek siyasi hayata adım attı. Kongrede 10 sandalyenin ayrıldığı eski gerillalardan 8’i dün yemin ederek işbaşı yaptı. Yemin törenine biri uyuşturucu suçundan cezaevinde bulunan, diğeriyse güvenlik endişesiyle eski gerillaların kaldığı kamptan ayrılmak istemediğini söyleyen 2 eski FARC yöneticisi katılmadı.
Yemin edenler arasında yer alan eski gerilla Sandra Ramirez, “Bu omuzlayacağımız büyük bir sorumluluk. Dağlarda, çamurlu botlarla geçen yaşamın değişmesi” ifadelerini kullandı.
Eski gerillaların yemin töreni, barış anlaşmasının uygulanması açısından önemli bir adım olarak görülüyor. Kongredeki bu küçük grubun, anlaşmanın kilit unsurlarını ilerletme görevi bulunuyor.
Kolombiyalıların büyük bölümü, eski gerillalara kongrede temsil hakkı verilmesini öfkeyle karşılıyor.
Kolombiya’nın yakında görevi sona erecek Devlet Başkanı Juan Manuel Santos, Kolombiya vatandaşlarının eski gerillalara milletvekili sıfatıyla kucak açmakta tereddüt etmesini normal karşıladığını belirtirken, bu kişileri siyasete dahil etmenin, demokrasinin güçlü bir göstergesi olduğunu vurguladı. Santos, “Yarım yüzyılı aşkın devlet ve kurumlarıyla silahlı çatışmaya girenlerin bugün anayasaya boyun eğdiğini görmek beni memnun ediyor” diye konuştu.
BUGÜNE NASIL GELİNDİ?
Santos’a Nobel Barış Ödülü, örgüt liderine siyaset yapma imkanı getiren barış süreci, 2012’de Kolombiya yönetimi ile FARC’ın kamuoyuna açıklanmayan birçok temasının ardından tarafların sürdürülebilir bir barış aradıklarına dair genel anlaşma imzalamalarıyla başlamıştı.
Norveç’in başkenti Oslo’da 18 Ekim 2012’de müzakere masasının kurulması ve ertesi gün FARC’ın tek taraflı ateşkes ilanıyla taraflar uzun barış yolculuğuna çıkmış, takvim yaprakları 18 Kasım’ı gösterdiğinde Norveç, Venezuela ve Şili’nin garantörlüğünde götürülecek pazarlıkların ilk turu, son garantör ülke Küba’nın başkenti Havana’da başlamıştı.
Süreç, FARC’ın, 17 Kasım 2014’te Kolombiyalı General Ruben Dario Alzate’yi kaçırmasıyla tıkanmış, görüşmeler aynı ayın sonunda Alzate’nin serbest bırakılmasıyla yeniden hız kazanmıştı.
Tarafların uyuşturucu trafiği, uyuşturucu yapımında kullanılan bitkilerin üretimi, kırsal kalkınma ve mayın temizliği konularında sağladıkları mutabakatlarla yürüyen ve zaman zaman gerginliğin arttığı barış süreci, 20 Temmuz 2015’te FARC’ın tekrar tek taraflı ateşkes ilanı, 5 gün sonra Santos’un örgüte karşı bombardımanların durdurulması talimatıyla devam etmişti.
İlan ettiği ateşkese uymayarak Cauca yönetim bölgesi kırsalında 11 Kolombiya askerini öldüren FARC’a, hükümetin yanıtı daha ağır olmuştu. Kolombiya ordusu aynı bölgede düzenlediği operasyonda 26 militanı etkisiz hale getirmişti.
Örgüt, Temmuz 2015’te yeniden “düşmanlığa son” verdiğini açıklamıştı. Aynı tarihte taraflar Antioquia yönetim bölgesinde, Briceno kenti kırsalında mayın temizliğine başlamıştı.
Tarafların Temmuz 2016’da anlaşmaya son şeklini vermesiyle, iki taraflı ateşkes, FARC militanlarının silah bırakma alanlarına hareketinde güvenliklerinin sağlanması ve ulaşacakları bölgelerdeki paramiliter unsurların çıkarılması konularında netleştirilmişti. Ağustos ayında anlaşmayı Kolombiya Kongresi’ne teslim eden Devlet Başkanı Santos, aynı gün ordunun ateşkes ilan ettiğini duyurmuştu.
Santos ve FARC lideri Rodrigo Londono’nun 26 Eylül 2016’da tarihi Cartagena kentinde beyazlar giyerek tüm dünyanın önünde imzaladıkları barış anlaşmasını, 2 Ekim’de yapılan referandumda az bir farkla çıkan “Hayır” şoku izlemişti. Referandumla reddedilen anlaşmaya rağmen barış, Santos’a Nobel Ödülü’nü getirmişti.
Yapılan değişikliklerin ardından tarafların Havana’da 12 Ekim 2016’da yeniden vardıkları barış anlaşması, 24 Kasım’da başkent Bogota’daki tarihi Colon Tiyatrosu’nda imzalanmıştı. (DIŞ HABERLER SERVİSİ)