Son olarak oğlumun da İran’dan sonra gidip, geldiği Norveç’inde içinde bulunduğu Avrupa’da bir çocuğun ilkokula başlayıp, Üniversiteye kadar sorgusuz sualsiz ve devlet desteğiyle eğitimin bitirdiğini öğreniyorum.
Bizde ise ilk okul ayrı bir dünya, orta okul, lise derken dört artı dört (4+4) ve yılda ortalama 2 Milli Eğitim Bakanı ve onca yönetici, öğretmen değişikliği…
Yetmedi terör isimler gibi YGS, LGS, KPSS gibi sınav üzerine sınavlar.
Başkanlık sistemi başta olmak üzere deneme, yanılmayla yürütülmeye çalışılan onca iş gibi eğitim sisteminin başarısızlığını saklama adına yapılan sınav sonuçlarını bile açıklamaktan korkan bir anlayışın soru ve sistemlerinin her seferinde tartışıldığı sınavları da eline, yüzüne bulaştırdığı bir kez daha ortaya çıktı.
Bir dönem ‘feto çaldı’ denilen sınav sorulanının bu kezde adları mafyavari işlere karışmış, aranan, kirli işlere eli değmişlerle birlikte fotoğrafları ortaya çıkan İçişleri Bakanıyla birlikte poz vermişlerin hazırladığının ortaya çıkmasıyla birlikte iptal edilen KPSS sınavlarının diğer birçok sınav ve sorularla yönetilmeye çalışılan ülke adeta çorba kebap yanında lahmacun yetmedi birde tavuk döner diyen lokantaların durumuna düşmüş bir halde..
Yani müşteri kaçırmamak için gelene ‘yok’ dememek için kebapçının çorba, çorbacının ise döner diye tavuk eti, kokoreç sattığı ama yemeklerin karışımından oluşan kokudan içeriye girilemeyen bol kepçe lokantalara dönmüş, adeta hoşaf olmuş bu ülke..