Türkiye’de belli başlı 30 tarikat ve 400 kolu var..
Ne sanıyorsunuz, biz bunlara boşuna mı özgürlük verdik, boşuna mı alan yarattık.
Bugün ülkemizin hiç zarar etmeyen ve de aksine holdingleşen başlıca ticari kurumları tarikatlardır.
Ha, tabii ki bu zenginliğe Allah rızası için sahip oluyorlar!..
Bu zenginliğin karşılığında da insanlarımızın cennete gitmesi için de büyük emek harcıyorlar Allah için.. Haklarını yememek lazım..
Uzay üssüymüş, nanoteknoloji imiş, atom parçalanabiliyormuş, yapay zeka imiş sittiret bunları, sen cennete girmeye bak.. E anahtar da bu mübareklerin elinde, öteye beriye kulak asma, bize teslim ol.. Demedi mi Cüppeli denen tanrı vekili ; ” öbür tarafta, ben nakşibendinin halidi kolundanım de, cennete git!..”
Demek ki haklı.. Kendini Allah yerine koyan(haşa) bu ulu(!) kişiye diyanet hiç itiraz etti mi ki? Bunun gibi bu tür söylemleri yapan tüm tarikat şeyhlerine yine bizim diyanetimiz hiç itiraz etti mi? O zaman size ne oluyor.. Siz diyanetten iyi mi bileceksiniz… Demek ki bu tarikat şeyhlerinin, gavsların böyle bir yetkileri ve özellikleri olduğu kabul ediliyor.
E şimdi siz, evinizi bedava yapacak, ürünlerinize gerçek fiyatını verecek, ucuzluk getirecek, rahat ve insanca geçiminizi sağlayacak kişilere oy verip cehenneme gitmeyi istermisiniz.. Aç kalayım da yeter ki cennete gideyim dersiniz değil mi..
Evet mübarek tarikat şeyhleri, gavslar görevlerini hakkıyla yerine getirmişlerdir.. Kendilerinden Allah razı olsun. İyi ki varlar… Yoksa ahiretimiz ne olurdu, Allah etmesin..
Açız, işsiziz, borcumuz var, et yiyemiyoruz bilmem ne ama cennet bizi bekliyor…
Koskoca diyanet başkanımız “fakirler cennette Peygamberimizin yanında oturacaklar” demedi mi?
Daha ne ötesini berisini arıyorsunuz.
Oturun oturduğunuz yerde, cenneti düşünün, başka bir şey düşünmeyin..
Hadi cennete iyi yolculuklar…