BİZE ÇAY KANUNU GEREKMEZ!
Ak Parti yıllardır sürüncemede bıraktığı Çay Kanununu seçimlere az bir zaman kala çıkarmak istiyor.
O nedenle kanun teklifini TBMM Başkanlığına sundu. Yakında teklif komisyonda ele alınacak, tartışılacak.
Meclis Başkanlığına sunulan kanun teklifi kamuoyuna yansır, yansımaz organize bir şekilde başlatılan iktidar karşıtı tepkiler şimdilerde neredeyse her kesime yayılmış durumda. Akparti için çalışan, mücadele eden birçok kişi dahi bu olumsuz propagandanın etkisi altında. Tepkinin bu derece yaygın olmasının görünür gerekçesi Kanun Teklifinde yer alan “Yaş çay fiyatını Ulusal Çay Konseyi belirler” şeklindeki madde.
Bu madde üreticilerin Kanun Teklifine tepki göstermeleri için başlı başına bir mazeret nedeni.
Şu an Ulusal Çay Konseyinin Başkanı olan kişinin bir özel çay işletmesi olan OR-ÇAY’ın da başında olması tepkilere kolaylık sağlıyor. Zira, Ulusal Çay Konseyinin üreticiyi mağdur eden özel çay işletme sahiplerinin tekelinde olduğuna inanılıyor.
Rize Ticaret Borsasının da başında bulunan Ulusal Çay Konseyi Başkanı Mermet Erdoğan’a bazı çevrelerce çeşitli nedenlerle uzun zamandır tepki gösterilmekte..Bunun nedeni de üreticilerden para kesen borsanın, üreticiler lehine hiçbir şey yapmadığı, çayımızın düşmanı olan kaçak çay, boyalı, kimyasallı çay ve çöp çay işlerine karşı mücadele etmediği , özelleri koruduğu iddiası.
Oysa; Ulusal Çay Konseyi sektörün geniş kesimini içine alan, özel sektörün etkisinin çok az olduğu, içinde bakanlık temsilcisi, çaykur temsilcileri, Zıraat odası temsilcileri, ticaret ve sanayi odası temsilcileri gibi kişilerin bulunduğu 9 kişilik bir yönetimden oluşmakta. Başkanı da bu yönetim seçiyor. İşin gerçeği böyle ama kimse işin gerçeğiyle ilgilenmiyor ve yargıyı şu an başında bulunan Mehmet Erdoğan üzerinden veriyor.
Kanun teklifinin sadece bu bölümü değil diğer bir çok bölümü de üreticinin tepkisini çekmiş durumda.
Çaylık alanlarının yenilenmesi, denetimi, kalitenin gözetilmesi, yeni çaylık alanlarına sınırlama ve bu yöndeki cezalara da tepkiler var. Üstelik tepkiler de iktidar taraftarlarını da içine alan ortak tepkilere dönüşmüş durumda. Bunun nedeni de açık; menfaat birliği..!
ÜRETİCİ NE İSTİYOR?
Daha önce de yazdım; üreticinin çayın geleceğiyle ilgili bir endişesi yok. Gittiği yere kadar gitsin düşüncesinde.
Bu süre içerinde istiyor ki;
Yaş çaya devlet tarafından yüksek bir fiyat verilsin. Kimse bu fiyatın altında yaş çay satın alamasın.
Kullanımında olan toprağın tümünü çay yapabilsin, ormanları kesip, kayıtsız şekilde çaylığa dönüştürebilsin. Bunları yaparken de kimse işine karışmasın.!
Makas ve motorla istediği zamanda çayını toplayıp, hemen satabilsin ve parasını sattığı yerden en geç bir ay içinde alabilsin..
Ortak beklentiler böyle olunca üreticiler hangi parti taraftarı olursa olsun menfaat birliği içesinde çıkarlarına dokunacak her şeye ortakça tepki gösteriyorlar. Tepkilerin şu veya bu nedene dayandırılması da sadece işin bahanesi.
Peki üreticiyi ne memnun eder ve Akparti ne yaparsa seçimler adına bundan kâr elde eder?
Üreticiyi sadece yüksek yaş çay taban fiyatı, kotasız, kontenjansız çay satmak ve şu iki madde memnun eder;
1- Hiçbir kuruluşun açıklanan taban fiyatın altında çay satın almayacağının kanunlaşması
2- Üreticinin yaş çay bedellerinin ödenmesinde ÇAYKUR ödeme takviminin esas alınması yani ödemelerin bir ay gibi kısa bir dönemde yapılması..
Ak parti eğer çayın geleceğini değil de seçimi düşünüyorsa sadece bu iki maddeye akıl yorsun..Aksi halde Dünyanın en iyi Çay Kanununu çıkarsa dahi kimseyi memnun edemez.!
Şu ana kadar sürekli Çay Kanununun yenilenmesinin önemine değinen yazılar yazdım. Bu dönemde çıkmalı dedim. Ancak, birkaç gündür yazılıp, çizilenlere bakınca iktidar bu kanun teklifiyle ayağına sıkıyor diye düşünmeye başladım.
Her şeyin kişisel çıkar ile ölçüldüğü bir dönemdeyiz ve bu dönemde ülke adına iyi şeyler yapmak oldukça zor..
Bunu şu Çay Kanunu tartışmalarında bir kez daha iyice anlamış oldum..