“Gençlere öğretilenleri ve gençlerin deneyimlerini, ‘gördükleri, duydukları, düşündükleri, inandıkları’ kısaca aldığı eğitimi kontrol altında tutanlar;

Ulus için geleceğin gidişatını belirlerler..”

Cizvit papazının bir sözü var;

‘Bana yedi yaşında bir çocuk verin, ben size bir adam vereyim’..

Bu deyim ve edim tüm dinler için geçerlidir..!

Onun içindir ki, tüm dinler, aileden başlayarak, dini, itaat ve biat kültürünü çocuklara aşılamaya çalışırlar..

Bunu, cami, cemaat kültürü, yatılı Kur’an kursları, cemaat evleri ve devlet okulları hakimiyeti ile sürdürürler…

Öğretilen şunlar değil mi..

Büyüklerine itaat et..

Öğretmenine karşı çıkma..

Anlatılanı sorgulamadan inan..

Bir çocuğa, mesafeyi göstererek;

* ‘sakın şuradan atlama, zarar görürsün’ ü anlatabilirsin..

* ‘Bilmediğin, gitmediğin yere gitme senin için tehlikeli olabilir’ diyebilirsin.

* ‘Ağaca çıkma düşebilirsin’ diyebilirsin..

Ama,

*’itaat ve biat etmezsen seni bilinmez, görünmez bir güç cezalandırır’ demek ne kadar gerçekçi olur..?

*’Yaşadığı maddi dünya için geçici, ama öldükten sonrası için gerçek bir dünya demek’ bir çocuk için ne kadar anlamlı olabilir..

* Bilinmez, görünmez bir gücün ya da elin ‘kendini sürekli gözetlediğini ve denetlediğini’ söylemek gerçekçi olabilir mi..?

Şimdi böylesi, aileden başlayıp, öğretim sürecinde devam eden bir eğitim sisteminde siz ne beklersiniz.?

Bilim ve gelişmişlik adına ne çıkar bundan..?

İçerisinde Bilimin olmadığı bir eğitim/öğretimin içerisinde Hurafe olur ancak..

Boşuna ‘Felsefe ve Mantık’ derslerini okullardan kaldırmadılar..

İşler iyi gitmiyor be Ustam…