Yere düşen herhangi bir yiyeceğin beş saniyeden fazla yerde kalmadığı sürece mikrop taşımadığı kanısı yaygındır. Bu inanç ne kadar bilimseldir?
Yere düşen yiyecekler gerçekten de beş saniyeden az kaldıkları sürece yenecek kadar güvenli midir, yoksa gözle görülmeyen zararlı mikroplarla mı doludurlar?
Önce şunu netleştirelim: Düşecek bir yemeğe saldırmak için bekleyen bakteri sürüleriyle dolu değildir yerler.
Bu bakteriler zaten her yanımızı çevrelemiş durumdadır. Yeni silinmiş yerde bile vardır bakteri.
Bilim insanları, yere dokunduğu anda yiyeceğin kirlendiğini söylüyor.
‘Bakteri denizi’
2015’te yapılan bir araştırmaya göre, evlerdeki toz-kir içinde 9 bin farklı tür mikrobik canlı bulmak mümkün. Bunların 7 binini bakteriler oluşturuyor; ama çoğu zararsız.
Bu bakteriler her yanımızdadır: Ellerimizde, yüzümüzde, evimizde. Dökülen derimiz, soluduğumuz hava bakteri doludur.
Chicago Üniversitesi’nden mikrop uzmanı Jack Gilbert, “Mikroorganizmalardan kaçınmanız mümkün değildir. Aslında bir bakteri denizi içinde yaşıyoruz” diyor.
Araştırmalar, her bireyin bir saat içinde çevresine 38 milyon bakteri hücresi saldığını gösteriyor.
Gilbert, mikroorganizmaların tehlikeli olduğu ve “hepsini öldürmek gerektiğine” dair söylemleri 100 yıldır kullandığımızı, ama bu konudaki paranoyamıza rağmen, hastalık yapan mikrop kapma olasılığını hiç anlamadığımızı belirtiyor.
Hangi koşulda yenebilir?
Çevrenin normal ölçülerde temiz olduğu durumda yere düşen bir yiyeceği alıp yiyeceğini söylüyor Gilbert. “Ama mikrop yuvasına düştüğünde değil elbette” diyor.
Hatta daha da ileri giderek, yerleri ya da tuvalet oturağını bile yalamanın büyük ihtimalle sizi hasta etmeyeceğini söylüyor.
Ama evde biri hasta ise ya da hijyen kurallarına pek uyulmayan bir ülkedeyseniz bunun geçerli olmayacağını vurguluyor.
Etrafımızda elbette bazı hastalık yapan mikroplar da var. Ama bu mikrobun yerde olması demek, büyük ihtimalle mutfak tezgahında ya da kapı kollarında da olması demektir. Yani yere düşen yiyeceği yiyip yememenizden bağımsız olarak hastalanabilirsiniz.
Aslında genel uyarılar burada da geçerlidir. Örneğin yerde Salmonella virüsü varsa düşen yiyeceği yemek sizi hasta edebilir.
2006’da yapılan bir araştırmada, düşen yiyeceğin yerde beş saniye kalması halinde bu virüsün bulaşma ihtimalinin bir dakika kalmasına oranla daha az olduğu görüldü.
Bakteri dünyasıyla aramızda sihirli bir bariyer yoktur; en itinalı temizlik bile onları bizden uzak tutamaz.
Aslında mikrop dünyasıyla kontak halinde olmak yararlıdır da.
Uzmanlar, yiyeceğinizi doktor muayenehanesinde ya da tuvalette düşürmediğiniz sürece mikroplara maruz kalmanın iyi bir şey olduğunu söylüyor.
Zira etrafımız mikroplarla dolu bir şekilde evrim geçirdik. Araştırmacılar, insan türünün evriminde mikropların önemli bir rol oynadığına inanıyor.
Henüz küçükken etrafımızdan çok sayıda mikropla kontak halinde oluruz. Çocuk iki yaşına geldiğinde aşina olduğu “mikrop çeşitleri” hemen hemen bir yetişkinin seviyesine ulaşmış olur.
Uzmanlar, yere düşen yiyeceğin kapacağı mikropların bağışıklık sisteminin gelişmesine yardımcı olacağını belirtiyor.
Aşırı hijyenik ortamlarda bağışıklık sisteminin iyi gelişmeyeceği söyleniyor.
Kısacası, beş saniye kuralı bir saçmalıktan ibaret diyebiliriz. Eğer ortamda hastalık yapıcı bir mikrop varsa, düşen yiyecek çok daha kısa süreyle yerde kalmış olsa bile hastalığı önlemeyecektir.
Diğer zamanlarda ise yerden bir şey alıp yemekte sorun yoktur zaten.