Ali KARATAŞ / Yusuf ERTAŞ
Konuyu köşesinde işleyen Abdulbari Atwan, “SMDK kurucu üyesi Kemal el Labevani, İsrail ile barış karşılığında Golan’ı satma projesini açıklayarak Suriye lideri Beşar Esad’a çok değerli bir hediye sunmuş oldu ve bu çerçevede en büyük İsrail projesini destekleyerek, Arap-İslam umuduna büyük darbe vurdu” dedi. Atwan ayrıca Labevani’nin bu fikrinin sadece kendi fikri olmadığına dikkat çekti. Projeyle beraber muhalefetin yol haritasını ve Esad rejimini yıkmak için destek vermesi koşuluyla Golan’ı İsrail’e vererek, İsrail ile stratejik ortaklık planını açıklamış olduğunu vurguladı.
MALULA’NIN RAHİBELERİ SERBEST
Bu arada, Suriye’nin Malula beldesinden kaçırılan rahibelerin geçen hafta serbest bırakılması bölgedeki önemli gelişmelerden biri oldu. Şark Al Awsat gazetesine görüşlerini bildiren analistler; Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn’in Katar’dan büyükelçilerini çekmesinden sonra bu girişimin gerçekleştiğini vurguladı.
Üç ay önce Hazreti İsa’nın dili Aramice’nin konuşulduğu Ortadoğu’daki birkaç yerleşimden biri olan Malula beldesindeki Mar Takala Manastırına cihatçı gruplar saldırmış ve saldırı sonrasında rahibeleri kaçırmıştı.
ERDOĞAN’IN ‘DEDESİ’NİN TÜRBESİ TEHLİKEDE!
Fransa’yla yapılan anlaşma ile Türkiye sömürgesi olarak bilinen Ertuğrul Gazi’nin babası Süleyman Şah türbesinin IŞİD’in tehdidi altına girmesi Arap basınında yankı buldu. Gazeteler genellikle “Erdoğan ve Davutoğlu’nun ‘dedesinin’ türbesine yaklaştı” diyerek yeni Suriye muhalefetini destekleyen Osmanlıcı tutumlarını alay konusu yaptı.
Suriye muhalefeti ile ilgili bir diğer önemli gelişme statejik Kalamun bölgesinde son kaleleri olan Yabrud ilini Suriye ordusu ve Hizbullah militanlarının ele geçirmiş olması. Bölge, muhalefetin elindeki son stratejik bölge olarak değerlendiriliyordu.
Al Arabiya gazetesi ise IŞİD’in daha önce kendisi tarafından tamamen işgal edilen Rakka’da “Zarkavi Kampı” adı altında askeri eğitim kampı kurduğunu yazdı. Haberde örgütün yaptığı açıklamaya göre kampta eğitim görenler ve cihatçıların ilk kez dışarıya çıktığı belirtildi. Yayınlanan fotoğraflarda yüzlerce kişinin olduğu ifade edilirken, Kamptan çıkışın Suriye krizinin üçüncü yıl dönümüne denk düşmesi dikkat çekti.
ZEYDAN BAŞBAKANLIKTAN KOVULDU
Suriye’de yukarıda sıraladığımız gelişmeler olurken, milis terörünün bir türlü bitmediği Libya’da da başbakan meclis tarafından kovuldu. Kuzey Kore bandıralı bir tankere, milislerin merkezi hükümetten izinsiz petrol yüklemeleri üzerine yapılan meclis oturumunda güven oyu alamayan Libya eski başbakanı Ali Zeydan ülkeden kaçtı.
Dar Al Hayat gazetesi Zeydan’ın Almanya’ya kaçtığını yazdı. Gazete, Zeydan’ın kovulmasının gerçek sebebinin ise İslamcı muhalifler tarafından bir komploya maruz kalması ve kaçırılmak istenmesi olduğunu aktardı. Zeydan, eski Başbakan Mustafa Ebu Şakur’un güvenoyu alamaması üzerine başbakan seçilmişti. 14 Kasım 2012’den beri görev yapan Zeydan hükümeti, Şubat ayında iki darbe girişimi atlatmıştı.
‘MUHALEFETİN GOLAN PROJESİ YENİ DEĞİL, KAPSAMLI BİR PROJE’
Abdulbari Atvan
Rai al youm
SMDK kurucu üyesi Kemal el Labevani, İsrail ile barış karşılığında Golan’ı satma projesini açıklayarak Suriye lideri Beşar Esad’a çok değerli bir hediye sunmuş oldu ve bu çerçevede en büyük İsrail projesini destekleyerek, Arap-İslam umuduna büyük darbe vurdu.
Kemal el Labevani’nin İsrail’e yaptığı bu cömert teklif, Esad rejiminin krizin başından beri savunduğu ve “Suriye’nin büyük bir komploya maruz kaldığını, mezhebe dayalı devletlere bölünmek istendiğini ve ordusunun yıkılmak istendiği” şeklindeki söylemine güven verici bir nitelik kazandırdı.
Çok açık ki, Labevani bu projeyle beraber, muhalefetin yol haritasını ve Esad rejimini yıkmak için destek vermesi koşuluyla Golan’ı İsrail’e vererek, İsrail ile stratejik ortaklık planını açıklamış oldu. Ancak Labevani’nin tek başına bu projenin sahibi olduğunu düşünmüyoruz, aksine bunun arkasında başka Arap ve yabancı kaimler de var. Labevani’nin Londra’da yayınlanan ‘’Arap’’ gazetesine verdiği demeçte de bu açık bir şekilde yer alıyor.
Labevani’nin bu projesini açıklamasının, Suriyeli muhaliflerin İstanbul’da toplanıp, ÖSO’nun başına Selim İdrisi’nin yerine başka bir ismin getirilmesinin ardından gelmesi de bir rastlantı değil.
Belki de, Maarif gazetesinin, ÖSO’nun başına getirilen Abdullah El Beşir’in bir İsrail hastanesinde tedavi gördükten sonra Mossad tarafından eğitildiğini yazması ve ÖSO’nun bununla ilgili bir yalanlama yapmaması da bir rastlantı değildir.
Şahsen Kemal Labevani’nin, “İsrail’in güney Lübnan’a müdahalesi ile Suriye’ye müdahale etmesi arasında fark var. Güney Lübnan’a işgalci olarak müdahale eden İsrail, Suriye’ye kurtarıcı olarak müdahale edecektir” sözlerini okuduktan sonra beni mide bulantısı tuttu. Suriye muhalefetinden birinin çıkıp da bu projeye itiraz etmesi için 12 saatten daha fazla bekledim ama görünüyor ki bekleyişim uzun bir süre devam edecek.
Ancak şunu belirteyim ki bu proje, birkaç saat içerisinde üretilmiş değil, aksine üzerinde çok çalışılmış ve birçok yerli yabancı bağlantıları olan bir projedir.
İSRAİL’DEN ÜRDÜN’E ÖZÜR
Atwan geçen hafta kaleme aldığı bir başka makalede, Ürdün’de geçen hafta boyunca devam eden protestoları gündeme getirdi. Protestoların sebebi bir İsrail askerinin Arap bir yargıcı öldürmesi. Protestolardan sonra İsrail olaydan dolayı özür dilemek zorunda kaldı. Atwan bu gelişme ile ilgili olarak; “Ürdün halkı ve milletvekilleri her Arap ve her Müslüman tarafından takdiri hak ediyor. Arap İsrail mücadelesinde ilk sefer kibirli ve zorba İsrail başbakanı Benyamin Netanyahu kindar İsrail askerinin Arap yargıç Raid zuaytır’ı katletmesi nedeni ile baskı altında ve zorla özür dilemek zorunda kaldı. Bu sonuç, Ürdün halkının sokaklarında bu barbarca olayı protesto etmesi ve parlamenterlerin haysiyetli, şerifli vatani dik duruşunun neticesi” dedi.
IŞİD, ‘ERDOĞAN’IN DEDESİNİN’ TÜRBESİNE YAKLAŞTI!
Assafir
IŞİD, Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli simgelerinden ve Recep Tayyip Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun birçok kez ziyaret ettiği Süleyman Şah türbesine yaklaştı.
Aktivistler ise, türbenin akıbetinin, daha önce IŞİD tarafından zarar verilen birçok türbe ve anıtın akıbetine benzemesi konusunda uyardı.
Süleyman Şah türbesi, tarihçilere göre en küçük sömürge sayılıyor. Ancak bu sömürge rızaya dayanıyor. Türbe, sayıları 20 civarında olan Türk güvenlik güçleri tarafından korunuyor ve 8797 metrekare alandan oluşuyor.
Türbeye Türk bayrağının çekilmesini sağlayan anlaşma, Suriye’deki Fransız mandası dönemine dayanıyor.
MALULA RAHİBELERİ ŞAM İLE DOHA’YI YAKLAŞTIRDI
Şark Al Awsat
Suriye’de Malula beldesinden üç ay önce kaçırılan rahibelerin serbest bırakılması, Katar’ın insani konularda arabulucu olarak rolü sorularının arasında Şam ile Doha arasında diyalog kapılarını açtı. Bu gelişme Suudi Arabistan’ın, Birleşik Arap Emirlikleri’nin ve Bahreyn’in büyük elçilerini Katar’dan çekmelerinin gölgesinde gerçekleşti.
Kaçırılan rahibeler Lübnan sınırına ulaştıklarından Deyr Mar Takala kilisesinin sorumlusu ana Bilaciyya Seyyaf, rahibeleri kaçırdıktan sonra serbest bırakan el Nusra Cephesine ve Katar emiri ile iletişime geçen Başkan Beşar Esad’a teşekkürlerini iletti.
Rahipler, Suriye zindanlarında bulunan 152 mahkumun özgürlüğü karşılığında serbest bırakıldı. Katar, kaçıran gruba rahibelerin serbest bırakılması karşılığında 4 ila 16 milyon dolar arası para ödediğini onayladı.
Şark Al Awsat gazetesine görüşlerini bildiren analistler, büyük elçilerin Katar’dan çekilmesi sonucu bu açılımın gerçekleştiğini vurguladı.
SURİYE KUVVETLERİ YABRUD’U ELE GEÇİRDİ
Suriye ve Lübnan Hizbullahı’nın kuvvetleri Lübnan sınırına yakın bir bölgede bulunan stratejik Yabrud kentini ele geçirdi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevinin belirttiğine göre Yabrud, Şam’ın kuzeyindeki stratejik Kalamun bölgesinde muhaliflerin son kalesiydi. Gözlemevi Hizbullah ve Ulusal savunma kuvvetleri tarafından desteklenen hükümetin askerleri ile IŞİD, el Nusra ve bölgede bulunan İslami tugaylar arasında şiddetli çatışmaların yaşandığını belirtmiş, Yabrud’un doğu girişinde “Akabe” mıntıkasının ele geçirildiğini aktarmıştı.
Suriye Devlet Televizyonu, çatışmalar sonucu Suriye hükümet güçlerinin kentin kontrolünü tamamen ele geçirdiğini duyurdu.
LİBYA BAŞBAKANININ KOVULMASI
Dar Al Hayat
Libya’da genel ulusal konferanstan sonra gelişmeler hızlandı. Salı akşamı hükümet başkanı Ali Zeydan görevden alındı. Başsavcı Abdulkadir Rıdvan, yurt dışına çıkış yasağı konan Zeydan’ın bu kararı deldiğini açıkladı. Zeydan’ın, bağımsız bir uçakla sabah erkenden ülkeyi terk ettiğini ve 80’lerde Albay Muammer Kaddafi zamanından beri Alman vatandaşı olduğunu söyledi. Zeydan’ın kaçışının ardından başsavcılık ofisi açıklama yaptı. Açıklamada, rüşvet ve kamu mallarını kötüye kullanma nedeniyle devrik başbakan hakkında İnterpol’e başvuru yapılabileceği ima edildi.
Al Hayat’ın ulaştığı bilgilere göre Zeydan, Yıldırım Tugayı himayesinde Mitika hava alanına gitti. Uçak kalktıktan sonra Almanya’ya varmadan önce Malta’ya uğradı. Libya gümrük birimleri Zeydan’ın çıkışını resmi olarak kaydettirmediğini bildirdi.
Malta Başbakanı Josef Muscat, hava alanında kaldığı iki saat boyunca, Zeydan ile “eski bir dost” olarak buluştuğunu ifade etti. Zeydan ile ilgili verilen kararın halk arasında farklı yankıları oldu. Eylemcilerin bir kısmı kovulmasını desteklerken bir kısmı hükümetin başına geri dönmesini istedi. Alınan bu ani kararın, “Zeydan’ın gidişinin gerekçesi; İslamcı muhalifleri tarafından bir komploya maruz kalması ve ve kaçırılmak istenmesi” olduğu ifade edildi. Bu görüşün sahipleri Zeydan’ın dokunulmazlığını kaybettikten sonra hayatından endişe ettiğini söyledi.