Samsun ‘ da DİSK –KESK – TTB – TMMOB adına, Eğitim Sen kadın sekreteri Havanur SUSOY TAFLAN yazılı bir açıklama yaparak İstanbul sözleşmesinden ayrılma kararına tepki gösterdi.
“Bu karar Kadına “öldürsünler seni” demektir”
Gençağa KARAFAZLI –
Hükümetin gece yarısı yayımlanan kararname ile İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılma kararına ülkenin dört bir yanından tepkiler yağdı. Birçok kadın örgütleri ise çok sayıda il ve ilçelerde alınan kararı protesto etmek için eylem çağrısı yaptı.
Samsun ‘ da DİSK –KESK – TTB – TMMOB adına, Eğitim Sen kadın sekreteri Havanur SUSOY yaptığı açıklamada;
“Kadına Yönelik Şiddet ve Ev içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi” yani bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi, dün gece yarısı Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile feshedildi.
Bizden önce kadın kelimesinin adı yoktu diyenler, onlardan sonrada hiç olmasın diye istediklerinden olsa gerek bu gece yarısı İstanbul Sözleşmesini feshettiler.
“FİİLİ BİR MONARŞI OLUŞMUŞTUR”
Gece yarısı yayınlanan bu üç beş satırlık kararnamelerle halk iradesinin oluşturduğu meclis görmezden gelinerek fiili bir monarşi oluşturulmuştur.
Ama gözden kaçan önemli nokta bu kararnamenin yasalar önünde de kadınların gözünde de hiçbir anlamının olmayışıdır. Bu açıkça hukuka aykırı bir kararnamedir acilen iptal edilmelidir.
“BÖYLE BİR KANUNU CUMHURBAŞKANI KARARNAMESİ DEĞİŞTİREMEZ”
Anayasamızın 87. ve 90. Maddesine göre Milletler arası anlaşmalar TBBMM’NİN YETKİSİNDE VE KANUN HÜKMÜNDEDİR. Böyle bir kanunu cumhurbaşkanı kararnamesi değiştiremez, yürürlükten kaldıramaz. Kadını yok sayan iktidar aynı zaman da millet iradesini de yok saymıştır. İktidar eliyle yapılan çalışmalarda halkın sadece yüzde 17’sinin İstanbul Sözleşmesine karşı olduğu, karşı olanların da radikal dini gruplar olduğu ortaya çıkmıştır.
“DEVLETİN YETKİSİ AÇIKÇA KÖTÜYE KULLANILMIŞTIR”
Ülke tarihinde ilk defa hem de “imza törenine ev sahipliği yapmaktan ve ilk imzacısı olmaktan gurur duyulduğu” açıklanan bir insan hakları sözleşmesinden imza çekilmiştir. Bu çekilme kararı Anayasa’ya ve uluslararası insan hakları hukukuna aykırıdır. Karar, Anayasa’nın başlangıç ilkelerinin, değiştirilemez hükümlerinin ve temel hak ve özgürlüklere ilişkin düzenlemelerin ihlalidir. Anayasa’nın 14. Maddesine göre, insan haklarına aykırı faaliyetlerde bulunmak devletin yetkisini açıkça kötüye kullanımıdır.
“KADINLARIN YAŞAM HAKKI TAMAMEN YOK SAYILMIŞTIR”
Kadın cinayeti olmadan, şiddete maruz kalmadan geçirdiğimiz tek bir gün bile yok! Bu cinayetleri ve şiddeti önlemek, katilleri cezasız bırakmamak için çaba gösterilmesini beklerken, bu gece Resmi Gazetede yayınlanan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı, kadınların yaşam hakkının tamamen yok sayılmasıdır. İktidar, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı ile kadınları her türlü şiddete karşı korumaktan vazgeçtiğini ilan etmektedir. Bu çekilme kararı kadın cinayetlerinin politik olduğunu kabul etmektir. Bu çekilmenin kadın katillerini, tacizcileri, tecavüzcüleri daha da cesaretlendireceği açıktır.
“KADINA ‘ÖLDÜRSÜNLER SENİ’DEMEKTİR”
Biz kadınlar yaşamak istiyoruz. Kadınlar yaşamak istiyorum çığlıklarını yükseltirken onların yaşam haklarına bir saldırıdır. Kadına “öldürsünler seni” demektir. Katilin elindeki silah, gözündeki hınç ve nefret olmaktır. Hep söyledik yine söylüyoruz. Kadın cinayetleri politiktir. İstanbul Sözleşmesini feshetme kararı bu ülkedeki kadınları hiçe saymak, kadın cinayetlerini görmezden gelmektir. Kadına şiddet ülkemizin kanayan yarası iken bu sözleşmeden çekilmek kadını yok saymak demektir. Bizi öldürmek isteyenlere inat haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN ÇEKİLMEYİ RED EDİYORUZ”
Yasal güvencelerimize dokunsanız da biz kadınlar hayatlarımız ve şiddetsiz bir dünya için mücadelemize devam edeceğiz. Kadınlar olarak dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklerimizden vazgeçmeyeceğiz. Şiddetsiz bir dünya mümkün! İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeyi reddediyoruz! Tüm bu kötülüklerinize rağmen sizlere inat biz yaşayacağız ve yaşatacağız.”