Kuzey Teve

Kayahan Uygur yazdı: “Uyuşturucu ve kara para bir ülkeyi nasıl batırır”

Kayahan Uygur yazdı: “Uyuşturucu ve kara para bir ülkeyi nasıl batırır”
486 views
19 Mart 2023 - 10:38
Spread the love

Bir ülkenin uyuşturucu ticareti ve kara para aklama yoluyla kalkınması, dünyanın büyük ve güçlü devletleri arasına girmesi mümkün müdür? Böyle bir soru sorulabilir mi demeyin, demek soranlar olmuş ki uluslararası kuruluşlar bu konularda incelemeler yapıyor, raporlar hazırlıyorlar.

DEVLETLER KÖŞE DÖNMEYE YELTENMEMELİ

Birleşmiş Milletler’in bir yan kuruluşu olan Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurumu (INCB- International Narcotics Control Board) bunlardan biri. Bu kuruluşu 9 Mart günü açıkladığı 2022 raporunda Türkiye’yi dünya kokain ticaretinin kavşak noktalarından biri olarak ilan etmesinden tanıyoruz. Geçtiğimiz hafta Türk medyasında yayınlanan haberlerde INCB’nin son raporuna dayanılarak ülkemizde geçen yıl yakalanan kokain miktarının 2014’e göre 7 kat arttığı vurgulanıyordu.

Aynı INCB bundan 20 yıl önce 2002’de hazırladığı bir raporda ise kimi ülkelerin neden uyuşturucu ticaretine yol verdiklerini veya göz yumduklarını sorguluyor ve kısaca şu noktanın altını çiziyordu: “Uyuşturucu ve kara para kısa vadeli olarak ülkeye döviz getirebilir, hatta cari açığı kapatabilir ama bu yollara başvurmak ülkeleri orta vadede çökertir.”  Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi de raporlarında aynı konuya değiniyor. (UNODC)

Bazı ülkelerin siyasetçileri hatta örneğin Latin Amerika’da bazı devletler ya da devlet içindeki bazı silahlı güçler ve istihbaratçılar kara para ile kalkınmanın mümkün olduğu görüşünü eskiden beri savunurlar. Gerçi bunda o kişilerin kendi kalkınmaları da söz konusudur ama o da olayın farklı bir yönüdür.

Rakamlara bakalım: Sadece kara para aklama sektörü dünya ekonomisinin yüzde 5’ine varan bir paya ulaşmıştır, uyuşturucu ticareti ise yüz milyarlarca dolar gelir getirmektedir. Her ne kadar ABD gibi gelişmiş ülkelerde uyuşturucu piyasası ulusal gelirin yüzde 0,5’ini aşmasa da gelişmekte olan ülkeler arasında bu alanda yüzde 20’yi geçenler bile bulunmaktadır. Ve uyuşturucu sektöründe üretimden çok ticaret önemli… Öyle ya bir doz kokain Batı Avrupa’da 70 euro iken Dubai’de 360 dolar ve aradaki fark aracının cebine gidiyor.

Küreselleşmiş dünyada uyuşturucu ve kara parada bu kadar büyük rakamlar varken, bazı ülkelerde bir şekilde gücü ellerine geçirmiş olan liyakati kıt bazı devlet yetkililerinin bu yollara başvurmalarında şaşılacak bir şey yok. Bunu da ülkeyi kalkındırmak ve büyütmek gibi milliyetçi sloganlarla ve göstermelik ABD karşılığıyla örtüyorlar, nitekim Pablo Escobar da aynı şekilde konuşmaktaydı.

3-5 YIL BAŞARI SAĞLANSA DA…

INCB raporuna göre uyuşturucu trafiği ekonomide 3-5 yıl bazı başarılar sağlasa da bu asla kalıcı olmaz. Enflasyon artar. Gelir dağılımı bozulur. Nüfusun bir kısmı ithal ürünlerine, lüks tüketime, pahalı otomobillere, özel uçaklara ve mücevherlere yönelir. Diğerleri günlük geçimini sağlayamaz. Cari açığı azaltmak amacıyla yol verilen gayrimeşru faaliyet paradoksal biçimde durumu daha da kötüleştirir.

Uyuşturucu trafiğinin ve kara paranın yöneldiği ülkelere temiz para girişi kesilir. Yatırım güvenliği sarsılınca iş atmosferi bozulur, yatırımlar azalır. Büyüme gerçek rakamlara değil “net hata ve noksan” gibi düzmece rakamlara dayandırılır.

Gayrimeşru kazanca yönelen ülkelerde kayıt dışı ekonomi gelişir, bu nedenle ülkenin ekonomik rakamları gerçeği yansıtmadığı gibi alınan kararlar da yanlış olur. Yanlış ekonomik kararlar ülkenin itibarını sarstığı için yatırımlar daha da azalır.

SANKİ BİZİ ANLATIYOR

INCB’nin saptamaları o kadar gerçekçi ki örneğin 33’üncü maddede adeta bizim çok iyi bildiğimiz kimi ülkeleri bire bir yansıtıyor:

a)      Enflasyonu engellemek için alınan tüm kararlar boşa çıkar, yasadışı para her zaman boldur ve ne yapılırsa yapılsın faizler yüksek kalır.

b)      Yasadışı kazanç akışı nedeniyle ülke parasının değeri gerçek yerine inmez ve rekabetçi olamaz, bu da yasal olarak ihracat yapanların işlerini bozar.

c)       Yasadışı ticaret kayırılmış olur, dürüst şirketler haksız rekabetle ve engellemelerle karşılaşır.

d)       Kara para ve kokain işi gösterişe yönelik tüketimi ön plana çıkarır, uzun vadeli yatırımlara engel olur.

e)      Yeterince üretici olmayan sektörleri teşvik eder.

f)       Gelir dağılımını fazlasıyla bozar.

Kısacası kara para ve uyuşturucunun yaygınlaştığı bir ülkede doğru dürüst ekonomik karar almak bile olanaksız hale gelir. İşsizlik kronikleşir, sefalet artar. INCB raporunun 34’üncü maddesinde ilginç bir noktaya değiniliyor:  Rapora göre ülkedeki uyuşturucu parasını ve aklama faaliyetlerini hesaba katmadan enflasyon düşürme amacıyla sert önlemler alıp faizleri daha da arttıran hükümetler yanlış yapar. Çünkü bu durumda yasadışı finansmanı olmayan dürüst şirketler batarken ithalat yapan mafya avantajlı hale gelir.

Bu süreç içinde faizler daha da arttırılırsa yerli şirketler sıkıntıya düşer. Ürettikleri ürünlerin yerini avantajlı ithal ürünleri alır. Bir kez yerli sanayi çökünce yenisinin oluşması uzun yıllar sürer. Sonuçta bazı sektörler mafyanın eline geçer.

Yüksek enflasyonun devam ettiği ama yerel paranın da değerli kaldığı ortamlarda tüketim ithalata yönelir ve cari açık iyice artar. Ülkenin risk primi yükselir, faizler bir türlü yeterince düşmez ve yatırımlar artmaz.

KARA PARA İNŞAATÇI VE BETONCUDUR

INCB’nin raporunda geçen başka bir ilginç nokta uyuşturucu ve kara para sermayesinin fazla üretken olmayan yatırımları tercih etmesidir. Bu konuda raporda verilen asıl örnek inşaat projeleri ve değişik gayrimenkul yatırımlarıdır. Bunun yanısıra AVM’ler,  otel ve kumarhaneler ve benzeri eğlence yerleri uyuşturucu parasının akıtıldığı alanlar olmaktadır. Bu yatırımların çoğu uzun vadeli büyüme yaklaşımıyla bağdaşmaz. Çünkü bu yatırımlarda asıl amaç zaten kârlılık değil paranın kaynağını gizlemek ya da fiyat yükselterek rant elde etmektir. Bu tür yatırımlar yerel yönetimlerin konut ve şehircilik politikalarına da büyük zarar verirler.

Kirli ve kara parada süreklilik yoktur. Ülke içinde ve dışında adaletin müdahaleleri sonrası yatırımların birden kesilmesi riski her zaman vardır. Bazen de umulmadık “kolpalar”  bol miktarda yatırım getirir. Bunu da hiçbir ünlü ekonomist açıklayamaz.   Kara para ülkelerinde ekonomi değil kriminoloji vardır, siyasette mücadele edenler de bir bakıma değişik görüşler değil değişik çetelerdir. Mafyanın etkin olabildiği toplumlardaki devlet ise son analizde bir karteldir.

GRİ LİSTEDEYİZ

Varlık barışları yaparak ülkeye kara para çağıran, devlete yardımcı oldukları gerekçesiyle suç örgütlerine hayırhah davranan ve “ne olursa olsun, yeter ki ülkeye para gelsin” şeklindeki bir zihniyeti savunan yönetimler bu raporlarla uyarılıyor.  Bu tür uygulamaların ekonomileri büyütmeyeceği vurgulanıyor. Bu konuda azami dikkat gösterilmeli. Unutulmaması gerekiyor ki G7’nin kurduğu küresel kara para avcısı örgüt FATF (Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Yönelik Mali Eylem Görev Gücü) Türkiye’yi uzun zamandır “Gri Liste” içinde tutmakta. Türkiye burada Arnavutluk, Nijerya, Güney Afrika gibi mafyalarıyla ünlü devletlerle birliktedir. Sakın “iyi ki kara listede değiliz” denilmesin çünkü o kara listede zaten sadece 3 ülke var: İran, Kuzey Kore ve Myanmar. Gri ya da kara listelerdeki bu ülkelerin kalkınmaları, gelişmeleri ve dünyanın güçlü ülkeleri arasına girebilmeleri mümkün müdür?

Bu yazıda uyuşturucu ve kara paranın ülke ekonomilerinde oynadığı role değindim. Uluslararası kuruluşların saptamalarını aktardım. Konuyu kısaca şöyle özetlemek de mümkündür: Kara paranın egemen olduğu ülkelerde ekonomi bilmek bir işe yaramaz önce çağdaş hukuku ve adaleti bilmek ve uygulamak gerekir. Sonraki yazılarımda kara paranın bu ülkelerdeki toplumsal ve siyasal yapılarla ilişkisi konusunda uluslararası kurumların yaptıkları saptamalara değineceğim.

Kayahan Uygur

EN ÇOK KAZANANLAR
    EN ÇOK KAYBEDENLER
      EN ÇOK İŞLEM GÖRENLER
        BUGÜN 1000TL NE OLDU?
        • -

          BORSA

        • -

          DOLAR

        • -

          EURO

        • -

          ALTIN