Kuzey Teve

betnis giriş
betnis
yakabet giriş

HEMŞEHRİ LOBİSİ MİRASINI YİYENLER..

HEMŞEHRİ LOBİSİ MİRASINI YİYENLER..
Fakir Yılmaz( [email protected] )
208 views
04 Kasım 2021 - 15:29
Spread the love
Sürekli gece gündüz dönen bir dünya üzerinde bulunan insanların, var oluşlarından bu yana devamlı hareket halinde ve kendilerine sürekli yeni yer, yeni arayışlar içinde oldukları bir gerçektir.
Yuvasına ulaşmak için sürekli akan nehirler gibi zaman zaman çağlayarak, kışın başka yere, yazın başka yere kanat çırpan kuşlar gibi o diyardan bu diyara süzülen kuşlar misali devamlı hareket halinde olan insanların bu hareketi esnasında buluştukları merkezlerde de birbirlerinden ayrılmayıp, oba, mahalle, belde, ilçe ve vilayet adı altında yeniden bir yerde bir araya gelirler ve hemşeri adı altında, sosyal hayatta, siyasal alanda, ekonomik alanda birbirilerine sarılırlar.
Dün adına birçok şey denilen bugün ise dernekler, federasyonlar, konfederasyonlar ve resmi adıyla Sivil Toplum Örgütü olan bu örgütlemenin baş aktörlüğünü de hemşehri dernekleri çeker ve diğer adıyla hemşeri lobisini oluşturmaya çalışırlar.
Ve bu çalışma süreci içinde biriktirdikleri tek sermayeleri de hemşehri oluşumlarıdır ve bu birlikteliğin oluşturduğu enerji ile sosyal hayatta olduğu gibi siyasal ve ekonomik hayatta da sermaye yer almaktır.
Bunların başını da siyasiler çekerler…
Örnek mi?..
 En son yapılan seçimde yerelde seçilenlere bakmak yeter, artarken hemşeri olgusunu, damarını, sevgisini, enerjisinin kanalıyla seçilenlerin hemşerilerine verdiklerinden çok götürdükleri yani erittikleri sermayeleridir…
Kısacası ve özeti benim anlatmak istediğim birileri son bir iki yıl içinde sanki hemşeri mirasını erkenden yemeye, hatta bitirmeye başladılar gibi.
Peki, ‘kim onlar?’ mı..

Ben biliyorum ve tek tek anlatmaya, yazmaya da devam edeceğim, siz okurlarında bu miras yedilerin kimler olduğunu düşünüp, bulmam için bana yardımcı olmalarını beklerken.

 
**
Bugün 21 Yıl Olmuş..

 
Şu an bulunduğum yerde 21 yıl önce yaşadıklarımı hatırlatan 17 Ağustos sanki dünmüş gibi bir duygu ile bugün bana bakarken bende ona değil o gün yaşananlardan sonra yapılan açıklamalar, vaatlere, sözlere bakıyor ve onca sözü, açıklamayı, vaat verenleri arıyorum.
Hala devam ettiğim gazetecilik mesleğim gereği gerek benim yazdıklarım, yaşadıklarım gerekse meslektaşlarımın arşivlerindeki o günün haber, yorum ve fotoğraflarını tararken karşıma çıkanın asıl deprem olduğunu fark ediyorum, şu an bu yazımı yazdığım bir dönem gazetecilik yapıp, kapı kapı gazete dağıttığım Darıca’ya, üst geçitlerinin üzerinde ‘Yazıyor, Yazıyor’ diye haykırdığım ama 17 Ağustos günü sallanan ve hayallerim gibi yıkılan Kocaeli’ne, sokak, sokak gezdiğim İstanbul’a bakarken…
Ve dün diye sandığım, sallandığım o anların üzerinden 21 yıl geçtiğini ve çokta bir şeyin değişmediğini düşünüyorum.
Çünkü bu kentlerde gezerken gördüklerim sanki dün, yani bugün 21 oldu dedikleri yıllar içinde aynı yapılar ve her gün daha fazla betonlaşan, yeşil arazilerle kapatılan yaşam alanları dışında değişen bir şey yok depremden hemen sonra ve bugüne kadar yapılan, yazılan, vaat edilen onca konuşma, açıklama sözde tedbirler dışında.
Kocaeli Kartepe (Emekevler) yakınlarına gelişi güzel, adeta üst üste yığılarak konulan ve AFAD’ a ait olan deprem, afet sonrası gereken eşyaları görürken deprem ve yaşanacaklara karşın ne kadar hazırlıklı olduğumuzu da görmüyor gibiydim.

Ve geçen 21 yılın boşuna geçtiğini de…

PİYASALARDA SON DURUM
  • DOLAR
    -
    -
    -
  • EURO
    -
    -
    -
  • ALTIN
    -
    -
    -
  • BIST 100
    -
    -
    -