Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, ‘HDP üyelerinin beyan ve eylemleriyle devletin milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı, ortadan kaldırmayı amaçladıkları’nı öne sürdü.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, HDP’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde dava açtı. Hazırlanan iddianame Anayasa Mahkemesi’ne gönderildi.
Savcı iddianamede, “HDP üyelerinin beyan ve eylemleriyle devletin milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı, ortadan kaldırmayı amaçladıkları”nı öne sürdü.
İddianameye ilişkin yazılı açıklama yapan Şahin, “Halkların Demokratik Partisi yönetici ve üyelerinin beyan ve eylemleriyle demokratik ve evrensel hukuk kurallarının kabul etmeyeceği şekilde davrandıkları, PKK terör örgütü ve bağlı örgütlerle birlikte hareket ettikleri, örgütün uzantısı olarak faaliyetlerde bulunarak Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçladıkları anlaşıldığından adı geçen siyasi partinin kapatılması Anayasa Mahkemesinden talep edilmiştir” dedi.
Şahin’in yaptığı yazılı açıklamanın tamamı şöyle: “Demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarından olan siyasi partiler toplumun ekonomik ve sosyal gelişimine katkı sunmayı amaçlayan kurumlardır. Bu amaçlarını evrensel ve demokratik hukuk kuralları çerçevesinde barışçıl yollarla gerçekleştirmeleri esastır.
Bununla birlikte Anayasa’nın 68/3. fıkrasında ve Siyasi Partiler Yasası’nın 90. maddesinde, siyasi partilerin faaliyetlerini Anayasa ve kanun hükümleri çerçevesinde sürdürmeleri gerektiği, yine Anayasa’nın 14. maddesinde, temel hak ve hürriyetlerden hiçbirinin, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamayacağı düzenlenmiştir.
Anayasanın 69. maddesinin 6. fıkrasında ve Siyasi Partiler Yasası’nın 103. maddesinde, bir siyasi partinin Anayasa’nın 68. maddesinin 4. fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak bu nitelikteki fiillerin işlendiğinin ve odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verileceği belirtilmiş, fıkranın devamında da bir siyasî parti; bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin tüm organlarınca zımnen veya açıkça benimsendiği, yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılacağına işaret edilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11. maddesinin 1. fıkrasında, herkesin barışçıl olarak toplanma ve dernek kurma hakkına sahip olduğu belirtilmiş, aynı maddenin 2. fıkrasında ise bu hakların kullanılmasına, ulusal ve kamusal güvenliğin korunması, kamu düzeninin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla kanunla kısıtlama getirilebileceği ilkesi kabul edilmiştir. Nitekim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi terörün kınanmamasını dahi siyasi partilerin kapatılması için yeterli bir gerekçe olarak kabul etmiştir.
Siyasi parti yönetici ve üyeleri demokratik ilkeler çerçevesinde faaliyetlerine devam etmeli, terör örgütleri ile irtibatlı ve iltisaklı olmamalı, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçlamamalıdır.
Bu bağlamda, Halkların Demokratik Partisi yönetici ve üyelerinin beyan ve eylemleriyle demokratik ve evrensel hukuk kurallarının kabul etmeyeceği şekilde davrandıkları, PKK terör örgütü ve bağlı örgütlerle birlikte hareket ettikleri, örgütün uzantısı olarak faaliyetlerde bulunarak Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçladıkları anlaşıldığından adı geçen siyasi partinin kapatılması Anayasa Mahkemesinden talep edilmiştir.”
HDP’li 38 milletvekili hakkında dokunulmazlıklarının kaldırılması talebi ile Meclis’e fezlekeler gönderilmişti.
BAHÇELİ HDP’NİN KAPATILMASINI İSTEMİŞTİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 11 Ocak 2021’de, “Yargıtay Cumhuriyet BaşsavcıIığı, 6-8 Ekim olayları ilgili iddianameyi temel alıp HDP’ye kapatma davası açabilir” demişti. Bu çağrısını daha sonra da sık sık dile getiren Bahçeli, 2 Mart 2021’de de “HDP’nin kapatılması acildir, hayatidir, şarttır” ifadelerini kullanmıştı.
BUNDAN SONRA NE OLACAK?
Anayasa Mahkemesi (AYM) raportörü dava dosyasında eksik olup olmadığına bakacak. Herhangi bir eksiklik olmaması halinde dosya AYM Genel Kurul Raportörü’ne gönderilecek ve kontrol edilecek.
Ardından davanın kabul edilip edilmemesi hakkında raportör görüş sunacak. Bu konuda bir süre sınırı bulunmuyor. Raportörün görüşü bellli olduktan sınra dosya AYM Genel Kurulu’nde ele alınacak. Bu sürecin de ne kadar devam edeceği belirsizliğini koruyor.
EN SON AKP’YE DAVA AÇILMIŞTI
En son 14 yıl önce, 2007’de iktidardaki AKP’ye kapatma davası açılmıştı. Dosyayı görüşen Haşim Kılıç başkanlığındaki AYM, kapatma talebinin reddine karar vermişti.
DTP 2005’TE KAPATILMIŞTI
Kürt siyasi hareketi geleneğinden gelen çok sayıda parti bugüne kadar kapatıldı. En son kapatılan Parti DTP’ydi. Demokratik Toplum Partisi (DTP), 2005 yılında kuruldu. 2007 seçimlerine bağımsız milletvekilleriyle katıldı. Seçilen 21 milletvekili sonradan DTP’ye katıldı. Seçimlerin üzerinden dört ay geçmişken partinin kapatılması ve üyelerine siyaset yasağı getirilmesi talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapıldı.
Yüksek Mahkeme, 11 Aralık 2009’da aldığı kararda, PKK ile aynı siyasi hedeflere sahip olduğu iddiasıyla DTP’nin kapatılıp malvarlıklarının Hazine’ye teslim edilmesine karar verdi. Eş başkanlar Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk’ün milletvekillikleri düşürüldü, DTP’nin 37 üyesine beş yıl boyunca siyaset yasağı getirildi.
Anayasa Mahkemesi kararında, DTP’nin “PKK’nin terör stratejisinin aleti haline geldiğini, PKK’nin eylemleriyle arasına mesafe koymadığını, bunun da teröre destek olarak değerlendirilebileceğini” öne sürdü.
DTP yöneticileri, AİHS’nin dernek kurma özgürlüğünü garanti altına alan 11. maddesi ile 1 Numaralı Ek Protokol’ün mülkiyetin korunmasını düzenleyen 1. ve serbest seçim hakkını koruyan 3. maddelerini ihlal ettiği gerekçesiyle 2010 yılında AİHM’ye başvurdu. (HABER MERKEZİ)