Cumhurbaşkanı Abdullah
Türkiye kesinlikle 10 yıl önceki demokratik kurumları daha iyi çalışan bir ülke. Haziran’daki olaylarla bu olayları birbirine paralel olarak görmüyorum.
Cezaevindeki milletvekllerinin serbest kalması ve yargıyla ilgili yorumu
Türkiye’de yasama yürütme ve yargının bir ahenk içinde olması gerekiyor. Yasama ile yürütmenin seçimlerde değiştirilebilmesi mümkündür. Yargının kendi tarafsızlıklarına halel etmeyecek şekilde hareket etmesi gerekir. Yüksek yargı, mahkemeler, bu mahkemelerin de çok iyi çalışlması gerekmektedir.Bu konuda çok önemli serzenişler oluyorsa bir çalışma yapılabilir.
Ergenekon ve Balyoz gibi davalara ilişkin ‘kumpas’ iddiaları
Ben Cumhurbaşkanı olarak öyle bir söz söyleyemem. Eğer böyle bir algı çok yoğun şekilde ortaya çıkarsa, bir kişi için bile böyle bir şey olursa bunun üzerine ciddi şekilde gidilir. Bu nihayetinde parlamentonun bileceği bir iştir. Ama böyle bir algı ortaya çıkarsa bunun bütün hukuki çalışmaları yapılabilir. Nitekim bazı çalışmalar da yapılıyor. Geçen Barolar Birliği Başkanı beni ziyaret etti. Böyle bir algı söz konusu olursa bakılabilir.
Yanlış karar verildi gibi bir yargıya da varamazsınız.
Yargı mensupları, yürütmenin baskı uyguladığını iddia ediyor. Öte yandan hükümet kanadından da, yargının hatta emniyetteki ortak bir yapının seçilmiş iktidara vesayet uygulamak istediği, hattadarbe yapmak istediğini söylüyor. Bu bir devlet krizi olarak yorumlanıyor. Böyle bir devlet krizi hakikaten var mı?
Yargıyla ilgili genel koyduğum ilke. Eğer orada yanlışlıklar olursa, bu olur, o olur. Biz, parlamentersistemdeyiz. Gerek bugün yaşanan ya da başka sıcak konular ortaya çıktığında üstüme düşeni bütün gücümle yapıyorum. Benim çalışmalarım aleni, açık değil ki. Benim görüşmelerim, hükümetle, meclis başkanıyla, meclis başkanlarıyla bir araya geldiğimde, hatta bazen hepsini topladığımda, bunların hepsini yapıyorum. Devlet organlarının ahenk içinde çalışması için gerekli çalışmaları yapıyorum. Yürütme bir yanlışlık yapabilir. Bu eğer kanuna aykırı ise bunu test eden bir mekanizma var. Örneğin basın mensuplarının emniyete giriş çıkışlarıyla ilgili de bir dasya Danıştay’a gitti. Hukun üstünlüğü anayasanın temel ilkelerindendir. Mahkemelerin bağımsız vetarafsız şekilde karar vermesini sağlamak herkesin görevidir.
HSYK’NIN AÇIKLAMASI
HSYK’nın açıklamasını ben doğru bulmadım. Mahkeme karar verecek ve mahkemenin kararını gölgelememek lazım. Bu tür çekişmeler, bunları çok açık dillendirmeler iyi şeyler değil. Anayasal kurumlar anayasal görevlerini iyi bilmeli. Hukukun üstünlüğü demokrasinin temel prensiplerinden biridir.
‘PARALEL DEVLET’ İDDİALARI İÇİN NE DEDİ?
Hükümete yakın çevreler diyorlar ki, ‘bu savcılar başka yere bağlı çalışıyor’. Bir paralel devlet var mı?
Devlet içerisinde devlet ve ayrı yapılanmalar da asla olamaz. Devletin kurumlarında o ülkenin vatandaşı olan herkes şartları yerine getirebiliyorsa çalışabilir. Ama onlar o kurumların kendi kurallarına kesinlikle riayet edecek. Herhangi bir dayanışma söz konusu olmayacak. Kurumun dışında başka bir yerden talimat asla söz konusu olamaz. Bununla ilgili iddialar araştırılır. STK’lar olacaktır. Değişik fikirler, partiler var. Bütün bunlarda da nasıl ekonomik konularda şeffaflık önemliyse bu tür konularda da önemlidir. Peşinen de kimseyi başında suçlayamazsınız. Bu tipiddialar araştırılır ve gereği yapılır. Buna kesinlikle müsaade edilmez. Hele hakimler, yargı içerisinde böyle bir şey varsa asla tahammül edilemez. Bu iddialar araştırılır, üzerine gidilir ve gereği de muhakkak yapılır.
Cemaat-hükümet arasında gerilim var mı ?
Hükümetin karşısına ben ancak muhalefeti koyuyorum. Bunun ismini siz nasıl koyuyorsanız. Siviltoplum olur, başka bir şey olur. Sınırları aşan, devletin çalışma sistemini tanımayıp başka bir faaliyet ortaya koyan olursa yürütme de gereğini yapar. Bu da hukuk sistemi içinde olur. Bu konuda cumhurbaşkanı olarak ne yapabilirim? Devletin çalışma sistemini tanımayıp, başka bir çalışma içine girenler varsa bunu ortaya çıkartmak hükümetin görevidir. Ben yeri geldiğinde bazılarının aleni olarak dikkatini çekerim. Devletin içinde bugün böyle bir iddia olabilir. Dün başka bir iddia olabilir. Tamamen farklı politik inanç, etnik farklı şeyler olursa, buna müsade edilmez. Bir yanlış varsa bunun yolu da yine hukuk içinde olur. O nedenle burada ilkeli davranmak gerekir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes o kurumların şartlarını yerine getiriyorsa o kurumda çalışabilir. Farklı inançları olabilir. Devlet işi söz konusu olduğunda bunlar asla burada bir motivasyon, dayanışma oluşturmaz. Tek uyacağı şey kurallar, kurumun hiyerarşisi olacaktır. Bunun dışına çıkarsa yine hukuk yoluyla ispatlanır. Gereği neyse yapılır.
BAŞKANLIK SİSTEMİ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYOR ?
Parlamenter sistemin (başkanlık sistemine göre) Türkiye için daha uygun olduğu kanaatindeyim.
YOLSUZLUK VE HÜKÜMETE KOMPLO İDDİALARI
-Yolsuzlukla ilgili herhangi bir iddia söz konusu olursa, bunların sonuna kadar üstüne gidilmesi, gayet açık bir şekilde ne gerekiyorsa yapılması, aslında birinci önceliktir, herkes için. Bu konudaprensipler çok önemlidir. Kurallar yeteri kadar iyi değilse ortam yolsuzluklara müsade eder. Bizeyeni kurallarına gerektiği kanısındayım. Yolsuzlukla mücadelede şeffaflik getirildi ama bunların yeterli olmadığı kanısındayım. Sayıştay kanununun çıkarılması çok önemli. Dolayısıyla yolsuzlukla ilgili bir iddia varsa bunların üzerine gidilmesi birinci önceliktir herkes için.
SAVCININ BİLDİRİ DAĞITMASI DOĞRU DEĞİL
-Bunun doğru olup olmadığı bu hukuk süreci içinde olacak. Savcılar bazılarını da tahliye ettiler. Hiçbir şeyin üzeri örtülemez. Ama mahkemelerin savcıların görevi bunu kuralların çerçevesinde ortaya çıkarmaktır. Yanlışı olmayan korkmaması gerekir. Büyük yatırımcılar var eğer kurallarına uygun olmayan bir suç atılırsa birden bire herkesin itibarını yok edebilirsiniz. Soruşturma safası gizlidir. Çünkü savcı hakim değil. Bunlara hepimizin dikkat etmesi gerekir. Yolsuzlukların üstü kapanırsa toplumu çürütür. Üstüne gitmek gerekir.
HATAY’DAKİ TIR KONUSU
Hepimiz biliyoruz ki, Suriye’de neler yaşanıyor. Türkiye için ne büyük bir tehdit var. Suriye’nin özellikle Türkiye sınırlarına yakın taraflarında çok radikal unsurlar ortaya çıktı. Suriye rejiminin havadan saldırılarıyla gerçekleşen bir sürü acılar. Bütün bunların arasında tabiri caizze ezilen, kış kıyamette çok kötü şartlar altında kalan bir Türkmen grup var. Bu TIR meselesinin Suriye’dekiTürkmenlere yardım götürdüğünü söylediler. Bu çerçevede bakmak gerekir. Yeri geldiğinde çeşitli güvenlik sebeplerinden dolayı sır çerçevesi içine giren faaliyetler olabilir. Ben de ne olduğunu sordum, bu şekilde söylediler.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Türkiye’nin en önemli konularından birinin bu olduğunu Türkiye’yi yöneten herkes görmüştür. Ama kimi cesaret etmiştir, kimi edememiştir. Bu konuları başkalarını hiç karıştırmadan kendi içimizde konuşarak çözmemiz gerekir. Hükümeti de bu anlamda sürekli destekledim. Dış konjonktür bugün iyi değil. O yüzden meseleleri geciktirmek iyi değil. Gerek Suriye gerekse de Irak’ta yaşananlar bu konuda dezavantajdır. Keşke daha önce çözülseydi.
Herkes kan dökülmemesinin önemini kavramış vaziyette. Bu önemlidir.
GENEL AF TARTIŞMALARI
Genel olarak af kelimesini kullanmak tehlikeli bir şeydir. Bu sözleri bir kez ağzınıza aldığınızda nerelere gideceği belli olmaz. Bildiğim kadarıyla hükümet tarafında böyle bir çalışma görmedim.
GEZİ OLAYLARI VE ÖLÜMLERLE İLGİLİ DEVAM EDEN DAVALAR
Ben bütün hayatını kaybedenler için üzüntülerimi ve başsağlığı dileklerimi ilettim. Kim olursa olsun, bizim vatandaşlarımızdann birinin başına herhangi bir iş geldiğinde devletin bunu ortaya çıkarması gerekir. Bugün artık meçhul kalamaz. Sonunda ortaya çıkar. Bu ölümlerin nasıl olduğu da ortaya çıkacaktır. Buna benzer bize gelen çeşitli olaylar var. Gerçekten üzücü. Bunlarla ilgili gerekli yerlere talimatlar da veriliyor.
Ben en başında bu olayı gelişmiş bir ülkenin olaylarına benzettim. New York’ta da Paris’te de var dedim. Ama Türkiye bu noktaya da 10 sene içinde taşındı. Türkiye’de 10 yıl önce faili meçhullerin cenazeleri için sokağa çıkardı. Türkiye kalkındı ve başka meseleler için sokağa çıkmaya başladı.
Hiç kimse kendisinii dışlanmış ve ikinci sıınıf görmemeli. Böyle bir muameleye de izin verilmemeli.
DIŞ POLİTİKA VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER KÖTÜYE Mİ GİDİYOR?
Bu yönde bizim yeni bir aılım yapmamız gerektiğine inanıyorum. AB ile müzakere sürecini tekrarcanlandırmamız gerekiyor. Fransa da pozisyonunu değiştirdi. Dışarıdan ziyade biz kendi içimize bakmalıyız. Şu bir gerçek ki; Türkiye’nin son 10 yıllık başarılarının altında bizim AB ile ilgili yaptığımız köklü reformlar vardır. Reformlara hız vermek gerekir. Hukukun üstünlüğü, demokrasiAvrupa’da kolay ortaya çıkmadı. Çok büyük acılar yaşandı. Ve neticede anladılar ki; herkesinmutlu yaşayabilmesi için demokrasi şart. Bizim de bu yolu izlememiz gerekli.
Bizim bu dünyayla ilişkilerimizi zayıflatmamızın hiçbir izahı olamaz. Bu görüntüyü ortadan kaldırmak için yeni bir atılım ve söylem gerekiyor. Söylem çok önemlidir.
HSYK’NIN YAPISI
Hükümetin düzenleme çalışması var mı yok mu bilmiyorum. Olabilir. Önce ne yapılacağına bakmak gerekir. Böyle bir düzenlemeye ihtiyaç var mı, ben bir şey diyemem. Yapılırken AB ile işbirliği içinde, AB kriterlerine uygun yapılmıştı. Temel kriterleri bozmamak şartıyla bir düzenleme yapılabilir. Buralar hassas kurumlar. En çok korumaya mecbur olduğumuz kurum yargıdır.
İLKER BAŞBUĞ’UN DURUMU
Yargı mensupları ve yargı bir kurum olarak, çok daha hassas davranmalı. Farklı algıların ortaya çıkmasına izin vermemeli. İlkeli bir bazda baktığınızda yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı her şeyin başında gelir. Onun için yasalara ve kanunlara herkesin riayet etmesi gerekir.