Derelerin Kardeşliği Platformu, başta HES’ler olmak üzere, nükleer ve termik santraller ile maden aramaları, taş ocakları ve çimento tesislerine karşı mücadele edenleri buluşturdu…

Kısa adı DEKAP olan ve başta Doğu Karadeniz olmak üzere yurt genelinde HES’lere karşı başlatılan mücadelenin öncülüğünü yürüten Derelerin Kardeşliği Platformu, ‘Yaşam Savunması Çalıştayı’ ile yaşam savunucularını buluşturdu.

Başta HES’ler olmak üzere doğal yaşam alanlarına geri dönüşümsüz zararlar vererek katleden nükleer ve termik santrallere, maden aramaları ve siyanürlü altın çıkarma çalışmaları ile çimento tesisleri, taşocakları ve ‘Yeşil Yol’ gibi projelere karşı çıkanlarla, ortak mücadele ve söylem geliştirmek için çalıştay düzenledi.

DEKAP tarafından düzenlenen ‘Yaşam Savunması Çalıştayı’, geçtiğimiz hafta sonu, 4 Nisan Cumartesi günü, çalıştaya çağrılan yaşam mücadelesi örgütlenmeleri temsilcilerinin katılımıyla Trabzon Makina Mühendisleri Odası, Mustafa Macit Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.

DEKAP bileşenlerinden temsilcilerin de katıldığı çalıştayın ilk oturumunda, katılımcılar, kendi alanlarındaki hukuksal ve demokratik mücadeleden kesitler sunarak, deneyimlerini paylaştı.

Çalıştayın 2. oturumunda katılımcılar, ortak mücadele yöntemleri ve ortak söylemler, raporlar, yargı kararları, bilimsel raporlar ve dayanışma hedefli önerilerini sunarak, bilgi ve belge dayanışması çağrısını ön plana çıkardı.

DEKAP Yürütme Kurulu’ndan Kamile Kaya, Saltuk Deniz ile Kamil Ustabaş’ın Divan Heyetini oluşturduğu Çalıştayın açılışında konuşan, DEKAP Yürütme Kurulu Üyesi Ömer Şan, Hopa olaylarında yaşamını yitiren Metin Lokumcu’yu anarak başladığı konuşmasında, doğal ve kentsel yaşam alanlarındaki yaşam mücadelesinde, vahşi kapitalist saldırılara karşı omuz omuza, topyekûn bir mücadele gerektiğini vurguladı.

Doğal yaşam alanlarını katleden projelere karşı salt bir çevre mücadelesi değil aslında tam bir yaşam mücadelesi verildiğine dikkat çeken Şan, yaşam ve çevre için ortak mücadele cephesinin oluşturulması gerektiğini vurgulayarak, güç birliği içerisinde ortak bir dayanışma ağı örülmesinin gerektiğini ifade etti.

Akdeniz Derelerin Kardeşliği Platformu, Mersin, Antalya, İzmir, Aydın, Elazığ, Bayburt, Gümüşhane, Torul, Tunceli ve yurt genelinde birçok bölgede sürdürülen yaşam mücadelesinden bildirilerin ulaştırıldığı çalıştaya ayrıca DEKAP’ın Ankara ve İstanbul yürütmesinden de raporlarla katkı verildi.

İstanbul’dan Kuzey Ormanları Savunması, Sinop Nükleer Karşıtı Platform, Samsun’dan termik santral karşıtı köylüler, Giresun Güce’den, Arhavi Doğa Koruma Platformu, Şavşat, Fındıklı, Senoz, Güneysu, İkizdere ve Güneysu’daki HES karşıtı mücadele deneyimlerinin anlatıldığı Çalıştay’da DEKAP direnişçileri yaşanan sorunlarla ilgili sunum gerçekleştirdi.

Çalıştayda ayrıca Artvin, Ardanuç, Şavşat, Hopa, Kemalpaşa, Murgul, Fındıklı, Hemşin, Çamlıhemşin, Salarha, Solaklı, Tonya ve Şalpazarından katılan yaşam savunucuları da bölgelerindeki mücadeleleri aktardı.

Yaşam ve çevre mücadelelerinin siyasallaşmadan, ortak mücadele cephesi oluşturulması ve HES, taşocakları, termik, nükleer, maden aramalarına karşı yaşam mücadelesinde sadece ulusal değil uluslararası söylem ve eylem birliği oluşturulması gerektiğinin vurgulandığı çalıştayda, doğanın ve yaşam alanlarının tahribatına, neoliberal yağma politikalarına karşı ortak mücadelede DEKAP’ın etkin katılım sağlayacağı kaydedildi.

Rize Salarha ve Andon’dan, Fındıklı Dereleri Koruma Platformu’ndan, Solaklı Vadisi ve Baltacı Deresi, Köknar-Karaçam’dan, Tonya Çevre Platformu’ndan, Tokat-Amasya Platformu’ndan, Fatsa ve Ünye Platformu, Sinop Nükleer Karşıtı Platformu ve Kuzey Ormanları Savunmasından ve diğer bölgelerden gelen yaşam savunucularının katılımıyla Çalıştay Sonuç Bildirisi oluşturmak için bir de rapor hazırlanan Çalıştayın ilk günü, forum oturumuyla tamamlandı.

Çalıştayın 2.gününde ise DEKAP Yürütme Kurulu ve Divan Heyeti, çalıştayda sunulan bildiri, öneri ve çalışma raporlarını değerlendirerek, sonuç bildirisi hazırlanması amacıyla bir çalışma raporu oluşturuldu.

Çalıştayın çalışma raporunda, “Tüm mücadele dinamiklerinin rekabetçi bir bakış açısıyla değil, ortak çıkarlar doğrultusunda ortak bir dil oluşturmalarını sağlamak. Sermayenin değil, emeğin bakış açısı üzerinden enerji meselesinin tanımlaması. Farklı çevre mücadeleleriyle iletişimin ve bilgi akışının yoğunlaştırılarak örgütlenme çalışması yapılması. Mücadelede sadece ulusal değil, uluslararası söylem ve eylem birliği oluşturulması, deneyim aktarımının sağlanması. Orman, mera ve tarım arazileriyle ilgili kooperatif gibi yapılanmaların yaşam mücadelesi doğrultusunda etkin hale getirilmesi ve buna uygun yapılandırılması. Sosyal medyanın etkin kullanılarak, basın ayağının oluşturulması. Bugüne kadar yürütülen mücadelelerin, hukuki kazanımların kitapçık halinde basımının yapılması! Hukuk alanındaki eksikliklerin giderilerek, güçlü bir bilinç oluşturulup meşru ve fiili mücadele yolunun zenginleştirilmesi. Sürekli eylemlilik içerisinde kent merkezli bir mücadele hattının geliştirilmesi” üzerinde ortak görüşler ortaya çıktı.

Çalıştayda ayrıca, 25 Nisan ‘da, Sinop Nükleer Karşıtı Platformu’nun gerçekleştireceği nükleer santral karşıtı miting ile Kuzey Ormanları Savunması’nın Mayıs ayının ilk haftasında İstanbul’da yapmayı planladığı etkinliklere katılım konusunda çağrı da yapıldı.