Kuzey Teve

betnis giriş
betnis
yakabet giriş

GAZETECİ ŞAN 53 GAZETECİLER DERNEĞİNE TEPKİ GÖSTERDİ ÜYELİKTEN İSTİFA ETTİ ÖDÜLÜ İADE ETTİ

GAZETECİ ŞAN 53 GAZETECİLER DERNEĞİNE TEPKİ GÖSTERDİ ÜYELİKTEN İSTİFA ETTİ ÖDÜLÜ İADE ETTİ
212 views
13 Mayıs 2021 - 10:17
Spread the love

GAZETECİ ÖMER ŞAN 53 GAZETECİLER DERNEĞİNİN ESKENCİDERE VADİSİNDE YAPILAN TAŞ OCAĞINA DESTEK VERMESİNE  TEPKİ GÖSTERDİ ÜYELİKTEN İSTİFA ETTİ ÖDÜLÜ İADE ETTİ

Gençağa KARAFAZLI

İkizdere ,eskencidere vadisinde 80 günden beri yaşam alanlarını savunan yurttaşları provokatör ilan eden AKP ye yakın 11 STK ve Meslek örgütlerin arasında imzacı olarak gözüken 53 gazeteciler derneği üyesi olan  DEKAP YK Üyesi ve Gazeteci Ömer Şan 53 gazeteciler derneği üyeliğinden istifa ettiğini açıkladı. Şan ayrıca, derneğin kendisine verdiği ödüllüde iade ettiğini açıkladı.

Gazeteci Ömer Şan şunları söyledi .

“İkizdere köylülerinin 21 Nisan’dan bu yana Eskencidere Vadisinde, doğal yaşam alanları için sürdürdüğü taşocağı mücadelesine dair, yurt genelinde her kesimden destek bulurken; halkın ve haklının, hak ve hukukun yanında yer alması beklenen Rize Barosu’nca yapılan, Anayasal ve Demokratik hakları yok sayan, adı önünde ‘sivil ve toplum’ ibareleri konmuş ‘iktidar’ güdümlü’ bazı kuruluşların ‘akla, bilime ve yaşamın gerçeklerine uymayan, yaftalayıcı ve hedef gösterici’ açıklamanın altında; meslek gereği tarafsız ve üyelerinin hak ve hukukunu korumakla mesul,
mensubu olduğumuz 53 Rize Gazeteciler Derneği’nin de imzası olmasını, içinde olduğumuz yaşam mücadelesini, dolayısıyla bizi de hedefe koyan ifadeleri kabullenmemiz olası değildir!
Yaşananlara ilişkin açıklamamız ektedir!

Yurdun her yanında, doğal yaşam alanlarında yaşam mücadelesi veren bütün canlıların safında ve omuz başlarında olmaya devam edeceğiz!

Mutlu ve Umutlu Bayramlar dileriz…

Kınama, İade, İstifa!
Bizler, gazeteciliğin etik, sosyolojik, sosyokültürel ve halkın haber alma özgürlükleri çerçevesinde görevini sürdürme mücadelesi veren yerel ve bağımsız, tarafsızlığa özen gösteren, ‘gazeteci/muhabir’ diye tanımlananlarız!
Toplumsal ve yaşamsal sorumluluk ve yükümlülüklerin bilinciyle bulunduğumuz ülke, memleket, coğrafya ve dünyamıza dair her soruna duyarlılıkla yaklaşıp; doğa/yaşam mücadelesinde de var olma çabasındayız!

Çernobil nükleer kazası sonrası 1990’ların başında yoğunlaşan çevre ve doğa/doğal yaşam alanlarına karşı saldırılar, maden arama ve çıkarma, nükleer ve termik santral çalışmaları, ardına eklenen Karadeniz Sahil Yolu ile
birlikte hemen her dere ve vadilerimizi, bir virüs gibi sarmalayan HES’ler, yayla yolları, mera ve ormanlara, doğal varlıklara karşı hunharca ve geri dönüşümsüz saldırılar karşısında durmaktan vazgeçmedik!

Tamamen bağımsız, hiçbir kurum veya kuruluştan nemalanmayan, destek almayan, yerel bir halk hareketi olan, vadiler ve derelerimiz başta olmak üzere yaylalar ve doğal yaşam alanlarımızda yaşam mücadelesi örgütleyen Derelerin Kardeşliği Platformu’nun, en başından bu yana bir neferi olarak, mücadeleyi en ileri taşıma gayretinde
olduk. Bugün ve sonrasında da mücadele ve dayanışmayı sürdüreceğiz!

Bu süreçte gördüğümüz türlü puştluk ve satılmışlıklara her dönem yenileri eklendi, ayrık otları ayrıldı! Ülkemizde demokratik ve siyasi manada ince bir kırılma noktası oluşturan ‘hain darbe girişimi’ne dayatılan  mazeretlerle getirilen OHAL ve sonrası girişimlerle bozulan toplumsal barış, beraberinde oluşturulan işsizlik kaosu,etnik ve siyasi ayrıştırma, iç ve dış politik gerginlikler gibi, yaşam alanlarımız da emperyalist emellere kurban edilmeye başlandı!

Gelinen süreçte ülkemizin hemen her köşesinde adına ‘yatırım’ denen HES’ler ve yollar, maden ve benzeri
talan çalışmalarıyla doğa ve doğal yaşam alanları, ormanlar ve meralar, göller ve sahiller, insanların yüzyıllardır
üreterek var ettiği yaşam alanları geri dönüşümü olmayacak şekilde yok ediliyor!

Bu alanlar, ‘kamusu’ olan halk ve canlıların hak ve hukuku gözetilmeden, ‘kamu yararı örtüsüyle’ yandaş ulusal/uluslararası şirket ve şahıslara peşkeş çekiliyor, ülkemizin doğal ve yaşamsal varlıkları ortadan kaldırılıyor.
Doğu Karadeniz’in Fatsa’sında, Arhavi Kamilet Vadisi, Yusufeli Demirdöven Köyü ve neredeyse tüm yayla ve meralarında, Rize İkizdere’de devam eden taşocağı, HES, maden arama ve çıkarmalarına karşı halk/köylü tepkisi artarak devam ediyor.

Ülkemizi de olumsuz etkileyen ‘küresel salgın’ nedeniyle ‘tam kapanma’ önlemlerine karşın sürdürülen rant ve yağma çalışması karşısında İkizdereliler, 21 gündür direnirken; yurt genelindeki destek ve dayanışma bildirilerine karşı Rize’deki bazı sivil toplum örgütleri adına yapılan ‘düşmanca ve ayrıştırıp hedef gösterici’ açıklama, akıl ve bilim dışı kaldığı gibi hukuk, yasalar ve mantığa da aykırı, kabul edilemez ifadeler içermektedir!

Rize Barosu’ndan yapılan açıklamada, İkizdere ve yurdun her köşesindeki saldırılara karşı suyunu, dağınıtaşını, toprağını, havasını, yaylasını, ormanını, merasını, doğasını, doğal yaşam alanlarını, Anayasal Hak ve Ödevler başta olmak üzere hayati gereklilikler doğrultusunda Yasa ve Yönetmelikler, Demokratik haklar gereği koruyup kollayan köylüler, yurdunu-toprağını korurken; bir dönemin işgalci emperyalist güçleri gibi ‘terör örgütleri ve dış küresel güçlerle’ bir tutulmuş, belirli kitlelere hedef gösterilmiştir!
Adı başında ‘sivil’ vurgusu olan bu ‘iktidar’ güdümlü, toplumu hiçe sayan kuruluşlar bir yana, mesleğimiz
uyarınca mensubu olduğumuz;

Çevre ve yaşam mücadelesi içerisindeki çalışma ve duyarlılıklarımızdan dolayı hem gazetemize ve hem de gönüllüsü olduğumuz DEKAP’a ödül veren, meslek mensup ve üyelerinin haklarını koruyup kollamakla yükümlü ve sorumlu bir meslek örgütünün, üyelerinden habersiz bu açıklamaya imza atması etik ve kabul edilir değildir!

Bu nedenledir ki bu açıklama ile birlikte, altına imza atan 53 Rize Gazeteciler Derneği yönetimini kınıyor,
protesto edip, tarafımıza verilen ‘çevre ve yaşam mücadelesi’ ödülünü iade ediyor ve bir ara yöneticilik yaptığımız
Dernek üyeliğinden istifa ettiğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz!

Ve bizler Nazım Hikmet’in 1962’de dönemin iktidarına seslendiği gibi onlara sesleniyoruz:
“Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse, kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan… Vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan… Vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın… Fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan… Vatan tırnaklarıysa ağalarınızın… Vatan, mızraklı ilmühalse… Vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan…

Vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa… Vatan, kurtulmamaksa kokmuş
karanlığımızdan, ben vatan hainiyim.

Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla: Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.”Ve eğer binlerce yıldır aynı ekosistemin bir parçası olduğumuz suyumuzu, toprağımızı, dağımızı-taşımızı,ormanlarımızı, yaylalarımız, ovalarımız, vadilerimiz ve deniz kıyılarımızı korumaksa sizin ‘terör’ ve ‘marjinal’
dediğiniz; biz aynı yolda devam edeceğiz, haberunuz olsun!

Ömer ŞAN
Gazeteci/Muhabir
DEKAP YK Üyesi

Filiz ŞAN
Yeni Viçe Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Gazeteci/Muhabir-DEKAP Dönem Sözcüsü

PİYASALARDA SON DURUM
  • DOLAR
    -
    -
    -
  • EURO
    -
    -
    -
  • ALTIN
    -
    -
    -
  • BIST 100
    -
    -
    -