New York, çılgınlıkların merkezi, yaratılcılığın asla durduralamadığı bir şehir. Yıllardır, özellikle sanatçılar tarafından sınırları zorlayan bir şehir New York. Bazen bakarsınız ki bir domuzun veya insanın tam ortadan kesilmiş vucutlarının sergisi, bazen dünyanın en pahalı, en ünlü müzisyenlerinin ücretsiz konserleri, bazen iskelet sergisi, bazen sokakları renkli piyano veya inek heykelleriyle doldurulmuş bir şehirdir New York. 24 Saat gerçek anlamda yaşayan bir şehir.
Sınırların zorlanması çoğunlukla önce bir kişi veya grubun “zora” düşmesiyle başlar. Yapılan şey, bir toplumsal çıkış ihtiyacı ile örtüşüyorsa, o kişinin veya grubun bir devir açması an meselesi olur. Örneğin Occupy Wall Street (Wall Street’i işgal et) protestolarının başlaması. Düşünün 100 civarında kişi Wall Street’de yürüyüş yaparak kapitalist sistemi protesto ediyor. Bu normalde olur biter, ertesi gün unutulurdu. Fakat bu sefer balkonlara çıkan o zengin ve züppe Wall Street patronlarının, yürüyen insanlara karşı şampanya bardaklarını kaldırıp alay etmesi, polisin yürüyenler üzerine aşırı güç uygulaması ve tesadüfen o sırada naklen yayınlayan birkaç TV olması, ertesi gün unutulabilecek bu yürüyüşün milyonlarca insana ulaşmasını sağladı. Böylece insanlar (ben de dahil) haftalarca sokaklarda protesto ettiler, yattılar ve bütün dünya bu konuyu konuştu. Wall Street’in ne kadar büyük ve tehlikeli bir silah olabileceğini, dünya halkının büyük kesmine gösterilmiş oldu.
İşte 22 Temmuz Cumartesi bir sanatçının “Dünya Vücut Boyama Günü” başlatmasına sebep olan 4. New York sokak gösterisi gerçekleşti. Hikayesi kısaca söyle; Andy Golub New York’da yaşayan bir vücut boyama sanatçısıdır. 2011 yılında, bütün dünyanın bildigi New York’un Time Square meydanından tamamen çıplak vücut boyamasını; toplumsal ahlaka aykırılık, toplum içerisinde çırılçıplak olmak ve benzeri şeylerle suçlanıp polis tarafından tutuklanmış. Hakim karşısına çıkartılan Andy Golub, boyamalarını güneş batışından sonra yapacağının sözünü verince dava düşmüş ve serbest bırakılmış. Fakat, hava karardıktan sonra boyadığı çırılçıplak vücutların üzerindeki eserlerin görünmemesinden dolayı sokaklarda gündüz boyamalarına geri dönmüş. New York şehir kanunlarına göre tam olarak yani çırılçıplak olarak, şehirde bir şey yapabilmek için toplumsal bir sanat çalışması, gösteri veya sergi olması gerekiyormuş. Andy Golub kendisine engel olmaya çalışan polis ve yetkilileri, şehrin bu kanun maddesine uygun çalıştığını ikna ederek, yaptığı çıplak vücut boyama sanatını sürdürmeye devam etmiş. Polisin hiçbir şey yapamamasının en büyük sebeplerinden biri de bu çırılçıplak vücut boyama süresince (toplam 3 saat) şehirde hiç kimsenin bu olaydan dolayı şikayetçi olmamasıymış.
Dünya vücut boyama günü Andy golub tarafından ilk defa 2014 yılında New York’da uygulanmaya başlamış. 2015 yılında New York ve Amsterdam (Hollanda) olarak gerçekleşmiş. 2016 yılında kutlama şehirlerine San Francisco eklenmiş. Dün yapılan Dünya çırılçıplak vücut boyama günü etkinliğine bu yıl da Almanya’nın Berlin şehri de eklenmiş. Istanbul veya İzmir’de böyle bir şey yapılma ihtimali bile insanın kalbini hoplatır değil mi? Düşünün İstanbul’un en işlek yeri taksim meydanında, diğer ülkelerden gelmiş yüzlerce vücut boyama sanatçısı ve çırılçıplak vücudunu boyatmak isteyen, her yaş ve cinsiyetten yüzlerce model.
İzlemeye gelen binlerce insandan hiçbiri, onlarca cinsel organ gördüğü için delirmedi, çıldırmadı, cinnet geçirmedi ve ne modellere, ne de sanatçısına saldırmadı. Aksine, oldukca neşeli ve eğlenceli bir ortamda sanatçılar modellerin vücutlarına eserlerini boyadılar.
Geleceğe sağlam olarak anca ufku açık insanlarla gidebileriz!
Ali Sarıkaya / New York