İngiliz Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu tarafından hazırlanan Türkiye raporunda darbe girişimiyle ilgili olarak, girişimin Gülen cemaati tarafından gerçekleştirildiğine dair bir bilgiye sahip olmadıkları belirtildi ve “Darbedeki bazı kişiler Gülenci olsa da, bu darbeyi onların yönettiği anlamına gelmek zorunda değil” denildi.
Almanya İstihbarat Servisi Başkanı da “Türkiye, Gülen konusunda bizi ikna edemedi” demişti.
Al Jazeera Türk’te yer alan habere göre, İngiliz Parlamentosunun alt kanadı Avam Kamarası’nın Dış İlişkiler Komisyonunun yayımladığı raporda, İngiltere ile Türkiye’nin ikili ilişkilerinin taşıdığı potansiyel vurgulandı.
“Türkiye için karar zamanı”
Komisyonun başlattığı tahkikat kapsamında yazılan “Baskı mı İyileşme mi? Türkiye İçin Karar Zamanı – Milletvekilleri Olumlu İngiliz Rolünü Destekliyor” başlıklı raporda, Türkiye’nin uluslararası ortak olarak önemine dikkat çekildi.
İngiltere ile Türkiye arasında stratejik iş birliği oluşturulmasını destekleyen 79 sayfalık raporda, iki ülke arasındaki ticari, savunma sanayi ve güvenlik alanındaki ilişkilerin içerdiği fırsatlar öne çıkarıldı.
Raporda, Türkiye’nin merkezi önem taşıyan bölgesel bir güç olduğu değerlendirmesinde bulunularak, Türkiye’nin alacağı kararların bölgenin kaderini de belirleyeceği ifade edildi.
Türkiye’nin IŞİD’le mücadele ve sığınmacılar konusundaki önemi de vurgulanan raporda, bölgede istikrarın sağlanmasında da rolünün önemli olduğu, ancak PKK’nın Suriye kolu YPG’nin de IŞİD ile etkili bir savaş yürüttüğü belirtildi. Raporda, İngiltere’nin PKK/PYD’nin federalizm çabalarının desteklenmeyeceği de belirtildi. Türkiye’nin Menbic hedefi hatırlatılarak taraflara birbirleri ile savaşmak yerine IŞİD ile savaşa odaklanamsı istendi. Türkiye’nin yeni hedefinin Menbic olduğuna dair sözlerini hatırlatarak “İki tarafı da birbiriyle savaşmak yerine IŞİD’e odaklanmaya davet ediyoruz” denildi.
15 Temmuz darbe girişimi
Darbe girişimine de değinilen raporda, bu olayın ülkenin demokrasisini hedef aldığı ve İngiltere’nin bu konuda Türkiye’ye verdiği desteğin yerinde olduğu ifade edildi.
Raporda, İngiltere Dışişleri Bakanlığının 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türkiye’ye verdiği hızlı desteğin, Türkiye’de İngiltere’nin yakın bir müttefik ve dost olarak algılanmasını sağladığı kaydedildi.
Komisyonun raporu, Gülen cemaati konusunda ise temkinli ifadeler içeriyor. Raporda, İngiltere Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye’nin bu konudaki söylemine inandığı ama dünyanın en etkin istihbarat teşkilatlarından birine sahip olan İngiltere’nin Gülen cemaati konusunsa yeterli bilgiye sahip olmadığı savunularak şu ifadelere yer verildi:
“Darbedeki bazı kişiler Gülenci olsa da, Türkiye’deki Gülen destekçilerinin ve kuruluşlarının sayısı düşünüldüğü zaman, bu Gülenciler ya da liderlerinin darbeyi yönettiği anlamına gelmek zorunda değil”
Rapor İngiliz hükümetine tavsiye niteliğinde
İngiltere’nin Türkiye ile ilişkilerinin masaya yatırıldığı ve İngiliz hükümetine Türkiye ile ilişkilerinde tavsiyelerde bulunan rapor için tahkikata geçen yıl Temmuz ayında başlanmıştı.
İngiliz Hükümetine tavsiye niteliğine sahip rapor kaleme alınmadan önce komisyon üyeleri Türkiye’de ziyaret ve temaslarda bulunmuştu. Bu çerçevede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu geçen ocak ayında Komisyon Başkanı Crispin Blunt ve beraberindeki heyeti kabul etmişti.
Rapor, komisyonun Türkiye ziyaretinin yanı sıra Londra’da dinlediği kişilerden aldığı görüşler sonrası kaleme alındı.
İngiliz Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu, 6’sı iktidardaki Muhafazakar Partiden, 4’ü ana muhalefetteki İşçi Partisinden ve biri İskoç Ulusal Partiden olmak üzere 11 milletvekilinden oluşuyor.
Kahl: Türkiye, Gülen konusunda bizi ikna edemedi
Almanya istihbarat servisi BND’nin başkanı Bruno Kahl, haftalık Der Spiegel dergisine verdiği mülakkatta , Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında Gülen yapılanmasının olduğu konusunda kendilerini çeşitli yollardan ikna etmeye çalıştığını ancak bunun şu ana kadar gerçekleşmediğini söylemişti. Kahl, darbe girişiminin devlet tarafından kurgulandığını düşünmediklerini belirtip , “15 Temmuz öncesinde de hükümet tarafından bir temizlik dalgası başlatıldı. Bu yüzden ordunun bazı kesimleri sıra kendilerine gelmeden darbe yapmak istedi. Ancak artık çok geçti, kendileri de temizlendi” dedi.
Kahl, darbenin devletçe tasarlanmamış olmasına karşın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açısından memnuniyet verici bir mazeret olduğunu savundu ve Spiegel’in “Gülen yapılanmasını aşırılık yanlısı İslamcı ya da terörist diye tanımlayabilir misiniz?” sorusuna “Gülen yapılanması dini ve seküler eğitim için bir araya gelmiş sivil bir oluşum. Bunlar arasında dershaneler, Erdoğan güçleriyle yıllarca ortak çalıştıkları eğitim kurumları var” cevabını verdi.