TÜRKİYE SİYASETİ KAYNIYOR!
Daha ortada seçim yok, hani ‘bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü’ misali gelişmelere gebe Türkiye siyaseti. Erdoğan, sürekli oyun kuran pozisyonda kalmak istiyor ve onun için salvolar atmaya devam ediyor. Söylenen sözlerin nereye denk gelmesi önemli değil, önemli olan gündem belirlemesi ve gündemi meşgul edebilmektir.
Ekonomik olarak Türkiye Hazinesini sıfırlayan Erdoğan siyaseti, sürekli gündem değiştirerek, gündem yaratarak halkın aslı gündeminin tartışılmasını engellemektedir. Örneğin, halkın gündemi Pandemi olması gerekirken, yoksulluk birinci sıraya yerleşmiş. Ama iktidar bu gündemi sıcak tutmamak için sürekli başka sunni gündemler yaratmakta pek mahir davranmaktadır. Yoksulluk tartışıldığı sürece, iktidarlarının ellerinden kayacaklarını görmektedirler. Sanki tüm bu yaşanan olumsuzlukların tek sorumlusu muhalefetmiş gibi, muhalefete saldırmakta, yandaş taraftarı nezdinde ötekileştirmeye, şeytanlaştırmaya çalışmaktadır.
Bakın, Gara operasyonuna; İktidar bu operasyonda adeta çuvallamıştır. Bekledikleri başarıyı elde edemedikleri içindir ki, başarının üstünü örtebilmek ve tüm bir muhalefeti siyaset dışı bırakma çabasının aracı haline getirmeye çalışmaktadırlar. İktidar adeta yakın zamanda yapacağı bir seçim çalışması içerisindedir. Bakın yaptığı kongreler bile bunu gösteriyor. Sorumluluk görevinin en üst seviyesindeki şahsiyetin yaptığına bir bakar mısınız? Pandemi ortamında salonları ‘lebaleb’ doldurarak, bundan bir de övünç kaynağı yaratarak, koronanın çoğalmasına, artmasına neden olduğunu unutmaktadır. Bu hareket tam bir sorumsuzluktur.
Gelelim siyasetin dizayn edilmesine. ‘Gara’ operasyonun başarısızlığı, Erdoğan’ın zaten yapmak istediği HDP’yi siyaseten elimine etme düşüncesine iyi bir gerekçe oluşturmaktadır. HDP’yi siyasetin dışına iterek, Güneydoğu oyları ve vekillerine talip olmak hedefi güdüyor. Ayrıca, kısa zaman da anayasal değişiklikleri gerçekleştirebilmek için, vekilliklerini düşürmeyi düşündükleri HDP vekillerinin yerine bir ara seçim yapmayı bile planlıyor olabilirler. Kürt seçmenlerinin, ikinci tercihi olarak AKP’yi seçebilecekleri önyargısından hareket ettikleri bir gerçektir. Bu plan tutar mı göreceğiz.
AKP çözüm sürecinde, HDP vekillerini, Kandil’e kendi bilgisi dahilinde gönderdiği halde, bugün bu gidişleri siyasi linç malzemesi olarak kullanmaktadır. Kendi seçmenleri açısından bu plan tutar belki ama başka kimseyi inandıramazlar. Zaten AKP’nin, yapmak istediği de bu değil mi? Kendi seçmenini mobilize etme ve başka tarafa geçmesini, kaymasını önleme çabası.
AKP, zaten uzun zamandır CHP üzerine çokça oynamaktadır. Bölme, parçalama ve dağıtma vb çabalarını uzun süredir izliyoruz. Eleştirinin dozu artınca daha da hırçınlaşıyor, saldırganlaşıyor ve sonu ‘sinkaf’la biten cümleler kurmaya başlamaktadır. Erdoğan’ın ‘tarzı siyasetini’ böylece daha da belirginleşmektedir. İyi Parti üzerinden de oyun kurdu fakat hesapları tutmadı. Önce Millet ittifakından çıkartma, olmadı parçalama hamleleri boşa çıkmıştır.
Erdoğan şunu çok iyi biliyor ki, durdukça çözülecektir, bu yüzden durmak ona yaramamaktadır. Şimdi de, çıkartmış olduğu ‘Milli Görüş’ gömleğini tekrar giyme, bu tarafa en azından göz kırpma çabaları vardır. Bu tutar mı, bilemeyiz, ama sağ seçmen kaygan bir zeminde oturmaktadır. Hafızası çok kuvvetli değildir, zemin kayması her zaman yaşanabilir.
Tüm bu hamleler, çabalar, ataklar, saldırgan tutumlar bize şunu gösteriyor; AKP ve Erdoğan 2023 seçimlerine kadar süreci götüremeyeceğini görmektedir. Zemin kayıyor, iktidar tükeniyor. Bu yüzden kendine yeni ittifaklar, ortaklar aramakta, olmadı seçim sistemi değiştirmeye umut bağlamaktadır. Erdoğan şunu iyi bilmektedir, seçimi kaybederse, iktidardan olursa, sonu hiç de iyi olmayacak, vereceği çok hesapları olacaktır. Verilecek hesap dahi kalmamıştır, çünkü hesapta nakit kalmamış, kasa tam takır, müflis esnaf durumuna düşürülmüştür.
Erdoğan, aslında yapması gerekeni yapıyor ve sürekli saldırıyor, dağıtıyor, parçalıyor, lime lime ediyor siyaseti. Kendi yaptığı yasalara uymayan bir şahsiyetin yeni yapacağını iddia ettiği yasalara uyacağının garantisi ne olabilir?
Erdoğan’ın bu yaptıkları karşısında, yapılacak bir tek şey var ki süreç oraya doğru kendiliğinden evrilmektedir. Muhalefetin tek vücut birlikte hareket etmesidir. Aslında saldırılarının da buna hizmet ettiğini düşünüyorum.