Kuzey Teve


betnis giriş
betnis
yakabet giriş

YEDİ YIL ÖNCE BUGÜN 15 TEMMUZ..

YEDİ YIL ÖNCE BUGÜN 15 TEMMUZ..
Fakir Yılmaz( [email protected] )
180 views
15 Temmuz 2023 - 12:06
Spread the love

Bugün yedi yıl önce yaşanan ve hala 12 Eylül cuntasınca hazırlatılan Anayasa ile ülke yönetiminde bulunan mevcut iktidarca kabul edilip, kamu kurumlarının yaslı bir gün olarak tatil ilan edildiği ama başta muhalefet tarafından olmak üzere bir çoklarının hala ‘kurma’ diyerek eleştirip, tartışmaya devam etiği 15 Temmuz.
Ve bugün, dün bizim cemaatçi dediğimiz, sistem düşmanları dediğimiz için hain ilan edilip, paslı bıçaklarla gırtlağı kesilmesi gerekenler olarak hedef gösterilirken, bugün dün bizi kesmek isteyenlerin geç de olsa anladığı bir gün.
Çünkü dün kendisine Hoca Efendi diyenler, ama bugün birçokları gibi terörist ilan edilen Feto’nun dizinin dibinde olduklarını unutup, senden, benden daha çok demokrasiyi, laik düzeni, cumhuriyeti sahiplendiği bir gün…
‘Arşivler yalan söylemez’ sözü ile yola çıkacak olursak ve 15 Temmuz öncesini hatta geçen gün ölen gerici düşünceleri savunan onca cemaatin başında gelen bir cemaatçinin cenazesine bakıldığında hala yaşanan tehlikelerin ne kadar anlatıldığını görmek mümkün olsa da, iktidarların ellerinde tuttukları basın ve medya kanalıyla estirdiği rüzgarla toplumun çoğunun işine geldiği gibi gelişmelere göre yelken açtığını hatırlayıp, yerimizde kala kalıyoruz.
Çünkü bugün iktidara en iyi nasıl yaranırım diyerek darbe karşıtı olduklarını belirtip, sanal durumlarında paylaşımlar yapanların, dün başbakanı, bakanları asan darbecilerin en sonuncusu olan Evren’in boy boy posterlerini evlerinin, iş yerlerinin en güzel yerlerine astıklarını da biliyorum.
Evet, bugün 15Temmuz ve bugün askeri yönetimlerin yani darbelerin en kötü siyasi yönetimden daha baskıcı, daha faşist, daha çekilmez olduğunu bilen, bizzat yaşayan biri olarak diyorum ki;
Ey iktidar 15 Temmuz Darbe girişiminin hemen ardından, şu anki sivil cumhurbaşkanı Erdoğan’dan 17 dakika önce cadde ve sokaklara çıkıp, darbeye karşı olduğunu, darbeye karşı konulması gerektiğini canlı yayında açıkça belirten, şu anki partinin o dönemki belediye başkanını, partilileri başta olmak üzere telefonla arayarak darbeye karşı koymaları için bizzat sokağa çıkmaya davet eden ve bunu da arşivleriyle açıkça ortaya koyan ama birileri gibi ‘bende gaziyim, maaş bağlayın’ demeyen bir gazeteci olarak, yedi yıl önce ve sonrasında bugün yani her 15 Temmuz’da ele aldığım yazılarımdan birini bir kez daha yayınlıyor ve anlatmak istediklerimizi artık anlamya davet ediyorum.
‘Demokrasi ve Adaletin Taşları Yerine Oturtulmalıdır.’ diye başlayan ama kısa çok kısa bir zaman kalmasına rağmen belediyelerce her yıl olduğu gibi bu yıl da ters düz edilen, yerlerine oturtulmayan kaldırım taşları gibi tartışılan demokrasinin ‘bana olduğu kadar sana da lazım’ diyerek, diyor ve 15 Temmuz 2017 yılında yazdığım ve ‘Darbeye Hayır’ diyerek sanaldaki çekimlerimle birlikte arşivlerde olan yazımı bugüne güncelleyerek yeniden paylaşıyor, yayınlıyorum.
CHP’li Ardahan Belediyesinin binasına astığı Asker Atatürk’ün dev posterinin ne anlama geldiği, bir yerlere mesaj mı verilmek istendiğini çokça tartışıp, ‘Askeri Darbeye Asker Atatürk Posteriyle Cevap’ başlığıyla hazırladığımız manşetimize bakınca bu ülke ne çekmişse Askeri Darbelerden çektiğini bir kez daha anlıyorum.
Çünkü toplumun evladı diye kucakladığı Askerin sivil hayata karışmamasını isteyen ve kurtuluş savaşının tozu, dumanı üzerinden kalkmadan askeri elbisesini kısa sürede üstünden çıkartan ve yüzünü batıya döndüren Atatürk’ten bu yana yaşanan tüm darbeler askerler tarafından yapılmış ve bu ülkenin demokrasisine, adaletine ve de ekonomisine büyük darbeler indirmiştir.
Bu nedenle dün dediğimiz gibi bugün de diyeceğimiz tek şey; Darbe mağduru bir ailenin ferdi olarak 15 Temmuz’da yapılmak istenen darbeye karşı ilk çıkanlardan biri olarak diyeceğim tek bir şey var o da; Darbecilerin yapmak istediği ve kaldırılmasına neden oldukları demokrasi ve de adaletin taşlarının bir an önce yerine oturtulmasıdır.
Bunu da yapacak olanlar darbe mağduru olduğunu ileri süren ama KHK’lar başta olmak üzere demokrasinin, insan haklarının, seçme ve seçilme haklarının kayyumlara kurban edilmemesi, buzlukta olduğu söylenen ama her geçen gün ekonomi gibi eriyip, ısınan barış sürecini oradan yeniden çıkarmak ve İsveç’i şart koştuğumuz Avrupa Birliğinin, altına imzalar attığımız Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, Gümrük Birliğinin, eğitim, sosyal hayat gibi insani gelişim için oluşturulan fonların Avrupa ve dünya normlarında hayata geçirilmesi işi ve görevi sivil iktidarın siyasilerin birinci, başlıca görevidir.
Evet, unutmadan son dip not olarak da diyorum ki; Bunlar ve buna benzer gerçek demokrasiyi anlatmaya çalışan bu anlattıklarımı, yazdıklarımı ukalalık, iktidara muhalefet diye saymayın, sadece göreviniz olduğunu birçok siyasinin yanında gazeteci meslektaşı tutuklu bulunan bir gazeteci olarak hatırlatmak istedim…

PİYASALARDA SON DURUM
  • DOLAR
    -
    -
    -
  • EURO
    -
    -
    -
  • ALTIN
    -
    -
    -
  • BIST 100
    -
    -
    -

2024 Kuzeyteve.com