G20 Liderler Zirvesinde iken Polonya’ya düşen füze sonrası elini sıkıp, bakanının tam tersine bir hareketle Taksim’de yaşananlar için dilenen başsağlığı mesajlarını kabul eden ABD başkanının çağrısı üzerine bir araya gelen bazı Nato üyesi ülke liderlerinin olduğu masaya davet edilmemesini ‘önemsiz’ diyerek geçiştiren Erdoğan kendisine ‘muhtar olamaz’ diyen, Kaya’ya ‘şerefsiz’ manşeti atan beyaz Türklerin ülkeyi terk ettirdiği Ahmet Kaya’nın mezarını ülkeye taşıyabileceklerini belirtmiş.
Gerçi, ‘düğün değil, bayram değil eniştem beni niye öptü?’ misali CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun durduk yerde gündeme getirdiği başörtüsü konusuna benzer bir durum olan Erdoğan’ın bu açıklamasına baktığımızda içimizde ‘Ahmet Kaya’nın mezarının taşınması ne alaka şimdi’ demek gelse de bu konu daha öncede yani Kürt açılımı denen barış süreci günlerinde de Berfo ananın oğlu Cemil Kırbayır gibi faili meçhulleri bulacaklarını, aydınlatıp, hukuk önüne getireceklerini belirten aynı Erdoğan tarafından dillendirilmiş ve o günden bugüne bir adım ileriye gidilmemişti.
Esrar, Eroin yani uyuşturucu bolluğunun konuşulduğu, satıldı denen uçakta olduğu gibi gemilerde tonlarca malın getirilip, götürüldüğünün konuşulduğu, içinde Kürt olmayan Taksim cinayetinin yaşandığı, %185 mi, %83 mü diye tartışılan enflasyonun konuşulduğu ülkede başka konu yokmuşcasına hazırlanmış sorulara cevap verip, Ahmet Kaya’nın mezarının ülkeye getirilebileceğini gündeme taşınmasının ne anlama geldiğini düşünürken bu kez aynı Erdoğan’ın 6’lı masada senin ne işin var dediği Akşener’in vereceği cevabı bekliyorduk.
Ve ‘kumar masasında değiliz’ deyip, “Bizi dürtmeye kalkışmış. Sayın Erdoğan’ın yaptığı zikzaklara alıştık. Masaya oturan, açılım yapan, teröriste terörist diyemeyenlerle bir araya gelen kendileri. Biz Erdoğan ve arkadaşlarının yaptığı yerli ve milli tanımına ihtiyaç duyan bir parti değiliz. İYİ Parti çizgisinde kırık olmayan dün neyi savunuyorsa bugün de aynısını savunan insanların partisidir. Dolayısıyla milletimizin geleceğinin heba edildiği bir kumar masasında değiliz” diyen Akşener’in bu cevabıyla karşılaşan aynı Erdoğan bu kez dönüp, İstanbul Taksim İstiklal caddesindeki olayı yeniden gündeme getirip, elini sıkıp, başsağlığı mesajını kabul ederek, bunu da tiwitinde paylaştığı ABD’ye yükleniyor.
Taksim saldırısı üzerinden teröre kol kanat geren ABD’ye tepki gösteren Erdoğan, ‘Terör örgütüne destek verenler dökülen her kana ortaktır. Teröristler kimin arkasına saklanırsa saklansın kendilerini bekleyen akıbetten kurtulamayacaklardır.’ derken yaklaşan seçimler öncesi kaybettiği oyların kafasını ne kadar çok karıştırdığını da gösteriyor..
Ve bugün briket ev yapılan Suriye topraklarında bulunan Süleyman Şah Türbesini taşımakla tecrübeli iktidarın ailesi izin vermesi halinde Ahmet Kaya’nın da mezarının taşınacağını belirten aynı Erdoğan’ın bu çıkış ve çabalarının yanında diğer taraftan da bizzat izniyle anasını babasını görmeye götürülen Demirtaş’ın hitap ettiği kesime yani Kürt oylarına oynadığını da görmekteyiz.
Ancak ‘O kadın’ denen ve partisiyle karşı karşıya gelen Akşener gibi Demirtaş’ın da “Bunca haksızlıklar devam ederken beni değil jetle Diyarbakır’a, mekikle Mars’a da götürseler durum değişmez” vurgusu yapması karşısında ne yapsa işe yaramayacak gibi..
Çünkü ölen ölmüştür, geri gelmez ‘Mezar taşımak bizim işimiz’ denip, ölenin cenazesini oraya da buraya da taşısanız zor…